12- Saldırı

724 50 16
                                    


İyi Okumalar🧡

İyi Okumalar🧡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

§§§

Lorena'nın söylediği şey ile herkes anında yerinden kalkmıştı. Daha çok geç olmadığı için Weasleyler, Lorena ve diğerlerinin kaldığı çadırda maç hakkında konuşuyorlardı.

Lorena, Ölüm Yiyenler in geldiğini söylediğinde Weasleyler hemen kendi çadırlarında gidip eşyalarını toplamaya başlamışlardı. Lorena, daha hızlı toparlanmaları için vampir hızında çadırın içindeki herşeyi 10 saniyede toplamıştı.

Çadırlarını toplayıp Weasleyler in yanına gidecekken artık herkes Ölüm Yiyenler in geldiğini anlamıştı.

Etraftaki kargaşada çıkışa doğru ilerlerken Lorena, Harry'nin düştüğünü ve bayıldığını hissetmişti. Hemen Hermione'yi durdurup ona Harry'nin burada olmadığını onu bulmaları gerektiğini söyledi.

Hermione, Lorena'ya bu kargaşada nasıl Harry'i bulacaklarını sorduğunda Lorena onun nerede olduğunu hissettiğini söyledi. Hermione, Lorena'nın söylediği şey ile hemen Ron' un kolundan tutup Lorena'yı takip etmeye başladı.

Hermione, Lorena'nın önderliğinde Harry'nin yanına giderlerken Ron'a herşeyi açıklamıştı. Sonunda Harry'i bulduklarında yerde yarı baygın bir şekilde yatıyordu ve havada zehir yeşili ölüm yiyen işareti vardı.

Lorena hemen birilerini görmek amacıyla etrafa baktı ama sadece uzaktan onlara doğru gelen Sirius, Remus, Mr Weasley ve Bakan'ı gördü. Hermione ve Ron, Lorena etrafa bakarken Harry'i uyandırmışlardı. Lorena, gelenlere bakmayı kesip hemen Harry'i vampir gücüyle ayağa kaldırdı.

Bakan ve diğerleri, Lorenalar'ın yanına geldiğinde bakan hemen Harry'e saldırmıştı ve havadaki işaretin nasıl olduğunu sormuştu. Harry'den her seferinde bir şey yapmadığına dair cevap alsada en sonunda pes etmişti.

°°°
Weasleyler Kovuk'a geri dönmüştü. Lorena ise diğerleri ile birlikte Black Malikanesi'ne gelmişti.

Yol boyunca Lorena, Hermione ve Ron haricinde herkes Harry'e ne olduğunu sormuştu. Harry uyuyup en sonunda cevap alamayınca susmuşlar ve Harry'i rahat bırakmışlardı.

°°°
Herkes saldırıyı kimin yaptığını merak ediyordu. Lorena ise kimin yaptığını saldırı sırasında öğrenmişti. Saldırıyı, Mr Malfoy önderliğinde diğer bir kaç tane safkan aile yapmıştı. Sirius ve Remus, Lorena'nın saldırıyı kimin yaptığını bildiğini anlayıp ona sormuşlardı ama Lorena onlara bilmediğini söylemişti.

Harry ise hala o günün etkisindeydi. O anlar aklına gelip korkuyor ama aynı zamanda Lorena'nın ona sıkıca sarılıp ayakta tutmasına daha da aşık oluyordu.

Hogwarts'ın yeni döneminin başlamasına 5 gün kalmıştı. Sirius ve Remus, Lorena, Harry ve Hermione'yi çıldırtmak için yeni okul yılında onları önemli bir şeyin bekleyeceğini söylüyorlardı. Hermione ve Harry meraktan çalarken Lorena'nın umurunda değildi çünkü istese onları dinleyerek öğrenebilirdi. Remus ve Sirius ise Lorena'nın merak etmemesine sinir oluyorlardı.

Sirius, okul yılı başlayana kadar Lorena'nın sevdiği bütün özelliklerine aynı babası, sevmediği bütün özelliklerine ise aynı annesi gibi demişti ve Lorena, Sirius'u çok sevsede annesine bu kadar sinir olması hoşuna gitmiyordu. Tabi Sirius'a ağzının payını vermemesinin sebebi tanıdığı en eğlenceli insan olmasıydı.

°°°
Sonunda Hogwarts başlıyordu. Harry her zaman ki gibi yerinde duramıyordu, Hermione de dersler başlayacağı için hem seviniyor hem de endişeleniyordu çünkü bir yıl sonra SBD sınavları vardı. Lorena ise yasak ormanda ki hangi canlıların kanını içebileceğini düşünüyordu, ama bir örümceği içmeyeceği kesindi.

Lorena, eşyalarını diğerleri gibi gece hazırlamak yerine sabah vampir hızıyla hazırlamıştı, zaten asıl fazla olan eşyaları Hogwarts'daydı.

Sabah kahvaltı ettikten sonra Sirius ve Remus ile Hogwarts Express'ine gelmişlerdi. Remus bu yıl profösör değildi çünkü Snape onun bir kurtadam olduğunu herkese söylemişti. Lorena en sevdiği profösörün Snape olmasına rağmen bu yaptığı için çok sinirlenmişti.

Weasleyler ile trene binmeden önce görüşmüş ve vedalaşmışlardı. Fred ve George, Lee'nin yanına giderken Altın üçlü Lorena ile birlikte kendi vagonlarına gitmişti. Ginny de onlarla birlikte gitmek istese de kimse onu davet etmediği için suratsız bir şekilde kendi arkadaşlarının vagonuna gitmişti.

Yol boyunca diğerleri bilmedikleri şeyin ne hakkında olduğunu düşünüp durmuştu Lorena ise onların bu meraklı hallerine göz devirmişti. Hatta Lorena'nın meraklı olmadığını fark edip ona sormuşlardı ve sorularına cevap alamamışlardı.

Tren istasyona vardığında herkes sıra sıra inmiş, birinci sınıflar Hagrid'in peşine düşmüştü. Lorena, yoldayken Luna'nın yanına gitmişti ve aynı arabaya bineceklerine dair birbirlerine söz vermişlerdi. Lorena, Luna'nın çok bir arabaya bindiğini bildiği için arabalara bakıyordu. Luna, en arkadaki arabada Dırdırcı dergisini okuyordu.

Lorena diğerlerlerine dönüp Luna'ya beraber gideceklerine dair söz verdiğini isterlerse onlarında gelebileceğini söyledi. Harry, Hermione ve Ron biraz bakıştıktan sonra Lorena ile gitmeye karar verdiler.

Luna'nın oturduğu Testral arabasına bindiklerinde Lorena, hem Luna ile Dırdırcı okuyor hem de üçlünün muhabbetine katılıyordu.

Kısa bir süre sonra Hogwarts'a vardıklarında arabadan inmiş ve Büyük Salon'a gelmişlerdi. Her zamanki gibi dört farklı renk masa vardı, aynı zamanda masallardaki pırıl pırıl tabaklar insanı cezbediyordu. Herkes Hogwarts'ı bu ortamını çok özlemişti.

Kısa bir vedadan sonra Luna Ravenclaw masasına, diğerleri ise Gryffindor masasına gitmişlerdi. Birinci sınıfların bina yerleştirilmeleri bitince Dumbledore öğrencilere önemli bir şey söyleyeceğini ama şuanlık yemekleri yemelerini söyledi ve bütün yemeklerin masalardaki tabaklarda belirmesini sağladı.

Herkes yemeğini bitirdiğinde Dumbledore ayağa kalktı ve kürsüye ilerledi. Bu hareketiyle onun bir şey diyeceğini anlayan öğrenciler sessizleştiler ve dinlemeye başladılar.

Dumbledore'un konuşması bittiğinde çoğu kişi mutsuz bir şekilde yatakhanelerine gitmeye başladılar. Özellikle Weasley ikizleri hem mutsuz hem de sinirliydiler, kuralların sinir bozucu olduğunu düşünüyorlardı. Dumbledore, konuşmasında bir kaç yılda bir olan Üç Büyücü Turnuvası'nın olacağından bahsetmişti. Herkes turnuvayı ve ödüllerini duyduğunda heyecanlansada yaş sınırı olduğunu öğrendiklerinde hayal kırıklığı ve şikayetle konuşmanın devamını dinlemişti.

Lorena, bu yarışmanın kesinlikle gereksiz olduğunu düşündü. Para ve sonsuz şöhret için hayatını tehlikeye atmak çok saçma bir düşünceydi Lorena için. Zaten Lorena'nın yaş sınırı olmasa da katılması için ödüller onu cezbedmiyordu. Lorena'nın zaten yeterince parası vardı ayrıca vampirlerin ve büyücülerin içinde soyadı fazlaca ünlüydü.

Lorena, yarışmanın gereksizliğini düşündüğü sırada diğerlerinin ne konuştuğunu fark etmemişti. Ron ve Harry yarışmadaki yaş sınırından yakınırken Hermione onlara yarışmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Lorena, Hermione'ye katılarak yarışmanın gerçekten fazla tehlikeli olduğunu söyledi.

Ron ve Harry, ortak salona varmalarına rağmen hala turnuvadan bahsediyorlardı. Lorena, Hermione'nin de sıkıldığını farkındaydı. Lorena bir anda ayağa kalkıp Harry ve Ron'a ;

"İkinizde ölmeye çalışan aptallarsınız."dedi.

Lorena, Harry ve Ron'a aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra Hermione'nin elinden tutup ayağa kaldırdı ve yatakhaneye çıkmaya başladılar. Arkalarındaysa onlara şaşkınca bakan iki erkek bıraktılar.

§§§

    Umarım beğenmişsinizdir🧡

Lorena Alisia Dumitru || Harry Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin