İblisin kederi

238 32 25
                                    

Tanrısal Bakış Açısı.

"Hey,dikkat et dilin yanacak." Eunwoo büyük bir dikkatle Tzuyu'nun elindeki kahve bardağını alırken Tzuyu kaşlarını çatarak garip bir ifade ile ona baktı. Dünden beri üstünde büyük bir ilgi vardı ve bu omu boğmaya yetmişti.

Duş alırken bile Lisa ve Seulgi kabinin önünde durmuştu. En şaşırdığı kişi ise Eunwoo'ydu. Asla ama asla yanından ayrılmıyordu. Kendi özel dersleri olsa bile derslerden kaçıp gizli gizli Tzuyu'nun derslerine giriyordu. "Şey..."

"Ayine gelmesem olur mu? Öyle yerlerden korkuyorum." Tzuyu çekingence onlara bakıyordu,yanlış anlaşılmaktan çok korkuyordu ama kiliselerden hoşlanmıyordu. Tüm tüyleri diken diken olup duruyordu ve içine anlandıramadığı bir his göğsüne baskı yapıyordu. "İnancın yok mu?"

"Var ama...." Gözlerini kaçırdı. "İstemiyorum işte." Yetimhanesinde her sabah dualar okunurdu öyle derslere girerdi. Bazen koroda yer alıyordu. Herkes birbirine şüpheli bakışlar atarken Eunwoo elini onun sırtına koyarak sıvazladı. "Yalnız başına kalma. Gel,dua etmek zorunda değilsin." Ona uzatılan ele tekrar tekrar baktı. Sonunda ise tuttu. "Tamam..."

Kilisenin uzun ve geniş kapısından girdiklerinde Tzuyu'nun gözleri anında İsa'nın çarmıha gerilmiş olan heykeline baktı. "Kim bilirdi ki İblis'in kederi olduğunu?"

Sessizce mırıldanmasana rağmen bunu duyan Rose'nin gözleri kocaman oldu. Bir şey olduğunu anlayan Lisa ve Seulgi'de şüpheyle ona baktı. "Nurların Kralı namı değer Lucifer... neden göz yaşların bu kadar can yakıcı?" Tzuyu'nun anlamdıramadığı bir şekilde gözleri doldu. "Gölgeyi getiren ışık,seher yıldızı,lucifer,şafağın oğlu,gizemlerin gözcüsü."

"Onu buradan çıkarmalıyız." Rose endişe ile kızlara baktığında ayin çoktan başlamıştı. "Şeytan gururu yüzünden Tanrı huzurunda kovuldu! Çünkü o Tanrı gibi olmak istedi. Tanrı'dan daha görkemli olmak istedi."

Sırayla küresiye çıkan insanlar elindeki küçük kitapçıktan bölümler okurken Tzuyu ani bir hareketle yanında oturan Eunwoo'nun gömleklerini sıktı. "Yalan söylüyorlar. Lucifer babasını seviyor!" Sesi fazla çıkınca Eunwoo endişeyle ona baktı. "Sakin ol güzelim,sakin ol."

"O Tanrı gibi olmak istemedi ki,sadece sorguladı. Bizi seviyor Eunwoo neden Lucifer'ı kötülüyorlar? O Tanrı'nın çocuğu. Tanrı'yı seviyorlar ama neden Tanrı'nın oğlunu sevmiyorlar? Neden ona şeytan diyoruz? Tanrı Lucifer'ı cehennemin kralı olarak başına geçirdi. Adem ve Havva kendi nefsine yenik düştü! Lucifer sadece fikrini söyledi ama Adem ve Havva aklını kullanamadı. Neden tüm sorumluluk Tanrı'nın oğlunda?"

Tzuyu artık bağırarak konuşmaya başlamıştı Eunwoo onu tutmaya çalıştıkça kolları arasında çırpınıyordu ,kaçamıyorduda. Eunwoo onun belinden sürükleyerek dışarıya çıkardığında peşindende kızlar geldi. "Bırak beni! Gerçeği inkar edemezsiniz! İnsanlar yalancı,gerçeği inkar etmek günah."

Yere çöktüğünde zar zor nefes alıyordu,o his yeniden oluyordu işte. Buraya gelmemeliydi. "Babam Tanrı'yı seviyor!"

"Bende babamı seviyorum." Herkes şokla gözünü açmış bir şekilde Tzuyu'ya bakıyordu. Eunwoo sert haraketlerin engeleyemeyip Tzuyu'nun yüzünü kavrayıp kendine yaklaştırdı. "Bana bak. Bana bak dedim!" Tzuyu çırpınmayı bıraktığında kızlar korkuyla ona baktılar. "Sen... Lucifer'ın... kızı mısın?"

"Şeytanın kızı..." Seulgi'nin dediği şeyle Tzuyu sinirle öne atılarak onun yakalarını tuttu. "Onun adı Lucifer! Lucifer bir melek,şeytan değil. Annem,annem Lucifer'a aşık olmamalıydı."

"Tamam,sakin ol."

"Sakinim-sakinim."

"Birden bu saçma şeyler nereden aklına doluştu?"

"Bunlara saçma diyemezsin!"

"Özür dilerim." Eunwoo sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. Çok büyük bir duygu karmaşası içerisindeydi. Tzuyu,şeytanın kızıydı. Kalbi hem korku nem edişe ile çarptı,bu nasıl olurdu? Tzuyu resmen yarı iblis demekti. Bir İblis'e aşık olmak ne kadar günahtı?

"Dualar okununca... her şey gözümün önüne geldi. Babamın,bulutlar arasından ışık hızında düşüşü. Annemin ise bu dünyadan da,gerçek dünyadan da silinmesi..." ağlamaya başladı. İnanmak istemiyordu,bu neydi? Neden böyle şeyler yaşamak zorundaydı! "Kimse beni sevmeyecek ama ben kimseye kötü bir şey yapmadım! Onlar o elmayı yemeseydi,her şey güzel olacaktı."

Resmen Adem ve Havva'ya kin kusuyordu. "Bir... iblisi sever miydin Eunwoo?" Hayır demesinden ölesiye korkuyordu. Eunwoo'nun bu soru ile kalbi titredi. Gözlerini kaçırdı,yalan söylemeye başladı.

"Bir İblis'e göz ucuyla bile bakmam. Tanrı'nın çocuğu olsan bile... şeytan şeytandır,ibliste iblis." Arkasını dönüp yürümeye başladığında yumruklarını sıkı sıkı sıktı,gözünden yaş akmasına engel olamadı. "İyi biriyim ben." Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki kızlar onun bu haline ağlayacak kıvama gelmişti.

Tzuyu'yu orda harabe bir şekilde bırakırken kızlar omu desteklemek için yanına çöktü. "Bırakın beni! Yalancısınız hepiniz... yalancılar."

Hıçkırarak ağlamaya başladığında ormana doğru koşturdu. Koşmaktan ciğerleri patlayacaktı,sonunda bir ağacın önüne çöküp istediği kadar ağladı. "Neden beni sevmiyorlar? Neden? Ben şeytan değilim. Ben kimseye zarar vermem."

Yanına bir şey düşmesi ile korkuyla irkildi. Yüzüne yapışan saçları sert haraketlerde çekerken ıslak gözlerini sildi ve ayaklarının ucundaki kırmızı elmaya baktı ve yanından geçen siyah yılana. "Baba!" Yılan kendine özgü o sesi çıkardığında Tzuyu gram korku hissetmiyordu. Kırmızı elmaya tam uzanacağı anda elinin ısırılması ile acıyla inledi. "Bunu neden yaptın?"

"Babamız ağlamana kızıyor çocuk,ağlama. Ve o elmayı yeme."

"Anne?"

Tamamen kurgu arkadaşlar 💓 (yazarken çarpılcam diye korkmadım değil ha, inançlıyız çok şükür.) çok fazla doğa üstü şeyler izleyince böyle oluyor 👁

𝐝𝐲𝐧𝐚𝐦𝐞𝐢𝐬 | 𝐞𝐮𝐧𝐰𝐨𝐨 + 𝐭𝐳𝐮𝐲𝐮 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin