5|| Uslanmaz.

912 91 62
                                    

Marinette ertesi gün her şeyi kendine saklayarak şirkete gelmişti. Ne olursa olsun onun için iş beklemezdi. Ciddi biriydi, iş gibi konularda yerine göre fazla sert olabiliyordu.

Öte yandan dün yaşananlar hala kafasında bir yerlerde onu rahatsız ediyordu. Kendini kontrol etmeyi başaramamıştı, onun yanında ağlamıştı.

Güçsüz gözükmemek için her şeyi yapacaktı.

"Efendim biri sizi görmek istiyor."

"Siktir et Jessi, işlerim var."

"Ama efendim önemli olduğunu söylüyor."

"Ah! İtiraz etmek için fazla yorgunum, içeri gelsin."

Adrien kapıyı tıklatıp 'gel' komutuyla beraber içeri girdi. Marinette'in oturduğu koltuğun karşısındaki iki koltuktan birine oturdu ve elindeki buket çiçeği masaya bıraktı.

"Oturmak için izin aldın mı Agreste?"

"Daha önce de söylediğim gibi ben oturmak için izin almam Dupain-Cheng."

Marinette masanın üstündeki çiçekleri eline alıp sorar gözlerle Adrien'a baktı.

"Sana çiçek aldım, beğendin mi?"

"Çiçekleri severim Agreste ama dalında. Nasıl olsa bir kaç gün sonra solacaklar, ayrıca kim sana bana çiçek almanı söyledi güllerden nefret ederim."

"Kimse söylemedi ben sadece dün yaşadıklarımız-"

"Dün yaşadıklarımız diye bir şey yok. Dün hiç bir şey yaşamadık başka bir şey yoksa odamdan çıkabilirsin."

Adrien onun bu sert tavrına anlam veremiyordu. Ama aynı zamanda hoşuna gidiyordu. Kendinden emin ve karşı konulamaz kadınları severdi.

"Ama daha yeni gelmiş-"

"Çık dedim!"

Adrien onu daha fazla sinirlendirmeyi istemediğinden sessizce odadan çıktı.

Marinette gülleri alıp kokladı. Aslında gül onun en sevdiği çiçekti ama onun için hediye değil hediyeyi veren kişi önemliydi.

On beşinci doğum gününü hatırladı. Adrien'ın ona verdiği tılsımı hatırladı. Bu tılsımın oldukça garip olduğunu düşünse de kendi kendine "Önemli olan hediyenin ne olduğu değil onu veren kişidir." dediğini hatırladı.

Şimdi de böyle düşünüyordu. Ama artık Adrien'a eskisi gibi bakmıyordu. Artık gözlerine baktığında kalbi hızlı atmıyordu, elleri titremiyordu veya kekelemiyordu.

Gülleri suya koymak için eline aldığında gözüne küçük bir kağıt parçası çarptı.

"Beni odandan kovacağına adım gibi emindim. Yine de peşini bırakmaya niyetim yok. Yarın akşam saat 8'de eskiden buluştuğumuz kafeye gelir misin? İnat etme lütfen. :)"

 :)"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dark Soul, AdrinetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin