TANITIM

398 60 61
                                    

Helloooghhh

Yeni kurgumun, tanıtım bölümüyle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.♥️🥑

Oy vermeyi, hiç mi hic unutmayın, deli gibi yorumlarınızı oluyor olacağım.

Yürüdüğüm sert zemin, ayağımdaki topuklu ayakkabılar sayesinde nahoş bir ses çıkartıyordu. Bu iğrenç kokudan nefret etsemde el mecbur buradaydım. Sağlık önemliymiş ya hani! Çok önemli çok! Evimde karın ağrısından can çekişseydim de bu kokuyu çekmeseydim. Tasalanmamak elde değildi, iş yerimde sağlıklı olmam daha mühim diye de zorla hastaneye gelmem... Gerçekten esaslı bir şekilde, beni hastaneye getirerek zor işi sonunda başarmışlardı. Zira beni sokmak her yiğidin harcı değildi. Burnum havada etrafa bakıyordum. Elimde saçımı karıştırıp yana attım. Acaba yolda gelirken, rujum sıcaktan silinmiş miydi? Hemen kısa kol çantamdan küçük taşlı aynamı ve kırmızı rujumu çıkardım. Elimde hem aynayı hem de rujumu tutmakta zorlanıyordum. Eee ayaktaydım normaldi yani. Hemen ilerimde konuşan iki hemşire gördüm. Biri ben oraya ilerlerken çoktan oradan ayrılmıştı. Ama diğeri hala oradaydı. Hemşirenin yanına gittiğimde bakışları bana döndü. Yüzümde tatlı, nazik bir gülümseme hakim oldu. Gözümle elini işaret ettim. Boş boş hala bakıyordu. Tekrardan aynı yeri işaret ettim. Gözü, sonunda eline döndü, hemen ardından kaşlarını çatarak bana baktı.

"Bir sorun mu var?"

Yüzümdeki gülümseme genişledi. "Evet, bir sorun var. Bana yardımcı olur musun?"

Hemşire o kadar masumdu ki hemen başını salladı. "Yardım edebileceğim bir konuysa neden olmasın?"

Hızla cevap verdim. "Elin varsa, beyinciğinin hala denge yeteneği varsa bu iş olur."

"Ha? Anlamadım."

"Elini verir misin?"

Şaşkın bakışıyla bir eline bir bana bakıyordu. Elini uzattı. Hiç beklemediğim bir şekilde. Ama geri çevirmedim, eline avucumun içindeki aynayı yerleştirdim. Kısa eteğimin rahat verdiğince eğildim. Hâlâ hemşirenin elinde olan kapalı aynanın kapağını açtım. Hemşirenin şaşkın bakışları arasında diğer elimdeki rujumu dudaklarıma cilveli bir edayla sürdüm. Kıpkırmızı. Dudaklarıma en çok bu rengi yakıştırıyordum. Dudağımı bir kez yaladım, ruju iyice yedirmiştim. Küçük aynaya saçlarımı düzelterek bakmıştım. Gayet güzeldim. Her zamanki gibi. Yüzümdeki gülümseme eksik olmadan hemşirenin elinden aynamı aldım.

"Teşekkür ederim. Çok yardımcı oldun, bu kıyağını unutmayacağım. Bu güzel aynamı hediye olarak vermek isterdim ama bana da başkası hediye etti." dedim ve aynamı kapatıp rujumla birlikte çantamın içine attım. Hemşirenin şaşkın bakışları dahilinde danışmaya doğru ilerledim. Hâlâ arkamdan baktığına yemin bile edebilirdim. Çünkü hastanedeki nerdeyse herkesin bakışları üstümdeydi.

Danışman kız zoraki bir gülümsemeyle bana baktı. "Hoş geldiniz."

Başımı salladım. "Alyona Üstün. Tam beş dakika sonrasi için  randevu almıştım." Katiyen yalan ben almadım, canım patronum aradı sizi özel olarak. Neyse...

Danışmadaki kız, önündeki bilgisayara bir şeyler yazarak tekrar bana döndü. "Doktorunuz kimdi?"

Neydi, neydi, neydi? Ay doktorun adını unutmanın sırası mıydı şimdi? Hatırla...

He, hatırladım. "Altuğlu bir şeydi ama soyadını hatırlamıyorum."

Kızın kaşları çatıldı. "Altuğ hocam sanırım, zaten hastanedeki tek Altuğ isimli doktorda kendileri oluyor." 

Telefonla uğraştı ve kulağına götürdü. Karşıdaki kişiye bir şeyler söyledi. Sonra tekrardan bana döndü. "Tamamdır, 3.katta odası. Altuğ Serter."

Kızı daha fazla dinlemeden kendimden emin adımlarla hemen koridorun solundaki asansöre yürüdüm. Asansörün tuşuna basıp gelmesini bekledim. Kısa süre sonra gelen asansörle binmem bir oldu. Kat numarasına dokundum. Asansör durduğunda, asansörden çıkıp koridordo yankı yapan topuklu ayakkabı sesim hakimdi.
Altuğ Serter denilen doktorun adının yazdığı odayı bulmaya çalışıyordum.

Genel Cerrahi Uzmanı: Altuğ Serter

Bir kapının önüne gelmiştim. Kapının kenarındaki kartta Altuğ Serter yazıyordu. Vücudumu dikleştirdim. Mavi elbisemi çekiştirip düzelttim ve elimi yumruk haline getirip kapıyı iki kez tıkladım.

Kapıyı açıp içeriye girdim. Hastane odası boğucu sessizlikle buluşunca daha sıkıcı oluyordu. Etrafta göz gezdirirken masanın arkasında duran doktora daldı gözlerim. OHA!

Sarışın, mavi gözlü, karizmatik bir doktorla karşılaşacağımı bilsem önceden gelirdim bu hastaneye.

Doktorun bakışları sorgularcasına üzerimdeydi. "Şikayetiniz nedir?c

Doktoru daha fazla kesmek istiyordum, daha fazla, daha fazla...

Kırmızı ruja boyanmış dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Karın ağrısıydı ama şimdi kalp ağrısına döndü. Ha bir de karnımda kelebekler uçuşuyor. Tam da şu anda."



DOKTORUNA HASTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin