KANLI DOLUNAY

Duyuru

Arkadaşlar Bu bölüm değil. Yeni yazmaya başladığım kitabın tanıtımını buraya da atmak istedim şans verirseniz sevinirim.

Genç kız, uyandığında kendini o sıcak yatağında bulmayı beklerken fakat şimdi o odasında değil karanlık bir odada yerdeydi.

Yeşil gözleri usulca etrafa baktı. Önünde duran beyaz bir kutu vardı. Göğsünün üstünde yılların ağırlığı varmış gibi kalbine doğru baskı yapıyordu, o oysaki kimseyi umursamaz kafasında ki düşünceleri tozlu raflara kaldırırdı. Bu odada ne işi olmadığı bilmesede o ipleri kimsenin eline vermezken şimdi biri o ipleri kullanarak sanki onu kukla gibi oynatıyordu.

Elini yere koyarak destek almaya çalışsada ayağa kalkmakta zorluk çekiyordu. Dizilerindeki yara çok ağır olmasada bu dizlerinde ki yaralar yalanların ihanetiydi. O tek tek her yalana bir çizgi çekmişti. Derin bir nefes alarak zorlada olsa ayağa kalktı ve o beyaz kutuyu eline aldı. 

Ona bu yalanlar için önüne beyaz kutuyu bırakıp öylece çekip gitmişlerdi. Kanlı elleriyle beyaz kutunun içini açıp içindeki anahtarı aldı acıyan ayaklarına rağmen sürünerek kapının kuluna uzandı ve kapıyı açtı. Önünde duran kapının deliğine anahtarı sokup kapıyı açtı.

Doğum günün günün kutlu olsun Arya.

***

Çıktığımız bu yolda ruhlarımızı kaybederek geriye kalan sadece fısıltılarımız kaldı.

Hayat bizden bir parçamızı alarak kendine saklamıştı. Bir ruhumuz çalınsada küçükken söz verdiğimiz gibi ellerimizi hiç bir zaman bırakmadık.

Seni hapis olduğun o küçük dünyadan kurtaracağız. Bize gülümseyeceksin, sonrada eskisi gibi bağırdığımız, akşama kadar deli gibi o evin içinde koşacağız.  Söz verdiğimiz gibi Seni bizden alanların hayatını yangına çevirip küle çevireceğiz.

Biz 8 arkadaş, ruhlarımızı kaybettiğimiz o küçük odadaki çalan melodiden geriye kalan fısıltılarız.

Kanlı Dolunayın yeni bölümünü vaktim oldukça yazmaya çalışıyorum. Onu da yakında atıcam.