4. Bölüm "Hoşçakal."

51 0 0
                                    

"Sen dün gördüğüm kızsın.” Mı? Bu kadar basit bir terim miydi? Kız kelimesi?

Parmak uçlarımda arkama döndüm ve sahte bir gülümsemeyle tekrar onların bulunduğu masaya doğru ilerledim.

“Öyle.” Diye mırıldandım. Ece “Tanışıyor musunuz?” diye sordu.

“Sayılmaz.” Dedi Uras bana bakarak.

“Neyse tanışmış oldunuz artık.” dedi Ece havaya gülücükler saçarken.

***

“Onun için sadece sakar mıyım yani?” diye umutsuz aşıkları oynuyordu Beste.

“O kadar anlattım sadece bunlara mı takıldın yani Beste?” dedim

“Of yeter susun olan oldu. Hadi içeri girelim .Donuyorum.” deyip okuldan içeri girdi İdil. En aklı başımızda olan o olduğundan bizde içeri girdik.Olanları anlatmak için öğle arasını beklemiştim İdil bana morel verirken Beste Orkun’un ona ‘sakar’ demiş olduğu kısımda takılı kalmıştı.Dersin İngilizce olduğuna sevinerek sınıfa girdim.Ne yazık ki Beste eşit ağırlık , İdil ise sayısal okuyordu. Birbirimizden farklı olmamız yanında ortak özelliklerimiz daha ağır basıyordu. Uras da dil okuyordu ama o diğer sınıftaydı.Şanssızlığımla hep başbaşaydım yani.İngilizce öğretmeninin sınıfa girmesiyle dersi dinlemeye başladım.

***

Sıkıcı bir tarih dersinden sonra son teneffüsümü müzik dinleyerek geçirmek istedim. Çantamdan kulaklığımı çıkarırken sınıfa Beste geldi.

“Okul çıkışında basketbol takımının hazırlık maçı varmış. İdil annesiyle alışverişe gidecekmiş. Lütfen biz kalalım. Lütfen.Ne istersen yaparım.Söz valla bak.Lütfen gidelim lütf-”

“Tamam Beste yeter geleceğim yeter ki ciyaklama .” 

“Oyh bebeğimsin ya.” Diyerek yanaklarıma sulu öpücükler kondurarak sınıftan çıktı. Bende Sia’nın en sevdiğim şarkılarından ‘ Eye of Needle’ dinlemeye başladım. Uykulu ve berbat geçen bir traih dersinin ardından .Besteyle ve okulun neredeyse çoğunun olduğu kısımla spor salonuna ilerledik. İki okulunda öğrencileri sahada ısınırken Beste sürekli Orkun’un hareketlerini gösterip havaya gülücükler saçıyordu. O sırada sporcu girişinden çıkan Uras’a takıldı gözlerim saclarını biraz yana yatırmış biraz havaya kaldırmıştı. Saçı biraz nemli gözüküyordu.Duş almışa benziyordu saçları böyle olduğundan doğal ve daha çekiciydi.Dün olanları hatırlayınca sırıttım.Ama partideki kız aklıma gelince somurttum. Bana gözlerimin güzel olduğunu söylediği aklıma gelince yine gülümsedim.

“Kızım ne oluyor ya? Bakıyorum da Uras yine fena çarptı seni.” Dedi Beste haince sırıtarak.

“Ne çarpması be konuşmada izle. Ben çarpmayayım seni.” Diye çıkışınca Beste yine sevdiceğine melül melül bakmaya devam etti.

Kaptanların birbirlerine başarılar dileyip maçın başlaması ile ilk 10 dakikada açık ara ile öndeydik. İlk arada herkez bizim takıma destek verirken çalan telefonumu açtım.

“Efendim anne.”

“Ne olmuş annene?” dedi Beste.

“Tamam geliyorum.” Diyerek telefonu kapattım.

“Nereye ya daha maç yeni başladı?” dedi Beste.”Halamlar gelmiş ben kaçıyorum .” diyerek yanağına bir buse bırakarak salonun çıkışına doğru ilerledim.Uras’ın sahada olmayışı dikkatimi çekmişti.Soyunma odalarının önünden geçerken kapıdan çıkan varlıkla çarpışıp popomun üstüne oturmam bir oldu.

“Gerçekten dedikleri kadar sakarmışsın. Bu sana ikinci ‘Dikkatli ol ‘ diyişim sanırım.” Dedi hafif sırıtarak.

Bana sırıtan kişinin Uras olduğuna mı sevinsem ? Yoksa onun önünde düşmüş olduğuma mı?

Görüş alanıma giren el ile kendime geldim. Elini tutmam için mi uzatıyordu şimdi de o uzun parmaklarını?

Elini tutup ayağa kalktım vücudum titriyordu.Terlemiş yüzü ve formasıyla bile mükemmel duruyordu.

“İyi misin?” dedi kolumdan tutarak. Daha cevap vermeyerek ne kadar rezil olabilirdim bilmiyorum.

“İyiyim. Geçen gece beni yakaladığın için teşekkür ederim.Sorduğun içinde teşekkür ederim. Hoşça kal.” Diyerek koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Vücudum terlemişti ve tekrar rezil olmuştum.

“Hoşça kal.”

Sev DiyememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin