1 - levitate

1.1K 72 63
                                    

holding hands
[ suna x osamu ]

kışın yapılabilecek en güzel aktiviteler listesi yapılsa kesinlikle başa gelecek olan kayak tatili suna'nın rüyası olsa da osamu'nun şu anki kabusuydu. saatler süren araba yolculuğundan sonra soğuktan titreyen vücutlarını sımsıcak yemeklerle şömine karşısında ısıtmak yerine suna'nın ısrarlarıyla bavullarını bile boşaltmadan kayak kiralayıp çoktan kaymaya hazır bir şekilde pistin başında durmuşlardı bile.

normalde voleybol dışında hiçbir şey konusunda istekli ve hevesli olmayan kocasının ilk defa bu kadar heyecanlı olduğunu gördüğünde kıramayıp bu sıcak ve tembel kış tatilini kabul etmiş olsa bile işler hiç tahmin ettiği gibi gitmiyordu. bu tatil sıcak ve tembeli bırak, tatil gibi bile gelmiyordu. daha önce sadece bir kere atsumu'nun baskısıyla snowboard denerken beş saniyeden fazla ayakta duramadığını fark edip pes etmiş biri olarak kayak kayma fikri içinin ürpermesine sebep oluyordu.

"daha önce hiç kaymadığını biliyorum ama hoca tutmak zaman kaybı olacağı için öğretmenin ben olacağım." dedi yüzündeki gururlu ama sinsi sırıtışla. daha sonra ise osamu'nun arkasına geçerek (ayağındaki uzun çubuklarla bunu nasıl yapıyor!?) dağın düzlük kısmında olan acemiyi sırtından hafifçe iterek yokuştan aşağı bıraktı.

ilk başta yavaş ilerlese de kaydıkça hızlanırken bağırmamak için kendini zor tutuyordu osamu, suna'dan yardım istemek için kafasını çevirdiği anda dengesini kaybedip düşecek gibi olduğu için hemen önüne döndüğünde ise yanında duran bedene saniyeler içinde göz ucuyla bakabildi. ne ara geldiğini bilmediği suna'nın yün şapkasının ponponu havada savruluyordu ve nazikçe yağan kar zaten güzel olan yüzünün parlamasını sağlıyordu.

"aptal, önüne baksana." dedi suna elini uzatarak, hiç tereddüt etmeden elini tutan osamu ise kendini suna'nın peşinden sağa sola sürüklenirken buldu, kendi pek bir şey yapmasına gerek kalmadığı için şikayetçi değildi ama suna'nın insanların arasından geçmesi gerilmesine sebep oluyordu.

sonunda ayağındaki kayaklara hakim olmaya başlayan osamu, neden eşinin bu kadar hevesli olduğunu azcık da olsa anlayabiliyordu, normalde yürümeyi işkence haline getiren kar üzerinde bu kadar özgürce dolaşabilmek iyi hissettiriyordu. sakince suna'nın elini bırakmış ve pistin sonuna tek başına ulaştığında batonlarını sapladıkları yere varmışlardı. suna gururlu bir şekilde partnerine bakıyordu, "çocuk pistini başarılı bir şekilde tamamladığında göre yarın dağa çıkıyoruz!"

bonus

ne kadar bunu demiş olsa da, diğer gün suna kendini dimdik dağın başı yerine servet yatırdıkları otel odasının parasının hakkını veren yatağında, osamu'yla kucaklaşırken buldu (gerçi bulunduğu durumdan pek şikayetçi değildi). daha yeni demlenmiş kahvesinden bir yudum aldı ve osamu'nun her zaman, her şeyden daha sıcak olan eliyle kendininkini birleştirdi. alyanslarının birbirine çarpmasıyla gülümsedi, "bugün kaytarmış olabilirsin ama yarın seni o dağdan kaydıracağım."

bunu duyan osamu ise suna'yı kendine çekip dudaklarındaki kahve aromasının tadını çıkararak uzun ama hafif bir şekilde öptü eşini, "öyle mi? o zaman yarın yürüyemediğinden emin olacağım."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

cok icime sinmedi ama ciddi bisi olmadığı icin ellememeye karar verdim 😌 ve evet sondaokliseyiyapmakzorundaydım ✌🏻


shipvember | sakuatsu + sunaosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin