Lara
Ağzım şaşkınlıkla açılmış, gözlerim pörtleme derecesine gelmişti.Karşımdaki kişi, yurttayken bana sahip çıkan, diğer kızlardan koruyup kollayan, bende iki yaş büyük Fulya’ydı.Benden 5 cm uzun, yeşil gözlü, kumral, o cana yakın tüm yüzüne ışık veren gülümsemeyi nerede olsa tanırdım.
“Fu..fu..fulya ? Se..se.senmisin ?”
“Evet canım ta kendisi.”
“İnanamıyorum nerden buldun beni.”dedim ömrümde ilk defa kekeç olmuştum. Fulya yüzünde kocaman gülümsemeyle gelip bana sarıldı.Onu çok özlemiştim.Yurttan benden iki sene önce ayrılınca bir daha haber alamadım.
O kadar uzun sarıldım ki Fulya, “ Yeter artık kızım.Tamam anladım özledin ama buraya canlı geldim cansız gitmek istemiyorum.” Dedi.
Ne dediğini anlamamıştım “ Ne ?”
“ Boynuma o kadar sarıldın ki nefes alamıyorum diyorum.” Dedi ve gülümsedi.
Yarım gülüşle “Özür dilerim.Gel içeri kapıda kaldın.Çok kötü ev sahibiyim.” Dedim ve çekingen misafirler gibi etrafa bakarak içeri girdi.
“Nasılsın Fulya ? 9 senedir görüşmüyoruz.Seni ne kadar özlediğimi bilemezsin.Yurttayken çok yalnızdım o iki sene bana ölüm gibi geldi.”
“Biliyorum canım bende seni çok özledim gelmek istedim yanına ama şartlar bilirsin.Okumak için Adana’ya gittim.Düzenimi kurup okula alışma faslı falan derken aradan iki sene geçti.Bir kaç günlüğüne İstanbula geldim ama yurttan ayrılmışsın.Sonrada izini kaybettim.”
“Evet bende seni aradım ama bulamadım.Onca yıldan sonra nasıl buldun beni.”
“Bulmak kolay olmadı aslında.Eşimin yardımları sonucu adresini buldum.”
“Nee ? eşin mi ? Evlendin mi ?”
“Evet tatlım evlendim.Üniversitede tanıştığım biriyle.İlk görüşte aşktı bizimkisi.Şimdi 4 yaşında oğlum var.” Dedi.
“Tebrik ederim.” Dedim o sıra yine gözlerim dolmaya başlamıştı, gözlerimden akan yaşı durduramadım arkası şiddetli bir hüngürle geldi.
Fulya şaşırmıştı.”ne oldu ? Niye ağlıyorsun şimdi ?” dedi ve başımı göğsüne yasladı.Severek evlenmişti ama benim öyle bir şansım yoktu.
Aşk çok garip bir şeydi.Aşık olmak için yıllar gerekmez yarım gün yeterdi.Ah Matt 1.5 günde ne yaptın bana…
Bir süre zırıldadıktan sonra ağlamamı kestim ve “Özür dilerim.Mutluluğunu paylaşmam gerekir ama ben burada oturmuş ağlıyorum afedersin.”
“saçmalama.Ama bak bakıyım sen bana” dedi ve yüzümü incelemeye başladı. “ilk geldiğimden beri halin perişan, sende bir şey var ne oldu hemen anlat.” Dedi.
“ Çok uzun bir hikaye, boşver eğer anlatırsam acile zor yetiştirirsin beni çünkü ağlamaya gücüm kalmadı.Sen burada otur ben yüzümü yıkayayım ve sana kahve yapayım.Daha sonra oturur konuşuruz.”
“Bırak kahveyi ben sana geldim kahvene değil.Tamam yıka yüzünü gel, bekliyorum.” Dedi.Banyoya zor gittim gerçekten elimi kaldıracak halim yoktu.Yüzümü yıkadım ve aynada kendi görüntümü inceledim.Korkunç görünüyordum, bembeyaz yüz ve kıpkırmızı gözler…Canavarlara benziyordum.Dönüp banyodan çıktım.Fulyayı camdan dışarı bakarken buldum.Yanına gittim ve bende dışarıya bir göz attım.
O sıra bir adam yolda durmuş elindeki kağıda benzer bir şeye bakıyordu.sonra başını kaldırıp yukarı baktı.Gözlerim hala puslu olduğundan o adamın kim olduğunu net göremiyordum.Ama uzun boylu ve geniş bir bedeni olduğu anlaşılıyordu.Kalbim hızlıca atmaya başladı.Bu Matt olabilir miydi ?
Bir an gözlerimi ovup tekrar bakmak istedim ama adam apartmandan çıkan bir kadının koluna girerek direkt oradan uzaklaştı.Heyecanım pıısss diye söndü.Hayal kırıklığı dolmuştum.Matt burada olamazdı.Fransızdı ve İngilizce konuşmayı dahi bilmiyordu.
Fulya koluma girerek “Gel koltuğa oturalım.Demin sen banyodayken, mutfağına girip Kettle’a su koydum.Isınsın kahveleri ben yapacağım.Bu arada mutfağına girdim diye kızmadın öyle değil mi ?” dedi çekindiği belli oluyordu.
Yarım, hüzünlü bir gülüşle “Hayır tabiki burası seninde evin istediğin gibi hareket et.Koray dan haber aldın mı hiç ? Onuda çok özledim.Eski 3lü grubumuzu yeniden kuralım.”dedim.
Koray da benden 2 yaş büyüktü.yurtta kız erkek ayrıdır ama ortak girdiğimiz birkaç ders vardı.Fulya, Koray ve ben iyi bir takım oluşturmuştuk.Biz küçükken hayatla boğuşmuş, kaderin bir araya getirdiği kişilerdik.Yurttan ayrılınca Fulya gibi onunda izini kaybetmiştim.Kim bilir şimdi nerdeydi ? Fulyanın neşeli sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım “Sana demedim.Hazır ol söylüyorum.Koray’ı da buldum.Şimdi çok iyi bir avukat olmuş.Hali vakti yerinde.Ailesini de bulmuş.Her şey yoluna girmiş anlayacağın.Onuda getirecektim.Ama duruşması varmış gelemedi.Artık senide bulduğumuza göre eski günlere az kaldı.” Dedi.
Bu haber birazda olsa gülümsetmişti.Hayat hep böyleydi.Bir yandan üzer bir yandan güldürürdü.Fulya bana döndü ve yurttan ayrıldıktan sonra neler yaptığımı, en çokta beni üzen şeyin ne olduğunu anlatmamı istedi.Bende hayat hikayemi olduğunu gibi ona aktardım.
Matt
Bacaklarım bir türlü adım atmıyor, içeri girmeme izin vermiyordu.Onu görmek için sabırsızlanıyordum ama görünce ne konuşacağımı bilmiyordum.Ona yalan söylemiştim, yüzüne karşı gülerek oyun oynamıştım.Türkçe konuştuğumu duyunca ‘ah canım iyiki bana oyun mu oynadın’ mı diyecekti.Larayı şu kadarcık zamanda tanıyorsam, benim ağzımı burnumu kırmak için rahat bir şeyler giyer sonrada uygulamaya geçerdi.Onun karşısına böyle çıkamazdım.Kafamı yukarı kaldırdım.Camdan bir bayan bakıyordu.Acaba evi orasımıydı ? Biraz daha baktım ve deminki bayanın yanına saçları dağılmış pijamalı bir bayan geldi.Bu Laraydı.Heyecanlandım ne olacaktı şimdi.Beni görmesin diyerek kafamı eğdim ve elimdeki adrese baktım.Son kez kafamı kaldırdım ve gözlerimiz buluştu.Sanki ben olduğumu anlamamıştı.Boş boş baktı sonra olduğu yerde doğruldu.Gözlerini ovuşturmaya başladı sanırım ben olduğumu yeni anlıyordu.Oradan uzaklaşmalıydım diye düşünürken bir bayan apartmandan çıktı ve direk yanına giderek koluna girdim.
Kadın dönüp bağıracakken “Durun lütfen bağırmayın kötü biri değilim sadece bakkalın oraya kadar kolunuza girmem gerekiyor.Lütfen zarar vermeyeceğim sadece birinden kaçıyorum.” Diyerek kadının sözlerini yutmasını sağladım.Evin görüş alanından çıkarak kadına teşekkür ettim ve oradan uzaklaştım.
Larayı arkamda bırakıp İngiltereye geri döndüm.Şimdi gidiyordum ama dönüşüm muhteşem olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKBAZI
RomansaHİKAYENİN KİMLİĞİ Hikayenin Adı : Aşkbazı Hikayenin Türü : Tarihi Aşk ve Günümüz Karışımı, Romantik Komedi Hikayenin Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2011 [ İlk Hikayemdir. ]