A6

252 26 37
                                    

<Sonra sohbet ederek uzaklaşmaya başlamışlardı ki Adrien'nın telefonundan miyav sesi gelene kadar. >>

***

Biz birbirimize bakarken, polisler sessiz adımlarıyla yeniden bu tarafa gelmeye başlamışlardı. Biz sessizce gitmelerini beklerken polis bize doğru seslenmişti. 

"Hemen Kendinizi göstermezseniz ateş açarım" demişti. 

Adrien bir anda kalkmaya çalıştığında onu geri yerine çekmiştim. 

"Aptallaşma, bizi yoklama'ya çalışıyorlar." 

Demiştim fısıldayarak, o da bana dönüp. 

"Bu kadar Macera bana fazla kızım." demişti. 

Bende içimden "daha benim yaptıklarımı bilmiyor, bende kalp krizi geçireyim diye düşünürken, Polis " Kim var Orda!!!? " diye bağırınca ikimizde yerimizden zıplamıştık. 

Polis buraya ışık tutacağı zaman yanlarında durdukları çöp 

konteyner ın dan bir anda kedi zıplayıp koşarak çıkmıştı arkasından da beyaz bir kedi onun peşinden koşarak gitmişti. Polisler bir anda çıkan kediyi görünce yerlerinden sıçramışlardı. 

"Tanrım, bir saattir boş boş bağırıyormuşum." 

"Hadi gidelim, zaten kimse yok burda" 

"tamam"  demişti. 

Polisler artık bizi duyamayacakları kadar uzaklaşınca, bir anda derin nefes almıştık. Nefes alıp, Adrien 'a baktım.

"Miyav ha?" demiştim. O da suratını büzerek "Kedileri severim" dedi. Ayağa kalkarken "Kedi fantezin bizi yakalatıyordu ama"

deyip aşağı baktım. O da peşimden kalkıp "İyi tarafından bakarsak yakalanmadık." 

dediği anda çıktığımız camdan 

"Her tarafa bakın kimse kalmayacak burada!!" 

Gülerek ona döndüm "Şimdilik" deyip, ellerimle durduğumuz yerin demirini tutup, çöp konteynırına atladım.

Adrien bir bana, birde cama bakıyordu.
Hala çöp konteynırının içinde olan ben ona doğru seslenip

"Atla hadi, yoksa bırakır giderim seni, tek başına kalırsın burda" dediğimde hemen yanıma atlamıştı. Ona doğru bakarken bana "Başıma ne işler açıyorsun bilmiyorum ama, hoşuma gitmiyor değil. Sevdim seni" dedi 

ve konteynırdan çıkıp, çıkmam için elini uzattı. Elini tuttup konteynırdan çıktım.

Yürürken ona dönüp "Sen acıkmadın mı? Bu bar aksiyonu beni biraz acıktırdı." dedim.

Bana doğru dönüp gülerek "Bildiğim bir italyan pizzacı var, istersen oraya gidebiliriz. Biraz uzak ama"

"Ahh, sorun değil motorla gideriz hem italyan pizzalarını severim."

"Motor?"

Demesine kalmadan sokağın sonundaki bağlı motorun yanına gelmiştik. Ben Motor kaskını kafama geçirip arkadan ona yedek kaskı çıkarıp fırlatmamla tutması bir olmuştu. Motora binip çalıştırmıştım. Onun binmesini bekliyordum.

"Daha ne kadar böyle birbirimizle bakışıcağız yoksa binicek misin?"

Dediğimde kaskı kafasına geçirip arkamda yerini almıştı. Ona "Belime sarılırsan daha rahat edersin diye düşünüyorum." dedim.

Adrien ise "Yok sağol, ben böyle rahatım." deyip ellerini omuzlarıma koymuştu.

"Sen bilirsin." deyip hızla motora bastığımda belime sarılmış iki güçlü kol hissettim. Gülerek sürmeye devam etmiştim.

Dediği yere varmamız 1 saate yakın sürmüştü. İçeri girip bir masaya oturduğumuzda garson gelip siparişlerimizi alıp gitmişti.

Birbirimize bakıp biraz sessiz kaldıktan sonra sessizliği bozan Adrien olmuştu.

"Orda yangın merdiveni olduğunu nerden biliyordun." demişti.

Bu konuyu neden şimdi açmıştı ki?
Güllerek cevap vermiştim.
"Sık gittiğim bir mekandır. Sıgara içmek için sürekli camı kullanırım."
Dedim. Aslında sıgara içmem...

"Tamam o zaman." dedi.

O sırada ise garson siparişlerimizi getirdi. Adrien heyecanlı bir şekilde ellerini birbirine sürterek. "Buranın pizzalarını çok seviyorum" deyip bir parça almıştı. Bende gülerek önümde ki pizza dan bir parça alıp ısırdım. Gerçekten de tadı çok güzeldi.

Adrien benim suratıma bakarken gözlerim pörtlek bir şekilde ona baktım. İkimizde bir anda gülmeye başladık.

"Buranın pizzasını bu kadar seviceğini düşünmemişti."

"Bende öyle ama tadı gerçekten muazzam"

"Galiba pizzanın gizli tarifini öğrenmek için plan yapacağım ortağım olmak  istermisin?"

Deyip elini iş anlaşmasında ki adamlar gibi uzatıp bana bakıyordu. Gülerek

"Memnuniyetle..."

Dedim ve elini sıktım ikimizde sırıtarak yemeklerimizi yemeğe devam ettik.

Adrien kalkıp yediğimiz yemeklerin parasını ödedikten sonra, onu eve bırakmayı teklif ettim. O da kabul etti.

Motora bindiğimde o da hızlıca kafasına kaskı geçirip belime sarılmıştı.

"Alıştın galiba"

"Ne yapayım kızım, benim canım tatlı"

Gülerek onu eve bıraktım. Evine geldiğimiz de motordan inip verdiği kaskı koltuğun altında ki sandığa koydum.

Bir süre birbirimize baktıktan sonra

"İyi geceler Marinette..."

"İyi geceler Adrien..."

Dedikten sonra herkes kendi yoluna gitti...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yeni Bölüm'de Görüşürüz...

Herkes kendine iyi baksın
  
                            🥑608 kelime🥑






𝒑𝒐𝒊𝒔𝒐𝒏 𝒍𝒐𝒗𝒆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin