"Siz tanışıyor musunuz?"
Birbirine garip bir şekilde bakan ikiliye sordu soruyu Jaehyun. Ama buna ne Taeyong'un ne de karşısındaki çocuğun verebilecek bir cevabı vardı.
"Ben lavaboya gidebilir miyim?"
Kimsenin bir şey demesini beklemeden arkasını döndü ve hızlı adımlarla geniş koridoru geçerek lavaboya ulaştı. Şansına içeride kimse yoktu. Sakin olmaya çalışarak elini ıslattı ve yanaklarına vurdu.
Yıllar sonra onu görmeyi hem de bu şekilde görmeyi hiç beklemiyordu. Birden hayatından çıkıyor ve yeniden giriyordu.
Açılan kapı ile dikkati dağılırken içeri giren beden ile kendini sıktı. Onu gördükçe ağlama isteği çoğalıyordu ama o şu durumda ağlamak istemiyordu. Kendisini güçsüz görmesine izin veremezdi.
"Taeyong?"
"Adımı ağzına alma sakın."
Ona iğrenerek bakmış ve geçmek için bir adım atmıştı. Fakat diğeri onun yolunu keserek kolunu tuttu. Tabi Taeyong buna sinirlenmiş ve onu itmişti. Kendisine hiçbir şekilde dokunmasını istemiyordu. Ondan nefret ediyor, iğreniyordu. Yaptığını unutmayacak ve onu asla affetmeyecekti Taeyong.
"Onlara eski bir arkadaş olduğumuzu söyledim."
"Neden yaptın bunu? Geçiştirseydin ya."
"Sen bana öyle bakarken ve adımı söylerken nasıl geçiştirebilirdim. Bir şeyler sakladığımızı düşüneceklerdi."
"Jaehyun'un hiçbir şeyden haberi olmayacak, tamam mı? Ağzını açma."
Taeyong'un tehditi bitince adımlarını kapıya çevirdi. Şu an fazlasıyla kırgın hissediyordu. Jaehyun'la birlikte eski mutluluğu yerine gelmişken bozulmasını istemiyordu.
"Büyümüşsün Taeyong, çok büyümüşsün."
Birkaç saniye duraksamadan sonra kapıyı çarparak çıktı oradan. Koridorda kendine çeki düzen vermiş ve suratına gülümseme kondurmuştu. Kimsenin bir şey anlamasını istemiyordu, özellikle Jaehyun'un.
Masaya geri dönüp özür dileyerek oturdu sevgilisinin yanına. Jaehyun'un ona baktığını anlayınca masanın altından bacağına elini koydu ve yavaşça okşadı. Sorun olmadığını belirtmek istiyordu, başka bir amacı yoktu. Ama Jaehyun için aynı şey söylenemezdi. Neyse ki siparişi almak için gelen görevli sayesinde dikkati biraz da olsa dağılmıştı.
Siparişlerini verdikleri sırada Ten de masaya gelmişti. Johnny sevgilisine gülümsediği sırada onun hafif sulu gözlerini gördü. Ağlamış olduğu belliydi. Sebebini sonra sormayı aklına not ederek yanağını öptü, bunun ona iyi geleceğini düşünmüştü. Öyle de oldu, Ten kendini daha iyi hissediyordu.
Kısa süre sonra yemekler gelmişti, o zamana kadar sadece Jaehyun ve Johnny konuşmuştu. Diğer ikili sadece kendisine sorulan soruları yanıtlıyor ve sessizce önlerine bakıyorlardı.
Taeyong kafasını kaldırdığında Ten ile göz göze gelmeyi beklemiyordu. Hızla Jaehyun'a döndü ve farkında olmadan koluna dokundu.
"Bir şey mi oldu bebeğim?"
Jaehyun kolunu Taeyong'un sandalyesine koydu. Bir nevi sarılıyor gibiydi. Taeyong omuz silkerek Jaehyun'un kulağına yaklaştı.
"Erken kalksak olmaz mı? Kendimi iyi hissetmiyorum."
Jaehyun endişe ile geri çekilerek çocuğun alnına dudaklarını bastırdı. Ateşini ölçüyordu ama ateşi yoktu. Vücut sıcaklığı normaldi. Taeyong da farklı bir şeyler olduğunu seziyordu. Uzatmadan arkadaşına durumu açıkladı ve vedalaşarak kalktılar masadan. Eski arkadaş oldukları söylenen ikilinin birbirine olan kaçamak bakışları da Jaehyun'un dikkatini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUCKBUDDY × JaeYong ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | fuckerjae: Selam seks arkadaşım olmak ister misin? tylee: ? •Texting + Story #1 Taeyong [11.04.2021]