6.Bölüm "Artık Kendim Gibi Oynayacağım."

23 0 0
                                    

Uyku.Belki de sadece uykuydu benim için.Ya da sadece bir uykudan ibaretti benim için.Bilemiyorum.Ben uykuyu seviyorum o beni sevmiyor. Ben uyumak istiyorum o bir türlü gelmiyor. Sevse gelmezmiydi sanki? Her seven gelemezdi ki geri.

"Duru artık bağcıklarını bağlayacak mısın ?"

Montunuda giyip beni bekleyen Aleyna'ya baktım. Soyunma odasından çıkan takım arkadaşlarıma baktım.Hepsi yorgun gözüküyordu , bir an önce servise atlayıp eve ulaşmak istiyor gibi halleri vardı.

"Sen git servisi beklet hemen geliyorum." diyerek botumun bağcıklarını hızlı bir şekilde bağlayarak , askılıktaki montumu giyerek giden Aleyna'ya yetiştim.

Serviste arka tekli koltuklardan birinin boş olduğunu fark ederek oraya doğru ilerledim.Çantadan kulaklığımı çıkartıp kendimi Ellie Goulding'in huzur verici sesine bıraktım.

Yaklaşık 15 dakika sonra evimizin bulunduğu sokağın başında beni bırakan servis şoförüne teşekkür ederek servisten indim. Çalan şarkı tekrar başa sardığında ilerlemeye devam ettim.Kafamdaki beremi çekiştirerek etrafta göz gezdirdim. Çalışanlar için çıkış vaktiydi bu yüzden etraf biraz kalabalıklaşıyordu.

Hava ocak ayına göre biraz ılıktı. Montumun önlerini açık bırakmıştım bu yüzden , çok hafif esen bir akşam rüzgarı vardı.Böyle havaları seviyordum.

Evin önüne geldiğimde anahtarı çıkarıp kiliti çevirmeye koyuldum. İlk deneme de açıldı. Anahtar kilitleriyle pek anlaşamazdık en az iki ya da üç defa denemem gerekirdi.

İçeri girip ışıkları yaktım. Annem ve babam gezmeyi seven insanlardı. Babam erken çıktıysa gezmeye çıkmış ve ya hasta anneannemi ziyarete gitmiş olabilirlerdi.Sınavlar, antremanlar , okul maçları, gezmeler derken hiç ona vakit ayıramamıştım. Anneannemi özlediğim bir gerçekti belki de bana darılıp , küstü. Bilemiyorum.

Sıcak suyu ayarlayıp , üstümdeki kıyafetleri ve çantadaki kıyafetleri kirli sepetine attım. Voleybol antremanlarını seviyordum ama bugün ki biraz fazla yorucu geçmişti .

Yaklaşık on beş dakikalık bir duştan sonra giyinmek için odama ilerledim.

Beste ve İdil'e dışarda yemeyi teklif eden bir mesaj atıp giyeceğim kıyafetleri seçmek için dolaba yöneldim.Bordo bir taytın üstüne siyah bir kazak geçirerek siyah botları giydim. Saçımı kurutarak bol bir şekilde örüp sol tarafıma attım. Sağ kulağımdaki deliklere taşlı küpelerimden taktım. Favori deodorantımdan sıkıp gelen mesajlara baktım.

"Üzgünüm kızlar, kuzenime söz verdim."

Gelen mesaj Beste'den idi.İdil'in gelmesini umarak idil'den gelen mesajı açtım.

"Bana uyar. 15 dakikaya sahildeki pizzacı da olurum."

Küçük sevinç dansımı -etrafımı dönerek- yaptıktan sonra merdivenlerden aşağı inmeye koyuldum.

Çağırdığım taksiyi daha fazla bekletmemek için kapıyı çekip dışarı çıktım.

Yaklaşık beş dakika sonra sahile geldiğimizde ücreti şöföre uzatıp favori mekanımıza doğru ilerledim. Buranın pizzalarının üstüne tanımadım , tanımazdım. İçeri girdiğimde montumu çıkararak Beste'nin bulunduğu masaya doğru ilerledim. Her zaman ki gibi zamanında buradaydı. Aramızda en dakik İdil sonra bendim.Beste biraz uyuşuk kalıyordu yanımızda.

"Selam." diyerek İdil'in karşısına oturdum.

Cevap vermediğinde ters bir şekilde baktığı yöne baktım. Geçen Uras'ın yanında gördüğüm okulun kendini kral sandığı çocuk adı Ozan mıdır nedir?Işte o ,oturduğumuz masaya doğru sırıtarak bakıyordu . Nefret ettiğim listenin başını ilk olarak voleybol hakemleri ikinci olarakta bu çocuğun şırıtışı çekiyordu.O nasıl bir gülüştür? Bir o kadar çirkin , kaba ve bir o kadar gevşek.

Sev DiyememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin