Tsukishima kalktı. Öğretmenin geldiğini görünce erkek onun yakasını bıraktı. Diğer erkek ise çoktan kaçmıştı. Az ilerden bir kız geliyordu. Gidip sarışın kızı tuttu.
"Yachi!?" diye bağırdı kız.
"Kiyoko-senpai!"
Öğretmen o erkek ve Yamaguchiyle konuşuyordu. Tsukishima da oraya gitti ve Yamaguchi'nin kolundaki izleri gördü. O mu yapmıştı?
Erkeğe baktı, sinirli gözüküyordu, ama Yamaguchi kadar değil. İlk defa Yamaguchi'yi böyle görüyordu.
"İkiniz de müdürün odasına." dedi öğretmen.
"Sen de biraz sakinleştikten sonra geliyorsun." dedi öğretmen Yachi'ye.
Yachi biraz ağlıyordu. Herkes sınıfına dönerken öğretmen Yamaguchi ve diğer erkekle müdürün odasına gidiyordu. Yamaguchi Tsukishima'ya hiç bakmamıştı bile. Ama Tsukishima onun gözyaşlarını zor tuttuğu için bakmadığını anlamıştı.
Tsukishima, Yachi ve Kiyoko'nun yanına gitti.
"Benden not istemeye geldiler, zorla yanlarına gelmemi istediler not bahanesiyle... Kendimi koruyamadım... Yamaguchi-kun yardım etmeye geldi ama onlar ısrar etti... Ben ise tek kelime bile edemedim ve... Kavga çıktı. Yamaguchi-kun'un kolunu sıktılar, engel olamadım... Hepsi benim suçum bir de üstüne ceza alırsa!" diye ağlıyordu.
"Bir dakika... Kolunu mu sıktılar?" diye mırıldandı Tsukishima.
"Şşş, senin suçun yok. Hepsi o aptalların suçu, Tadashi doğru olanı yaptı, ya bir şey yapsalardı?" diyordu Kiyoko.
"E-evet ama canı acıdı, ve ceza alabilir!" diye ısrar ediyordu Yachi.
Tsukishima ise hiç konuşmuyordu.
"Hadi şimdi elini yüzünü yıkayıp müdürün odasına gidelim." gibi bir şeyler mırıldandı Kiyoko, ve gittiler.
Eğer Yamaguchi'nin yanına gitseydi, canı yanmayacaktı. Müdürün odasına gitmeyecekti. Yachi ağlamayacaktı. Öğretmen geri geldi ve Tsukishima'yı içeri çağırdı.
Tsukishima istemeye istemeye içeri girdi, zaten dersin bitmesine 7 dakika vardı. Biraz daha soru çözdüler, zil çaldı.
Zil çalınca hemen kendini dışarı attı Tsukishima. Koridorin ilerisinde o çocukla Yamaguchi'nin geldiğini gördü. Yamaguchi yüzü asık bir şekilde gelirken yanındaki çocuk pis pis sırıtıp bir şeyler dedi. Yamaguchi kaşlarını çattı ve ona döndü.
Tsukishima ileride onu bekliyordu, sonunda Yamaguchi onu gördü ve ona doğru koştu. Erkek de kendi sınıfına gitti.
"Tsukki!"
Tsukishima kaşları çatık ifadesizce ona bakıyordu.
"Ne düşünüyordun? Birini çağırsaydın!" dedi hemen.
"B-biliyorum ama herkes dersteydi ben de..."
Tsukishima onu kolundan tutarak köşeye bir yere götürdü.
"Ah!"
Tsukishima onun kolunun acıdığını hatırlayıp hemen elini çekti, Yamaguchi'nin gözleri yaşarmıştı bile.
"Neden-"
"Beni öyle görmeni istemezdim! Ben senin gibi değilim, güçlü değilim! Engel olmak istedim, bir kere seyirci kalmaktan fazlası olmak istedim. Ama yapamadım, küçücük bir şey diyemedim! Bunca zamandır gözyaşlarımı tutuyordum, üstüne üstlük ceza aldım! Orada kendimi tutabilseydim, senin gibi sakin kalıp onu gönderebilseydim Yachi-san'a yardım etmiş olurdum ve ceza almazdım!" bunları tek seferde söylemeyi başarmıştı, gözyaşları akmaya başlamıştı bile.
"Yamaguchi." dedi Tsukishima. Yamaguchi onun yüzüne bakamıyordu.
Tsukishima, Yamaguchi'nin kolunu nazikçe eline aldı ve uzun kollu kazağı sıyırdı. İzleri gördü.
"O mu yaptı?" sakince sormaya çalışıyordu.
"Evet. Engel olmaya çalıştığımda kolumu sıktı, ama iyiyim." gözyaşlarını siliyordu Yamaguchi.
"Neden işin uzadığını görünce öğretmen bulmadın?"
Yamaguchi cevap vermedi. Ellerini yumruk yaptı ve sonunda Tsukishima'ya baktı.
"B-bilmiyorum, onu orada bırakamadım. Güçsüz olamazdım-"
"Güçsüz değilsin. Emin ol ben de sonradan bir öğretmen çağırırdım." dedi Tsukishima.
"-ben, empati yaptım." diye sözünü devam ettirdi Yamaguchi.
"Ne empatisi?"
"Yachi-san'ın yerinde kendimi düşündüm. Genelde öyle oluyor çünkü. Ben Yachi-san olsaydım birinin engel olmasını beklerdim. Çünkü cevap verip kendimi koruyamazdım." Tsukishima cevap vermedi, sadece dinliyordu.
"Yachi-san en azından konuşup ayırmaya çıktı, ama şoka uğramıştı ve streslenmişti. O hissi iyi bilirim. Bir kere yardımcı olup engel olmak istedim, onu da yapamadım." yine gözleri yaşarıyordu.
"Hayır, başardın." Tsukishima, Yamaguchi'nin gözyaşlarını eliyle sildi.
"Yachi'nin şu anda ağlamasının sebebi senin ceza alacak olman ve kolun." Tsukishima'nın gözü Yamaguchi'nin koluna kaydıkça sinirleniyordu, ama sakin kalmalıydı.
"Bir daha böyle bir şey olursa her şeyi kendin halletmeye çalışma tamam mı?" Tsukishima Yamaguchi'nin çenesinden tutuyordu. Sonra bıraktı ve sınıfa gitti. Yamaguchi de arkasından.
Sınıfa girdiklerinde herkesin gözü Yamaguchi'nin üzerindeydi. Öğretmen henüz gelmemişti. Sıralarına oturdular.
"Cezan ne peki?" dedi Tsukishima fısıldayarak.
"O aptalla spor salonunu temizlemek."
"Bunlar olduktan sonra hâlâ sizi baş başa mı bırakıyorlar yani?" dedi Tsukishima. Yachi içeri girdi, Yamaguchi'ye yaklaştı.
"Yamaguchi-kun... Ben-"
"Özür dileyeceksen lütfen dileme Yachi-san. Ceza almam umrumda değil, kolum da. Daha fazla engel olamadığım için üzgünüm, aksine olayı büyüttüm." dedi Yamaguchi.
"H-hayır asıl ben bir şey diyemedim..." Yachi kızardı.
"Hayır, senin gibi sakin kalmayı başarabilseydim olay büyümezdi ve çözerdik. Ama ben hemen sinirlendim, çünkü... Her neyse. Senin hiçbir suçun yok, lütfen kendini üzme." Yamaguchi'nin suratında büyük bir gülümseme oluştu.
Yachi'nin gözleri doldu ve o da gülümsedi. Sonra da bir şey demeden sırasına oturdu.
Tsukishima o zaman anlamıştı ki, Yamaguchi dediğinin aksine çok güçlü ve pozitif biriydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
flower bed » tsukkiyama
Fanfictionson bir haftadır sürekli aynı rüyayı görüyordu tsukishima kei. bomboş bir zeminin ortasında, üstü çiçek kaplı bir yatak. her gece rüyasında olduğu gibi o gün de kim olduğu belirsiz bir genç, o yatağa yatıyor, kıkırdıyor ve huzurlu bir uykuya dalıyo...