küçüğün uzattığı resimleri alıp her zamanki cebine koydu, sol tarafında olana. sonra gülümsemeye çalıştı, yine mutluymuş gibi yaptı.
"devam etmemi ister misin?"
"bay min, bunları anlatmak sizi üzüyor değil mi?"
evet derse kaba olacağını düşündü yoongi, bir miniğin hevesini kırmak istemedi.
"hayır, aksine tüm bu olanları hatırladıkça daha iyi hissediyorum."
anlayışla gülümsedi çocuk. yoongi ise yalanlar ile dilini kirletmekteydi.
"devam edin o halde."
elini sol tarafından çekip küçüğün gözlerine baktı.
"onun fotoğrafını çektikten sonra bir şey söylemedim hiç, onun yanında her zaman olduğumdan daha huzurluydum. anın tadını çıkarır gibi susuyordum sadece. en sonunda o konuştu. 'bayım,' dedi yine. ondan tarafa dönüp dolu gözlerine baktım. üzgün değildi, mutluluktandı o yaşlar. ''kollarınızı belime sarar mısınız?' diye sordu bana."
o anki gibi duraksadı yoongi. gülmemeye çalışıp park jimin'e bakmıştı. yüzündeki masumluğa ve güzelliğine dalmıştı o zaman da bir kaç dakikalığına.
"ne dediniz bay min?"
küçüğün de gülümsediğini görünce devam etti.
"bir gün, dedim. illaki yapacağım bunu. o anki mutluluğunu görünce anladım, sonsuza kadar sarardım kollarımı beline, şikayet etmezdim bir saniye bile. sonra söz vermemi istedi. söz verdim ona, küçük. sen demiştin ya? tutamayacağımız sözleri vermeyiz, diye. ben ona tutamayacağım bir söz vermişim bilmeden. ben, o güzel adamın beline kollarımı hiç saramadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yıl 1982 - fransa'da güzel bir adam tanıdım, - yoonmin
Short Storydinmeyecek acılar gömüldü min yoongi'nin göğüs kafesine.