"Ne oldu lan?" Yemekhane sırasında beklerlerken Matsuki, Haruki'yi dürttü.
"Bir şeyim yok." dalgın Haruki, Matsuki'nin kafasına attığı şaplakla kendine geldi.
"Yalancı. Bu huyundan nefret ediyorum." Matsuki onu zorlamaya devam ederken Haruki'nin gözü birkaç kişi önlerinde olan Yamaguchi ve Tsukishima'ya kaydı.
"Şu çocuğu görüyor musun?" dedi Haruki.
"Uzun sarışın çocuk mu?"
"Hayır, diğeri."
"Evet, ne olmuş ona?"
"Ona bulaşma." dedi Haruki ve Matsuki'ye döndü.
"Tüh-" Haruki, Matsuki'nin sözünü kesti.
"Matsu." Haruki'nin ciddi olduğunu gören Matsuki konuyu değiştirdi.
"Pırasa yemeğini seven var mı cidden?"
༄
"Yamaguchi."
"Hı?" Yamaguchi de dalgın gözüküyordu.
"Yemekte pırasa var diye üzülmene gerek yok,"
"Yemekte pırasa var diye üzgün değilim, Tsukki."
"Niye üzgünsün o zaman? Bu aralar bir şeyler oluyor." Tsukishima az biraz tahmin ediyordu ama gene de sormak istiyordu.
"Sen neden üzgünsün peki?" Yamaguchi cidden garip davranıyordu.
"Yemekte pırasa olduğu için." Yamaguchi, Tsukishima'ya bön bön baktı, tam ağzını açıyordu ki ilerlemesi gerektiğini fark etti ve arkadakileri kızdırmamak için acele etti.
༄
Yemeklerini yedikten sonra sınıfa gittiler. Tam sınıfa oturmuşlardı ki kapı açıldı.
"Lan ittirmesene!"
"Çekil, dur!-"
Tsukishima oraya dönmezken Yamaguchi döndü.
"Yamaguchi!!" Turuncu saçlı çocuk Yamaguchi'nin yanına atladı.
"Hinata? Ne oldu? Tanaka-senpai?" Bunun üzerine Tsukishima da kafasını kaldırdı.
"Evet, ben Tanaka-senpainiz!" Tanaka tam boş boş konular açarken Tanaka'nın kel kafasına biri şaplak attı.
"Ryuuu!"
"Lan-"
"Ya bir durun biz buraya Yamaguchi'ye haber vermeye geldik! Noya-san sakin olun." dedi Hinata.
"On saattir seni arıyorum aptal." İçeriye biri daha girdi.
"Kageyama, sus." Hinata bu kez gerçekten kızmıştı. Tanaka ve Noya bir şeyler fısıldaşıp sessizce kıkırdarlarken Kageyama da Hinata'ya yaklaştı.
"Ahem." diye söze girdi Hinata. "Voleybol kulübüne yeterli kişi yoktu, yeterli malzeme yoktu falan diye açılmıyordu ya." Yamaguchi başıyla onayladı.
"Artık açıldı! Topları ayarladık hatta bir tane Mikasa'mız var. Bir çocuğunmuş. Artık her şey hazır, başvuru yap!" Hinata sevinçle yerinden zıplıyordu. Yamaguchi ayağa kalktı.
"Gerçekten mi? Yani artık açıldı mı?" Yamaguchi'nin yüzünde bir gülümseme belirdi. Hinata ile beşlik çaktılar ve konuşmaya başladılar.
"Hatta menajeri bile ayarladık." dedi Noya, Tanaka'ya bakarak.
"Üstelik çok güzel." Tanaka da Noya'ya baktı. Gözleri ışıl ışıl bir şeyler düşünürlerken Yamaguchi, Tsukishima'nın yanına gitti.
"Sen de benimle birlikte başvursana Tsukki!" dedi neşeli bir şekilde.
"Hayatta olmaz." dedi Tsukishima.
"Merak etme havalılığın bozulmaz kardeş." dedi Kageyama arkadan.
Hinata güldü.
"Sütünü hüpletip herkese laf atan kral gibi davranan biriyle aynı ortamda bulunmak istemem." dedi Tsukishima, ayağa kalktı.
Hinata yine güldü.
"Niye buna gülüyorsun ki?" dedi Kageyama göz devirerek.
"Hadi Tsukki, eminim eğleneceksin~" diye ısrar etti Yamaguchi.
"İstesen de başvuru yapmayacağım."
༄
"Başvuru yaptığıma inanamıyorum." dedi Tsukishima."Eminim ki kulüp büyüyecektir, üst sınıflardan bazı kişiler de başvurdu hem." dedi Yamaguchi.
"Üst sınıf dediklerin bizimkilerden beter."
"Tanaka-san ve Nishinoya-san'dan bahsetmiyorum. Üçüncü sınıflardan başvuranlar da oldu, görürüz artık." dedi Yamaguchi. Saate baktı, birazdan ders başlardı. Herkes sınıfa dolmaya başladı.
Yavaş yavaş zil çalıp insanlar doluşurken kapının girişinde biri duruyordu. Kalabalığın arasında eziliyor, ama kıpırdamıyordu. Yamaguchi içgüdüsel olarak kafasını oraya çevirince oradan ayrıldı.
Yamaguchi onun kim olduğunu bilmiyordu ama bir tahmini vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
flower bed » tsukkiyama
Fanfictionson bir haftadır sürekli aynı rüyayı görüyordu tsukishima kei. bomboş bir zeminin ortasında, üstü çiçek kaplı bir yatak. her gece rüyasında olduğu gibi o gün de kim olduğu belirsiz bir genç, o yatağa yatıyor, kıkırdıyor ve huzurlu bir uykuya dalıyo...