(3) 'HAYATIM SÖZ KONUSU'

33 11 3
                                    

Düşünsenize peşinizde birisi var ve her yaptığınızdan haberi var. Sizi seven, aşık olan birisi değil, bir katil. Takıntılı bir manyağın teki.

Daha önce ban aşık olduğunu söyleyip takip eden her yaptığım şeyi bilen bir çok erkek olmuştu ama hiç böyle bir şey olmamıştı. Adam resmen benim fotoğrafımı çekmişti! Hemde Sima'nın evinden çıktığımdan beri yaptığım herşeyi çekmişti. Kapıda çıkışımı, başım ağrıdığı için kafamı tutuşumu, yolun ortasında duruşumu, o adamla konuşmalarımı hatta küçük çantamın üzerinde oturduğum zamanı bile çekmişti.

Korkuyordum.

İlk defa korkuyordum ama ölmekten değil, acı çekerek ölmekten korkuyorum. İdil ve Yeşim resmen canice öldürülmüştü ve ben de öyle ölmek istemiyorum. Hep ölümüm huzurlu olsun istemiştim ama aşağılık adamın teki çıkıyor ve benim tek isteğimi elimden almaya çalışıyor.

Şimdi düşünüyorum da Yeşim'i benim yüzümden erken öldürdü. Benim polise gideceğimi bildiği için erken öldürdü. Evet erken öldürdü diyorum çünkü bizi seçmişti. Bize taktığı isimler bile bunun kanıtıydı. Melek, Ateş, Kasırga... Anlamı ne bilmiyorum ama bana her melek dediğinde içimde sanki birşey kopuyor ve istemsizce elim kalbime gidiyordu. Biliyorum bu isimler öylesine bırakılmış isimler değildi. Ama neydi?

"Meriç!" Oturduğum yerden kafamı kaldırıp sesin geldiği yere baktım. Kuzey... Arabadan koşarak indi ve koşarak yanıma geldi. Sakin bir şekilde ayağa kalkıp küçük çantamı elime aldım. Çantamı silkeleyip sağ omuzuma astım.

"İyi misin?" Kuzey'in sorusu ile başımı salladım.

"Hadi eve gidelim dinlen daha sonra konuşur karakola gideriz." Başımı olumsuz anlamda sallayıp.

"Olmaz benim şimdi karakola gitmem lazım." dedim.

"Hayır eve gidelim dinlen." Adının Akın olduğunu öğrendiğim çocuk arabadan çıkıp yanım geldiğinde ilk defa sesini duymanın şaşkınlığını yaşıyordum. Hiç konuşmamıştı sadece küfür ettiğinde duymuştum sesini ama Asrın'ın sesi ile karıştığı için anlaşılmamıştı.

"Dinlenmeme gerek yok! Karakola gitmem lazım. Siz istediğiniz için bekledim burada yoksa çoktan gitmiştim." Sima kızarmış yeşil gözleri ile bana bakınca içim burkuldu.

Neden bana bu kadar iyi davranıyorlar? Bu kız benim için mi ağlamıştı bu kadar? Ama neden?

"Tamam o zaman bizde gelelim seninle. Hem tek gitmemiş olursun hemde aklımız sende kalmaz?" Sima'nın soru niteliğinde kurduğu cümle ile derin bir nefes aldım.

"Tamam o zaman gidelim." 

----------

Karakolun kapısından içeriye girdiğim zaman gerildim. Her buraya gelişimde gerilirim zaten. Evet karakol benim sık uğradığım bir yerdi.

"Burada bekleyin ben kimden yardım alacağımı sorayım." Asrın'ı kafam ile onaylayıp köşedeki koltuklara oturdum. Ne var yorulmuş olamaz mıyım?

"Ah yine ne yaptın Gece?" yanıma gelen polis memuru ile gözlerimi devirdim.

"Bu sefer ben birşey yapmadım Cihan." sözlerim ile kısık sesli bir kahkaha atıp elini omuzuma attı. Birinin bana dokunmasından nefret ederim ve gerçekten sinirlerim bozulmaya başlıyor.

"Öyle mi Gece? Geçen sefer ben birşey yapmadım dediğinde iki çocuğun kolunu kırmıştın. Ciddi misin?" tekrar kahkaha atmasıyla gözlerimi devirdim. Ayağa kalkıp omuzumdaki kolunu ittim.

"Sana açıklama yapmak zorunda değilim Cihan. Zaten başımda büyük bir dert varken bir de seninle uğraşamam." arkamı döndüğümde Asrın hariç herkesin bana şaşkınca baktığını gördüm. Asrın hâlâ gelmemişti anlaşılan. Omuz silkip Sima'nın yanında durdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUZ KIRAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin