~4. Bölüm~ Gerçekler

754 69 11
                                    

Benden ne istediğini veya neden burada olduğunu bilmediğim adam öylece bana " Hadi gidiyoruz " diyor. Adını bilmediğim hatta yüzünü bile göremediğim adam benim kurtarıcım mı oldu yani? Ya da şöyle mi demeliyim annemin ve babamın katili olan adam. Bu aklıma geldikçe nefesim ve kalp atışlarım hızlanıyor. Ne yapacağımı bilemez bir halde adama bakıyorum. O kadar yorgun ve halsizim ki. Üstüne içinde bulunduğum durumu da katarsak fiziksel ve ruhsal bakımdan tam anlamıyla çöküşteyim. Ailemi kaybetmenin acısını yaşayamadan tamamen farklı bir olaya sürüklendim birden ve gidişatın ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok. Uzun zamandır- aslında 2 gün olup bana çok uzun gelen zaman diliminde- beklediğim kurtarıcım mıydı bu adam? Neden geldi? Yine o hiçbir şeyi bilmemenin verdiği boşluk hissine kapıldım. Dayanamayacağım türden olan bu boşluk hissi büyüdükçe duygularımı kaybettiğimi hissediyorum. En sonunda düşüncelerimden sıyrılıp bana yönelttiği emrin yerine getirilmemesinden kaynaklanan hoşnutsuz bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Birkaç dakika önce çıkardığı kar maskesini bir kenara fırlattı. Ve bana yüzünü görme şansı tanıdı. Fakat bulunduğum oda karanlık olduğu için yüzünü göremedim. Bu sefer kolumdan çekip

" Hadi gidiyoruz dedim sana, zorluk çıkarma da benimle gel " dedi.

Ona karşı gelmek istemiyordum çünkü üzerindeki kanlı tişört beni yeterince korkutuyordu. Ayrıca burada kalmanın çok iyi bir fikir olduğunu hiç sanmıyordum. Sonum iki türlü de kötü bitebilirdi. Ama en azından bu adamla gidersem ufak bir şansım olacaktı. Ya da kendimi buna inandırmak hissediyordum.

" Ne yapacaksın bana ?" diye sorduğumda,

" Açıklayacağım, Nefes, yeter ki gel artık çok fazla vaktimizin kaldığını sanmıyorum. " dedi.

Adımı bilmesi beni çok şaşırtmıştı ama bunu sorgulayamayacak kadar zor durumdaydım galiba. Aslında tepkileri de şaşırtıyordu beni. Ses tonundaki kararlılığın yanında sanki beni incitmek istemezmişçesine var olan yumuşaklık ruhumu okşuyordu. Çok fazla şansımın olmadığını bildiğimden fazla itiraz etmeden ayağa kalkmaya yeltendim. Fakat kalktığım anda geri düştüm. Böyle bir şey ikimizde beklemediğimiz için onunda boşluğuna geldi ve kalçama sert bir darbe aldım. Büyük ihtimalle, birkaç gündür ayaklarımın bağlı olmamasına rağmen hiç ayağa kalkmadığım için olmuştu. Neyse ki adam, akıl edip beni yüzüm onun sırtına bakacak şekilde omzuna aldı ve koşarak merdivenleri inmeye başladı. Sanki ben kucağında değilmişim gibi hiç yalpalamadan merdivenlerden inmesi beni şaşırtmıştı. Sonunda evden dışarı çıktığımızda gözlerim kamaştı. Uzun zamandır karanlıkta bulunduğum için gözlerimin güneş ışığına tepki verdi. Ve birden aklıma tekrar ailem geldi. Onları burada bırakıp öylece gitmemeliydim. Daha doğrusu cesetlerini. Onlara ihanet ettiğimi düşünüyordum. Onların katiliyle birlikte kaçıp onları hiç düşünmeden bırakıp gittiğim için. Onlar bunu hak etmiyordu. Düşüncelerimin hemen ardından,

"Annemle babamı neden öldürdün ?" diye bir soru çıktı ağzımdan.

" Soru sormadan duramaz mısın?" diye sordu. Soruma cevap vermeyip üstüne bide soru sorması canımı sıkmıştı. Ayrıca bundan önce neredeyse hiç ağzımı açmamıştım.

"Hayır, soruma cevap ver. Ne istedin onlardan? Ne yaptılar ki sana? Ayrıca şimdi benden ne istiyorsun, beni de mi öldüreceksin? "Diye ardı ardına sorular sordum.

Çünkü artık düşünmekten yeterince sıkılmıştım ve konuşmak istiyordum. Bu ani tepkilerime şaşırıyordu. Onu bu kadar şaşırtacak bir şey yaptığımı düşünmüyordum onun aksine...

" Bana sadece birkaç dakika ver ve şu çeneni kapalı tut. Hala atlatamadığımız adamlar olabilir." Dedi.

Kurduğu en uzun ve açıklayıcı cümleydi. Açıkçası gururum okşanmıştı. Artık beynimi olanlar ve olacaklar için yormama kararı aldım. Çünkü bazı şeylerin geri gelmeyeceğini iyi biliyordum. Annem ve babam gibi...

NEFESİM OLDUĞUN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin