Fünfzehn

1K 81 84
                                    

Ayaklarının dibinde duran siyah son model arabaya gergin bir bakış atarak titreyen elleriyle kapısını açtı. İçine yerleştikten sonra ellerini bacaklarının arasına soktu. Heyecanlandığı için buzdan farksızdı ve kendini gergin hissediyordu. Gecenin sonunda olacaklardan korkuyordu. Korkuyordu ama yine de kabul etmişti teklifi. Bir şey Taeyong'u, Jaehyun'a itiyordu. Bunu kabullenmek istemese bile ondan hoşlanıyordu.

"Çok seksi görünüyorsun, sen böyleyken kendime sahip çıkmak zor olacak." Taeyong'un sert görünen ama korktuğu çok belli olan bakışları diğerini bulduğunda, Jaehyun gülümsemiş ve sözüne devam etmişti. "Korkmana gerek yok, istemediğin bir şeyi yapmayacağım."

Sözlerine inanmak, ona güvenmek istiyordu. Ama Taeyong için bu oldukça zordu. Bunca zamandır güvendiği herkesten bir darbe almıştı. Bu yüzden hayatında artık güvenebileceği kimse yoktu. Taeyong yalnızdı, yalnızlığından da memnundu. Jaehyun'u tanıyana kadar..

"Ne düşünüyorsun böyle?"

Taeyong endişesini belli etmemek için gülümsemeye çalıştı. Ancak bu onun için zordu. Yıllarca insanlar tarafından incinmekten kaçmış biri için oldukça zordu.

Ağzını açtığı sırada arabanın fren yapmasıyla öne doğru savrulmaktan Jaehyun'un eli sayesinde kurtulmuştu. Gözleri kesiştiğinde Taeyong'un gözleri korkuyla açılmıştı. Ya şimdi ona bu arabada bir şey yapmaya kalkarsa? Yavaşça kapının koluna götürdü elini, ters bir harekete karşı dikkatli olmalıydı.

"Hey, ne yapıyorsun?" Taeyong elleriyle yüzünü kapatarak derin nefesler almaya başladı. Daralıyor gibi hissediyordu. "Sakin ol, sana gerçekten bir şey yapmayacağım. Neden bu kadar korkuyorsun ki benden?"

Taeyong cevap veremiyordu aklına yine eski anıları geliyordu. İlk birlikteliği ve sabahında kötü kelimelerle anılıp terk edilişi.

"İyiyim, özür dilerim. Korkmuyorum senden, sadece gerginim."

"Seni anlıyorum. Merak etme, bu gece bana güvenmeni sağlayacağım."

Taeyong bu sefer içinden geldiği gibi gülümsedi. Bu çocuğa güvenmek istiyordu. Onu hayatında istiyordu.

Arabayı çalıştırarak yeniden yola koyuldular. Sonunda gideceği yere varan ikili arabadan inerek lüks restorana havalı bir giriş yapmışlardı. İçerideki birkaç kişinin yüzü onlara döndüğünde Jaehyun, Taeyong'u yanına çekti. İnsanların ona bakmasını istemiyordu. Ama yanındaki çocuğun deri taytı ona hiç yardımcı olmuyordu.

Yüksek ve göz alıcı binanın en az kendisi kadar lüks asansörüne binerek en üst kata bastı uzun olan. Şehrin tüm manzarası gözlerinin önündeyken güzel ve belki de romantik bir akşam yemeği yiyeceklerdi.

Oldukça güzel bir masanın önünde durarak Taeyong'un oturması için sandalyeyi çekti. Diğerinin kibar hareketi Taeyong'un kalbini sarsarken gülümseyerek oturdu. Kırmızı masa örtüsü ve üzerindeki mumlar farklı şeyleri çağrıştırsa da Jaehyun kendine sahip çıkmalıydı. Bu güzel çocuğu incitecek en ufak hareketten kaçınmalıydı.

"Baksana, tüm şehir ayaklarımın altında gibi, bu çok güzel."

"Sen daha güzelsin Taeyong. Karşımda böyle bir manzara varken oraya bakmam acemilik olur."

Utançla kafasını eğdi kısa olan, karşısındaki çocuk onu utandırmış bu da yetmezmiş gibi kalbinin atış hızının artmasına neden olmuştu.

"Teşekkür ederim."

Yemekler servis edilmiş ve ikili lezzetli yemeklerden yiyerek karnını doyurmuştu. Şimdi ise eşsiz manzaranın önünde kırmızı şaraplarını yudumluyorlardı.

Taeyong yıldızlı gökyüzünün altındaki ışıklarla süslenmiş şehri izlerken, Jaehyun dediği gibi oraya bakmıyor ve kendi manzarasının keyfini çıkarıyordu.

"Biliyor musun, ben hep terk edildim."

Jaehyun dikkatini gözleri dolu çocuğa vererek yerinde dikleşti. Sarhoş görünüyordu ve büyük ihtimalle bu doğruydu.

"Ailem beni terk etti, arkadaşlarım beni terk etti, sevgilim beni terk etti. En ağırı onunki oldu, çünkü o beni kullandı. Sonra bana s-sürtük dedi. Ama ben sadece onu sevmiştim, sevdiğim için de onunla..."

Taeyong daha fazla konuşmayıp ağlamaya başladığında Jaehyun yerinden kalkarak diğerinin yanına ulaştı. Kollarını sımsıkı etrafına dolayarak biraz da olsa güvende hissetmesini sağladı.

Kollarında hıçkırarak ağlayan çocuğa en başta o şekilde yaklaştığı için pişman olmuştu. Taeyong öyle biri değildi, o kırılgandı.

"Herkes gitti ama bak ben buradayım."

Taeyong kafasını kaldırıp çocuğa baktı. Gözlerinden üzgün olduğu anlaşılıyordu. "Sen de gideceksin, istediğini aldığında herkes gibi sen de gideceksin."

"Gitmeyeceğim, yemin ederim gitmeyeceğim. Sadece bir kere bana güvenemez misin?"

Duraksadı Taeyong, ne diyeceğini bilemiyordu. Onu için gerçekten kolay değildi birine güvenmek. Ama son kez denemeye karar verdi. Hem artık kaybedecek bir şeyi kalmamıştı.

"Güvenirim."

_______________

Hi!

×Maria'

FUCKBUDDY × JaeYong ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin