Dumitru soyu Dracula'nın bir cadı ile evlenmesi sonucu soyisimler türeyerek bu zamana kadar gelmiştir. Bunca zaman Transilvanya'da birden fazla vampir-büyücü melezi aileler varken en sonunda birleşip iki melez aile kalana kadar devam ediyor, en sonu...
Bölüm fazla geç kaldı biliyorum ama gerçekten derslerime çalışmam lazımdı çünkü sınavlarım başlayacak ve ben 9.sınıfa yeni geçtim. Hiçbir şey anlamıyorum. Sınavların tarihi belli olmadığı için Aralık'ın sonuna kadar bölümler pek düzenli gelemeyecek ama yine de atmaya çalışacağım umarım anlayışla karşılarsınız.
İyi Okumalar🧡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
§§§
Harry, bu sabah korkunç bir kabus ve yara izindeki acı ile uyanmıştı. Harry, kabusta Voldemort, Kılkuyruk ve tanımadığı bir adamın konuşmalarını duymuştu. Ama onların kim olduğunu anlamaya çalışmaktan ne konuştuklarını tam olarak anlayamamıştı. Zaten bir müddet sonra üçlünün yanına gelen yaşlı adam öldürülmüştü ve Harry uyanmıştı.
Harry'nin aklında iki soru vardı. Kılkuyruk dışarıda ne yapıyordu, yara izi neden bu kadar acımıştı? Harry yara izinin acıdığını kimseye söylememeye karar verdi. Eğer söylerse herkes çok endişelenecekti.
Aşağıya indiğinde, Remus ve Sirius salonun ortasında volta atıyorlardı. Harry onlara baktı ve ne olduğunu sordu. İkisi de Harry'den gelen soru ile duraksadılar. Sonra hafif tereddütle Harry'nin dehşete düşmesine sebep olan haberi söylediler.
Peter Pettigrew, kaçmıştı. Harry için bu haber zaten yeterince dehşet verici iken birde rüyasında Peter'ın dışarıda, Voldemort'un yanında olduğunu görmesi Harry'i daha çok korkutmuştu.
Üçü birden biraz daha bu konu hakkında konuştuktan sonra kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Remus, kahvaltı yapan ikiliye bakıp; "Quidditch kupası maçı için Lorena'yı da davet edeceğim sizin için sorun olur mu?" diye sordu.
Sirius bir sorun olmayacağını söyledi, hatta sevinmişti. Her ne kadar kız babasından çok annesinin huylarını almış olsa da Sirius o kızı sevmişti. Kız Gryffindor binasındaydı bir kere. Sirius ise Gryffindor binasındakileri (Peter hariç) severdi.
Harry ise Lorena'nın ismi geçince heyecanlanmıştı. Harry de hiçbir sorun olmayacağını ve kesinlikle gelmesi gerektiğini söyledi. Ama bunu fazla heyecanlı söylemişti ve bu Remus ve Sirius'un dikkatini çekti. Remus ve Sirius önce Harry'e, sonra da birbirlerine emin olmak için baktılar.
Emin olduktan sonra Sirius, Harry'e muzip bir şekilde bakarken Remus ise Harry'e sinir olmuş bir şekilde bakıyordu. Harry bu bakışları fark edince ilk önce neden böyle baktıklarını anlamadı. Anladıktan sonra ise hemen panikle reddetmeye başladı. Tabi ki ikisi de Harry'e inanmadılar.
Harry, Remus'a çekingen bir şekilde baktı çünkü Remus, Harry'e sanki onu parçalamak istermiş gibi bakıyordu. Sirius, Harry'e muzip bir bakış atıp "Merak etme Harry. Ben varken Aylak sana birşey yapamaz." dedi. Böylece konu kapanmış oldu.
