Yirmi dakikadır yaptığı gibi kollarında uyuyan sevgilisini izlemeye devam etti. Kabul ediyordu, dün gece ondan fazlasıyla korkmuştu. Ama her şeyi ondan saklayarak hata yaptığının da farkındaydı. Şimdiki aklı olsa saklamaz, her şeyi en başından anlatırdı.
Dayanamayıp yanağına hafif bir öpücük bıraktığında Jaehyun kıpırdandı. Elleri saçlarını nazikçe okşarken gülümsedi. Güne onunla başlamak çok iyi hissettiriyordu. Gece kötü geçse bile sorunu halletmiş sayılırlardı. Sonuçta Jaehyun yanlış anladığı için pişman olduğunu itiraf etmişti.
"Hyunie~" Fısıldadı kulağına doğru. Jaehyun bundan huylanarak güldü ama gözlerini açmadı. Ancak Taeyong'un pes etmek gibi bir niyeti yoktu. Onu uyandırana kadar devam edecekti.
"Sevgilim, uyan artık."
Yanağına kondurduğu sıralı hafif öpücükler Jaehyun'un uyanmasını sağlarken hızla Taeyong'u altına alıp kafasını göğsüne koymuştu.
"Biraz daha uyumak istiyorum."
Jaehyun'a hak verdi Taeyong. Dün gece neredeyse her şeyi anlatmıştı ona ve sorunlarını tamamen çözmeden uyumamışlardı. Kendisinin de uykusu vardı ancak neden bu kadar erken kalktığını o da bilmiyordu.
"Pekala, biraz daha uyuyabiliriz."
Tekrar uykuya dalan ikili saatler sonra telefonun sesiyle yeniden kalktı. Jaehyun telefonunu cevaplarken Taeyong kiminle konuştuğunu anlamaya çalışıyordu.
"Pekala, Ha Eun. Birazdan geliyorum."
Telefonu kapattığında direkt kalkarak üzerini değiştirmeye başlamıştı. Taeyong o giyinirken kafasını başka yöne çevirip bir şeylerle ilgileniyor gibi yapıyordu. Ayrıca Jaehyun'un onunla konuşmayışı da yanlış düşünmesine yol açıyordu.
Sonunda giyinmeyi bitiren sevgilisine bakarak iç çekti. Yine her zamanki gibi yakışıklı olmuştu. Onu içten içe kıskanıyor ama dışarı yansıtmamaya çalışıyordu. Basit bir kıskançlıktan dolayı sevgilisini sıkmak istemezdi.
"Nereye gidiyorsun?" Diye sordu çekingen bir şekilde. Onun kısık çıkan sesini duyan Jaehyun sıktığı parfüm şişesini yerine koyarak yanına yürüdü. Yanaklarını elleri arasına alıp dudaklarına öpücük bıraktı.
"1 saat sonra toplantı vardı, unuttum."
Usulca kafasını salladı Taeyong. Gitmesini istemiyordu fakat ne diyebilirdi ki? Bu onun işiydi.
"Akşam bana gelir misin?"
"Burada kalmaya ne dersin? Dışarı çıkarsan aklım sende kalır, burada durman daha iyi."
"Bana güvenmiyor musun?"
Taeyong'un anında dolan parlak gözlerine bakarak iç çekti. Elbette ona güveniyordu sadece dışarıda yalnız bulunmasını sevmiyordu.
"Bebeğim böyle düşünme. Sana güveniyorum ancak bensiz dışarı çıkmanı istemiyorum. Sözümü dinleyecek misin?"
"Tamam," dedi ve yataktan kalkarak kendisinden uzun olan çocuğun beline doladı kollarını. Kafası da göğsünde yerini alırken oradan hiç ayrılmak istemiyordu. "Ne zaman gelirsin?"
"7 gibi evde olurum. İhtiyacın olan her şey var, rahatına bak."
Sevgilisini son kez öpüp işe gitmek üzere evden çıktı Jaehyun. Yakın zamanda şirkete girerken selam verenlere gülümsedi ve aynı şekilde karşılık verdi. Sonunda odasına ulaştığında babasını koltukta otururken gördü.
"Selam, baba. Ne yapıyorsun?"
"Seni görmeye geldim."
"Sürekli beni kontrol mu edeceksin," demişti koltuğa otururken şakayla karışık. "Her şey yolunda işte."
"Geçen ki çocuk," diyerek söze başlayan babasını dikkatle dinlemeye başladı. Anladığı kadarıyla Taeyong hakkında konuşacaktı. "Bana diğerleri gibi olmadığını söylemiştin. Kim o?"
Gerildiğini hissederek nefes verdi. Babasının Taeyong'u istemeyeceğinden kokuyordu. Taeyong elbette istenmeyecek biri değildi ancak babası tuhaf huylara sahip bir adamdı.
"Onu gerçekten seviyorum, baba. Ayrıca o da beni seviyor ve hiç olmadığım kadar ciddiyim bu konuda." Biraz bekleyip babasının tepkisini ölçtükten sonra "lütfen sorun çıkarma," demeyi unutmamıştı.
"Pekala, eğer gerçekten seviyorsanız sorun yok. Ailesini ve kendisini yarın akşam yemeğe davet ettiğimizi söyle."
"Onun ailesi yok." Demişti morali bozulurken. "Kimsesi yok, baba."
"Tamam, tamam. O zaman yarın akşam sizi bekliyoruz. Annen çok sevinecek."
Gülümsemeyle ayağa kalkan babasına baktı. Somurtkan hali bir anda gitmişti. Bu işe sevindiği açıkça ortadaydı.
•••
Elindeki çiçekleri arkasına saklayarak zile bastı Jaehyun. Taeyong'un seveceğini düşünüp ona güzel kokan çiçekler almıştı. Kapı açıldıktan sonra önce sevgilisinin güzel yüzüne baktı ve ardından içeri girerek çiçekleri ona uzattı. Taeyong'un sevinçle gözleri parlarken kocaman bir sarılma verdi sevgilisine.
Evdeki yemek kokularını takip edip mutfağa gittiğinde masaya oturmak üzereyken Taeyong onu durdurmuştu.
"Dışarıdan geldin. Ellerini yıka, Jae!"
Gözlerini devirip banyoya giden Jaehyun'un arkasından gülümsedi ve çiçeği kenara koyarak yemekleri servis etmeye başladı.
Arkasından beline sarılan kollarla korksa da sevgilisi olduğunu bildiği için ses çıkarmadı. Ensesinin öpülmesiyle huylanarak kıkırdadı.
"Hadi, soğutmadan ye."
İkili güzelce yemeklerini yerken Jaehyun şimdi söylemesi gerektiğini düşünerek peçete yardımıyla ağzını sildi.
"Taeyong, ailem bizi yarın akşam yemeğe bekliyor."
Birden söylemesinin hata olacağını düşünmemişti. Hızla yerinden kalkarak öksüren Taeyong'un sırtına vurdu ve ona su uzattı.
"Ailenle mi tanışacağım?"
"Yani resmi olarak tanışacaksın."
"Çok heyecanlandım, ne yapacağım? Ya beni istemezlerse, beğenmezlerse? Senden ayrılmak istemiyorum!"
Telaşla korku dolu bakışlar atan sevgilisinin elini tuttu ve önünde diz çöktü. Biraz rahatlamasını umarak elinin üstünü okşuyordu.
"Babam seni gördü zaten, hatta o davet etti. Ayrıca eminim annem sana bayılacak. Lütfen biraz sakinleş, ayrılmayacağız." Taeyong'un nefesleri düzene girdiğinde kaşlarını çattı. "Senden ayrılacağımı mı düşündün cidden?"
"Heyecandan," diyerek dudaklarını büzdü Taeyong. Jaehyun ise onun bu haline gülerek rahatlaması için birkaç güzel söz söylemişti. Bu işe yaramıştı da, Taeyong şimdi daha sakin bir şekilde yemeğini yiyordu.
________________
Best visual couple ✨
×Maria'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUCKBUDDY × JaeYong ✔
Fiksi Penggemar| TAMAMLANDI | fuckerjae: Selam seks arkadaşım olmak ister misin? tylee: ? •Texting + Story #1 Taeyong [11.04.2021]