2. Bölüm "İlk Öpücük"

20 7 56
                                    

Harry, olanlara anlam veremiyordu. Neden kral, baş muhafızının başına ödül koyar ki? Bu işte bir bit yeniği olmalı. Belkide bu ilan gerçeği yansıtmıyordur. "Emilia, bence annene anlatalım. O ne yapılacağını bilir."

"Harry ben babam olmadan yaşayamam bunu anlıyor musun? Onunla bir şekilde iletişime geçmeliyim. Onu kurtarmak istiyorum!"

"Baban ile konuşursan ve yardım edersen. Şövalyeler seni de öldürür. Anlıyor musun beni? Şimdi birlikte annenin yanına gidelim!"

Emilia ve Harry arkalarını döndüklerinde cadı Maria da şifacının önünde onları beklediğini gördüler. Emilia annesine seslendi "Anne çabuk buraya gel!" Cadı Maria parşömeni gördüğünde hiç şaşırmadı. "Çocuklar şimdi beni dikkatle dinleyin. Dün Henry'den bir mektup ulaştı bana, mektupta kralın bir sırrını öğrendiğini ve kralın Henryi öldürmeye teşebbüs ettiğini yazıyordu. Korkmanıza gerek yok Henry kaleden kaçmayı başarmış. Nerede olduğunu tam olarak bilmiyorum ama muhtemelen başkentte saklanıyordur."

Meyhanedeki herkes ilanın asılı olduğu duvarın önünde toplanmış ödül hakkında konuşuyordu. Garden kasabasında çok fazla ödül avcısı bulunmuyor ancak on bin altın Petro çok büyük para. Bu paradan herkes nasibini almak istiyordu. Cadı Maria ve gençlerin fısıldayışını izleyen ödül avcıları, onların Henry'nin yerini bildiğini düşünerek bir plan yaptılar. Gece onları uykuda yakalayıp konuşturmaya umuyorlardı.

"Çocuklar, yardımınıza ihtiyacım var.  Harry senin yardımına özellikle ihtiyacım var çünkü kasabada en usta kılıç kullanan kişisi sensin. Size planımı anlatıyorum. Üçümüz birlikte gizlice ak ormanı geçip başkente gidip Henry'i bulup bütün olanları öğrenmemiz lazım. Benimle misiniz?"

Harry, cadının dediklerine tam olarak inanmadı ama Emilia'dan uzak kalma fikri onun için imkansızdı. "Ben seve seve size eşlik ederim efendim."

"Emilia peki sen?" Emilia, koca başkentte babasını bulmanın pek kolay olmayacağını  düşünüyordu. Ancak annesini asla yalnız bırakamazdı. O da kabul etti bu planı.

Emilia, bu yaygara arasında Rosa'yı unutmuştu. Rosayla konuşmayı ve bütün bu olanları söylemek istiyordu. Emilia, annesine Rosa'yı merak ettiğini ve onun yanına gideceğini söyleyerek annesiyle Harry'i orada yalnız bıraktı.

"Harry, yapacağımız bu yolculuk oldukça tehlikeli ve yorucu olacak bunu bilmeni isterim. Senin iyi birisi olduğunu biliyorum. Sırf Emilia'yı etkilemekse niyetin, bu plandan vazgeç derim sana!"

Harry içinden aslında cadının doğruyu söylediğini ve bu yolculuğun onun için tek amacın Emilia'yı etkilemek olduğunun farkındaydı. Bu tehlikeli yolculuktan kolaylıkla sıyrılıp her zamanki gibi hoyratça kasabada gezebilirdi ancak o Emilia karşı olan hisleri yüzünden bu tehlikeyi göze aldı. Plana sadık olduğunu onlarla geleceğini söyledi.

Emilia, Rosanın evine yaklaştığında kapının açık olduğunu fark etti. Yeşil taşlardan yapılmış bu ev Emilia'nın hep tuhafına gitmiştir. Yıllar önce Rosa'ya taşların neden yeşil olduğunu sorduğunda ise oldukça garip bir cevap almıştı. Taşların ak ormanın ruhu olduğuna inanıldığı Cape tepesindeki taşlar olduğuna ve bu taşların kara büyü için doğal bir kalkan olduğu yanıtını almıştı.

İçeri girdiğinde Rosa'nın kardeşinin yatakta ateşler içinde yandığını gördü. Çocuk oldukça hastaydı. Sıtma hastalığına yakalanan bir çok kişi kasabada ölmüştü daha önce. "Rosa, kardeşin çok hasta, bunu niçin daha önce bana söylemedin?" "Söylemedim çünkü seni üzmek istemedim. Sen çok gergin gözüküyorsun ne oldu?"

"Hiç sorma başımıza gelenleri duyunca kulaklarına inanamayacaksın. Babamın başına ödül koydular. Kral babamı ölü veya diri getirene on bin altın Petro ödül vereceğini söylüyor. Annem bize bütün olanları anlattı. Babam kralın bir sırrına kulak misafiri olmuş ve kral bunun farkına varmış. Babamı orada yakalamak istemişler fakat babam kaleden kaçmayı başarmış. Sabah, annem ben ve Harry birlikte başkente gideceğiz ben seninde gelmeni istiyorum ama annem buna izin vermez. Şöyle yapacağız, sabah biz yola çıktığımızda sen onlara kendini belli etmeden bizi takip ediceksin, artık belli bir yolu katettiğimizde bizim yanımıza gel. Orada ben annemi ikna ederim"

"Anlattıkların karşısında ne diyeceğimi hiç bilmiyorum. Çok korkunç bir olay umarım babanın şu an durumu iyidir. Ama ben kardeşimi bırakıp sizinle gelemem o çok hasta." "Kardeşini dayına bıraksan iyi olur. Hem onun maddi durumu oldukça iyi. Kardeşinin tedavi masraflarını karşılar ne de olsa yeğeni sonuçta." "Sen onun nasıl bir cimri olduğunu bilmiyorsun galiba? O menfaati olmadığı sürece kimse için para harcamaz, öz yeğeni olsa bile." "Rosa, sen bana güven. Dayının vicdanı el vermez yardımcı olur kardeşine. Anlaştık mı? Sabah dediğimi yap. Şimdi ben annemin yanına gidiyorum sende kardeşini dayına bırak."

Emilia, meyhaneye ulaştığında annesi ve harry orada değildi. Üstelik parşömende duvarda asılı değildi artık. Emilia evde olacaklarını düşünerek eve gitti. Eve ulaştığında Harry'nin atı bahçenin kapısına bağlanmış ve önüne yem koyulmuştu. İçeri girdiğinde şöminenin önünde ikiside gülüşerek sohbet ediyordu. Şöminenin sağ tarafındaki kitaplığın rafında boş bir rom şişesi vardı. Önlerindeki boş kadehleri de görünce ikisininde sarhoş olduğunu düşündü.

"Hey! Ben yokken neler yaptınız bakayım? Anne sana demedim mi alkolü bırak diye kaç defa? Bana inat olsun diye mi yapıyorsun bunu!" "Kızım, bugün çok gergin anlar yaşadık o yüzden. Sana söz bir daha ağzıma sürmeyeceğim bu mereti." "Anne parşömen yoktu ilan duvarında. Yoksa bütün bunlar yanlış anlaşılmamı?" "Hayır, ben bilerek söktüm parşömeni, ilanı gören ödül avcıları babanın peşine düşmesin diye. Şişşşt bak sana seninki yamuldu iki kadeh rom içince."

Harry, gözleriyle tavana bakıyor ve ağzında çok iğrenç bir gülümseme vardı. Sanki o an orada değilde başka bir yerdeydi. Emilia onun omzuna dokunup sarstı ama o bir türlü kendine gelemiyordu. "Harry! Harry!" Emilia son çare olarak Harry'e sıkı bir tokat attı. Harry yavaşça Emilia'ya doğru dönerek, niçin vuruyorsun bana belki rahat bırakılmak istiyorum!

Harry, ayağa kalktı ve Sandalyedeki Emilia'ya doğru yürümeye başladı. Yürürken sık sık dengesini kaybediyor olduğu yere düşecek gibi oluyordu. Emilia, onun yanına gelmek istediğini anlayınca yerinden kalkıp onun yanına gitti. Harry'i ilk defa bu halde görmüştü . Harry'nin şuuru yerinde olmadığı her halinden anlaşılıyordu.

Emilia , Harry'nin bu halinden fırsat bularak ona şunu sordu. "Harry, beni seviyor musun?" Harry, bunu duyunca gülmeye başladı ancak gülerken sanki ağlıyordu. Yanakları titriyor ve gözleri doluyordu. Harry şu yanıtı verdi "her şeyden çok." Bunu duyan Emilia, onun gerçekten kendisine aşık olduğuna inandı ve ona sarıldı. Ona temas ettiğinde ise onun çok öfkeli ve aynı zamanda çok korktuğu hissine kapıldı. Harry, bir anlık heyecanlı bir hareketle Emilia'yı öptü.

Aynı şekilde biri size aniden öpse tepkiniz ne olurdu?

Arkadaşlar oy kullanmayı ve kitabı arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın.

İnstagram: omerfaruik

Buraya bir arkadaşınızı etiketleyip ona şunu sorun. Bir insanın duygularından nasıl emin olabilirsin?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK VE BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin