Another Day | Seungmin

6. Bölüm

6. Bölüm ▪︎Senden Hoşlanmaya Başladığım Gün▪︎

Güneş daha yeni doğarken okulun bahçesine yerde sürüklediğim valizle birlikte girmiştim. Bileğimi burkalı iki ay olmuştu ve artık daha rahat hareket ediyordum. Bazen ağrıyordu ama hareketlerimi kısıtlamıyordu.

Bahçede toplanan öğrencilerin arasına girerek bizimkileri aradım ve bulduğumda yanlarına gittim. Gözlerim kapanmak için bana adeta yalvarıyordu fakat şimdi uyanık kalmalıydım. Otobüste uyuyabilirdim sonuçta.

"Günaydın." dediğimde Jisung sinirle, "Bir gökyüzüne bak bakalım aymış mı?" demişti. Uykulu olduğunda cidden çekilmiyordu. Burun kıvırarak ağız yaptığımda gözlerini devirmişti.

"Daha yeni güneş doğuyor, bu saatte de bizi buraya toplamazsınız ya." diyerek sitem etti Felix. Diğerleri ayakta uyuduğu için cevap vermemişlerdi.

Okulun düzenlediği geziye tüm ekip katılmıştık. Otobüslerin gelmesini beklerken öğretmenler bize bineceğimiz otobüsün hangisi olduğunu söylüyordu.

Sonunda otobüsler bahçeye girdiğinde bizim bineceğimiz otobüsün önünde sıraya girdik. Kısa bekleyişin ardından bindik ve diğerlerini takip ettim. Seoyoon kendini cam kenarındaki bir koltuğa bıraktığında Jisung hemen yanına oturmuştu. Hyunjin ve Seungmin yan yana oturduğunda Felix'in yanına oturdum ben de.

Felix kendi için getirdiği küçük yastığı cama yasladı ve rahat bir pozisyon alarak uyumaya hazırlandı. Üzerimdeki hırkanın kollarını çekeren üşüyen parmaklarımı ısıtmaya çalıştım ve diğerlerine baktım. Seoyoon ve Jisung önümüzdeki koltukta kafa kafaya vermiş ve uyumaya başlamıştı. Seungmin kulaklıklarının düğümünü açmaya çalışıyordu, Hyunjin ise kollarını göğsünde bağlamış ve başını koltuğa yaslayarak gözlerini kapatmıştı. Onların koltuğu arka çaprazımızdaydı.

Otobüsteki kızların, Jisung'a yaslanmış uyuyan Seoyoon'a ve Felix ile oturan bana kıskançlıkla baktığını fark edince gözlerimi önüme çevirdim.

Arkama yaslanarak uyumaya hazırlanırken Felix'in kalın ve uykulu sesini duydum. "Omzuma yaslanabilirsin." dedi tek gözünü açmış bana bakarken. İtiraz etmeden koluna girdim ve başımı omzuna yaslayarak gözlerimi kapattım. Otobüsün hareket etmeye başladığını hissettikten sonra uyuyakalmıştım.

Omzumdan dürtülerek uyandırıldığımda gözlerimi ovuşturarak beni uyandıran Seoyoon'a baktım. "Mola verdik. Tuvalete gideceğim, geliyor musun?" diye sorunca başımla onayladım ve ayağa kalktım. Felix uyanıktı ve benim uyanmamı bekliyor olacak ki o da hemen peşimden kalkmıştı. Otobüsten inerken gördüğüm kadarıyla diğerleri inmişti, koltukları boştu.

Seoyoon ile tuvaletteki işimizi bitirince dinlenme tesisindeki marketten yolda yemek için atıştırmalık almış otobüsün yanına gitmiştik. Bizimkiler ayakta dikiliyor ve konuşuyorlardı. Cebimdeki telefonu çıkararak saate baktım, saat on ikiyi geçiyordu. Cidden uzun bir süredir uyuyormuşum.

"Sevgi gösterin bana." dedi Jisung ve yanağını öpmemizi işaret etti. Diğerleri onu umursamayınca bana sırnaşmaya başlamıştı.

Sağ koluma girince, "Sabah beni tersledin. Tripliyim sana." dediğimde dudaklarını büzerek yanağıma yaklaşmıştı. Öpmemesi için sola doğru eğildim fakat pes etmemiş, o da benimle birlikte eğilmişti.

"Barışmak için güzel bir zaman. Hadi Hyejin." diyince sol elimi dudaklarına koyup hafifçe ittim.

"Barıştık, öpmene gerek yok." dedim. Öpmeye çalışmaktan vazgeçince elimi dudaklarından çekip bulaşan tükürüklerini onun üzerine sürdüm sırıtarak. Aniden uzanıp yanağımı öptüğünde donup kalmıştım ve arkamızdaki kızlar çığlık atmıştı. "Han Jisung!" diye bağırdım. Sinirlendiğimi anlayarak birkaç adım geriledi.