6.Bölüm/ "Yağmur"

14 2 1
                                    

Yiğit'in cevabı hepimizi şaşırtmıştı yani kendisi bile şaşırmış gözüküyordu. Beni sevimli mi buluyordu? Olacak şey değildi!

"Yani isterdim ama tüm bu özellikleri taşıyan bir kız yok maalesef." Yiğit'in bir çırpıda kurduğu bu cümleye karşı Tuğba ile ikimiz birbirimize baktık. Tuğba kuşağıma doğru fısıldadı.

"Azıcık uğraşsak ateş bacayı sarmaya müsait ben sana söyleyeyim." Hemen koluna bir dirsek geçirdim. Çocuk dibimizdeydi ama Tuğba hiç dikkat etmiyordu.

"Tekrar mı çevirsek artık?" dedim kıpkırmızı olduğunu emin olduğum yanaklarımı ellerimle gizlemeye çalışarak...

"Ben sıkıldım biraz yürüyeceğim." Yiğit bir anda ayaklanınca Tuğba ortaya atıldı.

"Deniz'i de bıraksana saat epey geç oldu kendisi gitmesin." Duyar duymaz Tuğba'ya 'seni öldüreceğim' bakışı attım ama korkmakta ziyade göz kırpıp sırıtıyordu.

"Olur hadi düş önüme."
Eşyalarımı toparlayıp üstüme ceketimi geçirdim. Dışarı çıktığımızda o ellerini
cebine geçirmiş büyük adımlar atarken ben yanında koşarak anca ona yetişebiliyordum .

"Sence ben Pelinsu kızlarla mı takılıyorum?" Gözlerimi ayaklarımdan ayırıp yanımda yürüyen Yiğit'e çevirdim. İlişkileri ile ilgili bana hiç ama hiç danışmazdı. Gerçek fikrimi söylemeli miydim?

"Yani... Evet sayılır." Dürüst cevabıma karşın bu sefer Yiğit'in bakışları bana döndü.

"Yakışmıyor mu diyorsun şimdi sen öyle kızlar yanıma?" Muzipçe gülümsedi.

"Hayır." Verdiğim ani cevaba karşı ağzımı elimle kapattım, çenemi tutsam daha mı iyi olurdu acaba? Yiğit gülümseyince biraz daha rahatladım.

"Hımm." Dedi sadece hımm! Ne anlamalıydım? Hımm doğru söylüyorsun mu yoksa hımm bu da senin saçma düşüncen anlamında hımm mı?

"Yani benim bu konuda ki düşüncem çokta önemli değil. Önemli olan senin ne düşündüğün."

"Doğru." Kısa ve öz cevabına bozulmuştum daha da burnumu sokmayacağıma dair kendimi tembihledim.

"Ben bana kim gelirse ona hoşgeldin diyorum sadece. Yani kızlar geliyor seçme şansı bende olmuyor."

"Ya seçebiliyor olsaydın?" Hani ben susacaktım?

Yüzüme normalden biraz uzun baktı.
"Bilmem, her şey farklı olabilirdi."

"Bence insan hayatta bu derece önemli şeyleri kendisi seçmeli, kendine saygısı varsa tabi." Yiğit hafif duraksadı ve bana döndü;

"Sence benim kendime saygım yok mu yani?" Onunla her ne kadar zıtlaşmak istemesemde şu bir gerçekti ki böyle davranan birinin kendisine saygısı olamazdı.

"Üzgünüm ama böyle davranınca gözüken bu." Yolda aniden durdu ve bana doğru dönüp gözlermiş gözlerime dikti.

"Yağmur yağıyor farkında mısın? Ceketimin arkasından kapüşonumu çıkardı ve başımı örttü.

"Üşütmedi istemeyiz." Daha sonra kendi kapüşonunu da örttü. Gözlerime bakmaya devam edince çekinerek gözlerimi kaçırdım. Lakin o bundan rahatsız olmuş olacak ki çenemden nazikçe tutup beni kendine bakmaya zorladı.

Kadife sesiyle yüzüme fısıldadı.
"Yağmurlu havaları sever misin?" Bu aslında çok alelade bir soruydu ama tonlamadı öyle farklıydı ki sanki iltifat eder gibiydi.

"Şey evet severim."

"Bende." Dedi ve sanki hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti, bende büyük adımlarına hafif tempo koşarak yetiştim.
Neydi bu şimdi? Beni etkilemeye mi çalışıyordu?

"Etkilendin mi?" diye sorduğunda yine kalakaldım. Beynimi mi okuyordu? Beni etkilediğini hemen nasıl da fark ediyordu.

"Anlamadım?"

"Yağmurdan diyorum, beni hep etkilemiştir. Sanki insanı düşünmeye sürüklüyor." Onun gibi birinden bu kadar felsefik düşünmesini beklemezdim , şaşırmıştım.

"Yani evet. Sanırım kasvetli havaları seviyorsun. Ben daha çok böyle havalarda uyumayı severim."

Bir alay kahkahası attı.

"Uyumayı mı?"

"Evet."

"Şuradaki çardakta oturalım mı biraz? Hem yoruldum hem de çok ıslandık. Belki bu sırada yağmurda diner."

"Olur." Olurdu tabi senle fazla zaman geçirmek benim canıma minnetti. Tabi çok geriliyor ve heyecanlanıyordum orası ayrı. Çardağın içindeki banklara oturduk.

"Yani insanlar böyle havalarda daha romantik şeyler düşünür. Mesela, sırılsıklam ıslanmışken öpüşmek." Yine vücudumdaki tüm sıcaklık yanaklarıma hücum etti.

"Öpüşmek?" Hafifçe öksürerek boğazımı temizledim.

"Evet. Yani yanlış anlama aklına ilk gelen şeyin uyumak olmasına şaşırdım sadece. Yani siz kızlar genelde böyle romantik şeyleri düşünürsünüz de..." O da birazcık çok azıcık da olsa utanmıştı.

"Imm bilmiyorum pek başıma böyle şeyler gelmediği içindir belki."

"Doğru." Gülümsedi ve gözlerini uzaklara dikti.

"Yağmur baya şiddetlendi dinene kadar buradayız galiba."

Gülümsedim. "Galiba."

Arkadaşlar yazmayalı yıllar olmuş çok istek ve mesaj geldi bende yazdım. Kısa oldu ama zaten kesit kesit yazıyorum bu kitabı biliyorsunuz. O bekleyenler hala burada mı görmek istedim. Buradaysanız ses verin ki yeni bölümü yazayım. OY VE YORUM bekliyorum😊 Bir kaç yorum konusunu bırakıyorum benim için düşünceleriniz önemli⤵️

➡️ Sizce Yiğit Deniz'e karşı bir şey hissediyor mu?
➡️ Bölümü beğendiniz mi? En beğendiğimiz kısım/replik neresi?
➡️ İlerleyen bölümlerde neler olacak? Tahminleri alalım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çikolatalı SütHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin