2. Bölüm

402 93 2.6K
                                    

Arkadaşlar okunma sayısı az daha çok okunma sayısı gelirse bölümleri daha uzun yazacağım. ❤️

Bir süre sonra içindeki çocuk çığlıklar atmaya başlamıştı. Tüm anılar birbirine karışıp içimdeki çocuk ortaya çıkıyordu.

Sadece susmasını istiyordu. Kalbini acıtan anılar kalbinin derinliklerinde yaralar açmıştı. Yaralar günden güne kapanmıyor, kalbinde ki yaralar sadece kabuk bağlıyordu. Yarasını kendi eliyle bastırıp sadece bu acının geçmesi bekliyordu.

Küçükken ağlarken gözümden akan yaşları özlüyorum.
Artık ağlayamıyorum.
Sanki ağlasam büyü bozulacak, her şey tersine dönecek gibi gelirdi. İçimde ki acı çıkmak için çırpınsa da kalbimin köşesinde sadece susuyordu.
Berki de geçmiş ve geleceğin birbirine karışmasından korkuyordum.

Sıramın sert yüzeyine yüzümü koyarak sadece içimdeki seslerin susması için tüm duaları ederken kalbimde ki yara kanıyordu. Bu acıyı defalarca tatmıştım. Şimdi ise bu acı içimde büyümüştü.
Beni korkutan içimde ki acı değil belki de çocukluğum.

Gözlerimi açtığımda Barlas'ın ne zaman geldiğini fark etmemiştim. Gözlerimi sınıfın tavanın zeminine doğru baktım. Zihnimde ki çığlıkları susmasını istiyordum. Nefes alarak olup bitenleri yavaşça unutmaya çalıştım. Barlas'ın yanıma ne zaman oturduğunu fark etmemiştim. Barlas'a döndüğümde farkında olmadığı her halinden belli olan elindeki kalemle oynuyordu. Düşünceli ve tedirgin görünüyordu.

"Lema" diye mırıldandım usulca.
Gözlerimi kısarak ona baktığımda cevap vermediği halde itaat ederek, "adım Lema" dedim.

Beni duymuyor, ilgisizdi.
"Seninle tanışmak istiyorum, insanlar birbiriyle tanışır." dediğimde gözlerini yukarı dikerek homurdandı.

"Benden uzak dur. İyiliğin için."

En son aramızda bu konuşma geçmişti. Beni umursamadığı her halinden belli olan sesinden anlamıştım. Kimseyle arkadaş olmamıştım, şimdiye kadar, onun iyi biri olmadığını hissetsem de ama buna rağmen onunla tanışmak istiyordum. Barlas'ın bugün birden kaybolduğu, nereye gittiği ile ilgili sorular kafamı kurcalarken bir yandan da ondan uzak durmam gerektiğini unutmamam gerekiyordu.

Sınıfta herkesin ilgisini üzerine toplayan biriydi ve ben onun bu gizemli hali beni merak ettiriyordu. Onun sırada oturması beni rahatsız ederken gün boyu derslerden bir şey anlamamıştım. Bu korku gibiydi... Erkeklere yakın olmak beni korkutuyordu.

Öğlen arasında
Kütüphaneden kitap okumak için merdivenlerden aşağıya kata indim. Kütüphanenin kapısını açmak için elimi uzattığımda koridordan birinin geçtiğini gördüm. Öğle arasında kitap okumak için her gün buraya gelirdim. İçeri girmekten vazgeçip içimdeki meraka yenilerek koridordan aşağı kata indim.

Bu kata inilmesi yasak olduğu halde kim bu cesareti gösterip inebilirdi ki. Kullanılmamış malzemeler konulan odalar vardı. Okulumuz aslında dört katlıydı ama en aşağı kattaki odalara malzemeler konuluyor ve kullanılmıyordu. Geçen sene bu kata indiği için biri disiplin cezası almıştı. Sadece malzemeler konuluyordu, bu katın yasak olması gerçekten tuhaftı. Odaların yanından geçerken ses yoktu.

O kişinin buraya indiğini görmüştüm. Nasıl birden kaybolmuştu. En son odaya yaklaştığımda bir tıkırtı duydum. En son, odada biri vardı. Bu odaya nasıl girebilmişti. Elim kapıyı açmak için harekette bulunduğum sırada kapı içeriden açılmış ve beklenmedik bir atakla birinin üstüne düştüm.

Kafamı yukarı doğru kaldırdığımda Barlas'ın kahverengi gözleri gözlerimin içine bakıyordu. Şaşkınlık içinde sadece ona bakıyordum. Çatık kaşlarıyla bana bakarken içime korku saplamıştı. Kendimi toparlamaya çalışırken, elimin zeminden tutunarak ayağa kalktım.

KANLI DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin