Taşınmıştık. Taşındıktan 2 gün sonra ailem İstanbul'a gitti. Normal şartlarda ailemin bir yere gitmesine çok sevinirdim. Gerçi yine sevinmiştim lakin hiç arkadaşım yoktu. Evde boş boş oturuyordum. Bir günde 3 kere güldür güldürün aynı bölümünü izlediğim oldu. Eğer dizi izlemeyi seviyorsanız türk dizilerinden Yedi güzel adam' ı izleyin. Diriliş "Ertuğrul" u izleyin. Gidip saçma saçma Medcezir izlemeyin. Hele Aykut gibi Kaçak gelinleri hiç izlemeyin. Aykut Niksar' da tanıştığım arkadaşlarımdan birisi. Wattpad'ı ondan öğrendim. Okumak isterseniz Umut isimli bir hikayesi var. Konu bayağı dağıldı toplamaya çalışayım. Dershaneler başladı. Niksar'ın çarşısına ilk defa çıktım. Niksar şehir olarak Amasya'dan iki kat daha yeşildi. Gelişmiş bir yer değildi. Tarihi duruyordu. Minibüslerinde hala nakit bozuk para kullanılıyordu. Dershaneye gittim. İnsanlar başta çok değişik geldi. Kimse kimseye benzemiyordu. Her ırktan insan vardı neredeyse. Konu başlığınıda bu nedenle böyle koydum. Dershane ise eski duruyordu. Amasyada ki dershanem kadar gelişmiş bir yer değildi. Öğretmenler iyiydi bazıları hariç. İlk konuştuğum insan Mirzahan'dı. Arkadaşın kürt olduğunu ilk görüşte anlamıştım. Yanlış anlaşılmak istemem faşist falan değilim. Sadece biraz önyargılıydım. İşte nerden geldin falan diye sordu. Cevap verdim sorularına. Kaça gidiyorsun diye sordu. Allahım bana sabır ver dedim içimden. Nasıl bir yere düştüm diye düşündüm. Sonra Aykut'la ve Muzoyla tanıştım. Muzo'nun adı Tayfundu. Bu lakabı kazanmayı nasıl başardı diye düşündüm bile sayılır. Sonra sınıf ortamı bizim Amasyada'ki okuldaki sınıfıma hiç benzemiyordu. Amasyada herkes birbiriyle iyiydi. Burda yan yana oturup aralarından uçurumlar vardı insanların. Neyse zaten çokta umrumda değildi. Birileriyle arkadaş oluyum diye bir hevesim yoktu. Kız arkadaş konusunda tamamen uğraşmamaya karar verdim. Simay yüzünden çok yıpranmıştım zaten. Kadınlara pek güvenim kalmamıştı. Böyle konuşuyorum ama aşk bu arayarak bulmuyosun. Bir anda kalbinin kapısını çalıyor ve hayatını alt üst ediyor. Yalnızlık baş ağrıtmaya başlamıştı. Hiç arkadaşının olmaması ne kadar iğrenç birşey olduğunu anladım. 20 gündür ev boştu. Dershaneye gidip gelmek hariç hiçbir aktivitem yoktu. Artık uyuyup uyamadığımı anlamamaya başlamıştım bile. Tekdüze hayatım sürüyordu. Aynı Furkanla kavga ettikden sonra bir süre yalnız kalmam gibi. Kendime bazı kurallar koydum. Mizah yoktu. En azından haşır neşir olmadığım insanlara mizah yapmayacaktım. Sevgili olmayacaktı. Aslında bir ara sadece cinsel çıkarlar için birileriyle çıkmayı düşündüm ama ne kadar iğrenç bir insanım diye kendimden nefret etmeye başladım. Babamla aram düzelmişti. Artık konuşuyorduk bir buçuk yıl konuşmadığım babamla. Amacımıda belirlemiştim. Savcı olmak istiyordum. Karakterime savcılığın çok yakışacağını düşünüyorum. İnşallah Allah yardımcım olurda Hukuk fakültesini kazanırım. Sonra okul başladı. Dershanemdeki sınıfımla okulda ki sınıfım aynıydı. Zamanla arkadaşlarım oldu. Mirza, Aykut Tayfun, Kürşat şimdilik diğer insanlara göre daha yakın gördüğüm arkadaşlarım. Kürşat okul başkanı oldu. Eğer halısaha turnuvası ayarlamassa arkadaşlığımızı gözden geçirmeyi düşünüyorum :) . İlk dönem bitmek üzere bugün 20 ocak 2015. Niksar'a alıştım sayılır fakat Amasya aklımdan hala çıkmıyor özledim. Or... Çocuğu Furkan'ı bile özledim. Yazımı burda sonlandırıyorum. Esen kalın...
Amasya hakkında ismi geçen Simay, Furkan ve kendime koyduğum isim Eyüp rumuzdur. Niksar'a taşındıktan sonra bahsettiğim isimler gerçektir.