Ertesi sabah uyandığımda gezmek için dışarı çıktım ayrıca yazlık yerlerde çok güzel kıyafetler oluyordu bunu kaçıramazdım zaten babam bugün geliyor ve 4-5 gün sonrada Ankara'ya dönüyoruz hep birlikte.
Üzerimi giyindikten sonra saçımı düzleştirdim ve Mert'e mesaj attım "4-5 güne geliyorum herşey yolunda :)" aynaya bakıp hafif bi göz kalemi çektim,dışarı çıkmaya hazırdım.Annemi öperek çıktım ve Antalya da gezmeye başladım.
Neredeyse tüm mağazalara girmiştim ve baya yorulmuştum,en son bi kafeye oturmaya karar verdim kafeye giderken ıssız bir yola saptım ve sanırım kayboldum derken bi yerden bağrış sesleri geldi kulağıma merakıma yenik düşerek sesin geldiği tarafa doğru yürümeye başladım. O da neydi yerde yatan 18-19 yaşlarında bi çocuk ve ağzı yüzü kan içinde,etrafa baktığımda ise gördüğüm şey, inanmıyorum. Bora,yanında bir tane sürtüğü ve üç beş arkadaşı yanlarına biraz daha yaklaştım ve çocuğun yanına eğildim "iyimisin?" "k-kan kan kaybediyor ölücek,Bora bişey yapsana ambulansı aramalıyız yada arabanız varmı hastaneye götürmeliyiz çabuk olmassak ölebilir!." kafamı kaldırdığımda hepsi donuk bir yüz ifadesiyle beni izliyor Bora'nın yanındaki sürtük iste sırıtıyordu. Ne yapacağımı bilemeyerek hepsini izliyordum o sırada Bora "babamın şöförü geliyor babama gidecektim bu gün kız arkadaşını da getir demişti Ebruyu bu halde nasıl götürürüm sürtük olduğu o kadar belliki" dediği laftan sonra ben bile Ebruya sürtük dediği için onun yerine üzülürken takmamış hatta gülerek "bu gitsin senin yanında baksana saf salak bi kıza benziyor" dedmişti. Hiç bişey anlamamış bi şekilde olanları izlerken Bora, "Mehmet sen Ebruyu eve bırak sonra mekana geç" dedi.Demek bana o gece restorantta yiyecek gibi bakan çocuğun adı Mehmetti.
Olanları hala saf salak izlerken Bora kolumdan tuttuğu gibi arabaya attı beni ve saçma sapan konuşmaya başladı "canım babam bizi bugün bekliyormuş ben yarın sandığım için haber veremedim,özür dilerim." aslında iğneleyici bi konuşma yapmıştı.Bu konuşmanın altında 'eğer pot kırarsan ölünü dirini sikerim' gibi bi tehtit geçiyordu. Bende gülümseyerek cevap verdim. Babasından ne kadar korktuğu anlaşılıyordu fakat o bile babasından korkuyorsa babası gerçekten korkulacak bi insandı diye düşündüm.
Eve geldiğimizde babası çok sıcak kanlı bir şekilde "Bora sana inanamıyorum,senin gibi bi erkek nasıl olduda böyle bi kızı avına düşürdü merak ediyorum doğrusu" dedi. Utanarak "aslında Bora beni bulmadı ben ona ayak bağı oldum ve dayanamayıp oda bana olan aşkını itiraf etti" dedim. Bunun üzerine Bora kulağıma eğilerek "seninle sonra görüşücez küçük hanım" dedi. Babasıyla hoş uzun bi sohbet ettikten sonra sık sık bekliyorum diyerek yolcu etti bizi evden dışarı çıktığımızda Boraya bakıyordum ve oda tepkisiz bi şekilde bana bakıyordu.
Daha sonra dayanamayıp "eve gitmem lazım" dedim. Tamam gidebilirsin ne bekliyorsun bu gün bana yaptığın yardımdan dolayı paramı ha?" dedi. Bende, "beni eve bırakırsın diye düşünmüştüm ama gayet yanıldığımı görüyorum neyseki ayaklarım var ve yürüyebilirim" bu lafımın üzerine tamam dedi ve arkasını dönerek bi sigara yaktı.Bunun son şansım olduğunu düşünüp "şuna bakar mısın" dedim ve yanıma çağırdım. "bakamam" dediği zaman bana böyle bişey söyleseler merakımdan koşarak gelirdim diye düşündüm ve daha kuytu köşe biyere giderek bak şimdide burda dedim ifademi şaşkın tutarak dayanamayıp "ne var orada" diye sorduğunda "gel çabuk buraya,çabuk" dedim. Geldiğinde yüzüme ifadesizce baktı ve tam zamanı dudağımı dudağına yapıştırdım. İlk önce şaşırsada sonra öpüşüme karşılık verdi.Dudaklarının o kadar güzel bir tadı vardı ki doyamıyordum daha önce bi kaç kez öpüştüğüm için onun kadar becerikli sayılmazdım.Kalp atışlarım çok hızlıydı ve en sonunda nefes almak için dudaklarımı çekerek ondan uzağa kaçtım olabildiğince uzağa en son bidaha onu görmeyeceğimi düşünerek kendimi rahatlattım ve utancımı gidermeye çalıştım ne oluyordu böyle neden onun yanındayken mutluydum,sürekli onun yanında olmak istiyordum ve benim olmasını istiyordum? Sanırım ona aşıktım.
Bora'nın bakış açısından;
Ne yapmıştı o ? ilk önce beni öpmüştü daha sonrada kaçmışmıydı? hah, ne yani utanmış mıydı ? inanamıyorum. Yüzümde aptal bi sırıtışla kalmıştım dudaklarının tadı güzeldi ve beni amatörce öpmeye çalışmıştı gerçekten seviyormuydu beni? baş belasının tekiydi nerede olmaması gerekse orada bulunuyordu ve peşimi bir türlü bırakmıyordu o gece sahilde onun benim umrumda olmadığını söylemiştim ve hala benim peşimden geliyordu aptal! sanırım bu onu son görüşümdü çünkü bu utançla bidaha karşıma çıkamazdı.Aslında bu kızla eğleniyordum fakat bakireliğini bozmaya niyetim yoktu bu yüzden ondan uzak durmam en iyisi.
Meryem'in bakış açısından;
odaya geldiğimde akşam olmuştu ve babam gelmişti ona sıkıca sarıldım oda bana sarıldı. "Güzel kızımın tatili nasıl geçmiş bakalım" "çokta iyi sayılmazdı babacım sen olmadığın için tatilin tadını çıkaramadım dedim" yalandan yüzümü buruşturarak babamda bunu anladı ve cadı diyerek saçlarımı karıştırdı seviyordum babamı.
Sabah uyandığımda babam annem ve ben havuza yüzmeye inmiştik. Lavaboya girmek için alt kata indiğimde yan taraftan sesler geliyordu. Bu Bora'nın sesiydi ve birde biri "birdaha yemin ederim işinize burnumu sokmıyıcam ne olur bırak beni" diye yalvarıyordu.Ne yapacağımı bilemıyordum eğer biri yardım etmezse çocuğu öldürceklerini emindim ve en son çare olarak polisi aradım. "Alo,efendim burda bi cinayet işlenmek üzere lütfen yardım edin" "sakin ol kızım şimdi adresi söyle" adresi verdiğimde odadan uzaklaştım ve odanın arka tarafına dolandım alt tarafta gürültü kopuyordu ve polislerin geldiğini anladım arkamdan birden Bora ve Mehmet çıkınca ne olduğunu anlamadım pencereden kaçmışlardı KAÇMIŞLARDI. Bora beni gördü ve "sen... seninle görüşeceğiz ufaklık" anlamıştı benim olduğumu ne yapacaktım çok sinirliydi en iyisi kalan 3-4 günümde ona görünmemekti.Seni seviyorum Bora,sen beni sevmeyecek olsanda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Belası
Chick-LitKim bilebilirdi ki küçük bir baş belasının hayatımı baştan sona değiştirebileceğini,iyiki hayatıma girmişsin küçük kız iyiki benimsin.