Another Day | Seungmin

12. Bölüm

12. Bölüm ▪︎Hepinizden Sır Sakladığım Gün▪︎

Etrafımda dönerek beni süzen beşliye baktım. "İyi iyi. Böyle gidelim." diyerek baş parmaklarını kaldırdı Jisung. Arkadaşıyla gideceğim randevuya hazırlanmıştım.

"Ben de beğendim." dedi Seoyoon ve diğerleri de onu onayladı.

"Abartılı." diyen Seungmin'e baktık hepimiz birden.

"Neresi abartılı?" diyip gözlerimi tekrar üzerimdekilere çevirdim. Sarı, dizlerimin dört parmak üstünde bir etek ve beyaz bir kazak giyiniyordum. Saçlarımı açık bırakmış ve hafif bir makyaj yapmıştım.

"Her şeyi." dediğinde kaşlarımı çattım. Boş yere mızmızlanıyordu, gayet iyiydim.

"Sen sus. Çok güzel oldun, hadi gidelim." diyerek ayağa kalktı Jisung.

Montumu giyindim ve atkımı boynuma sıkıca sardım. Ayakkabılarımı giyinirken, "Eğer iyi biriyse onunla görüşmeye devam et. Artık birini bulma zamanı geldi." dedi Seoyoon. Omuz silktim.

"Pek sanmıyorum ama bakarız."

Jisung ile birlikte buluşmanın olacağı kafeye geldik. Jisung sırf ikimizi tanıştırmak için kar kış demeden benimle gelmişti. Bu proje onun için epey önemliydi galiba.

İçeri girmeden önce Jisung beni kolumdan tutup durdurduğunda da iyice anlamıştım projenin önemini. "Hyejin, bol bol gülümse ve korkutma çocuğu tamam mı? Rica ediyorum."

"Canavar mıyım ben? Niye korkutayım?"

"Sen tavşan görünümlü kaplansın. Sadece tavşan gibi davran, bak gerçekten bu proje çok önemli benim için. Eğer çocuğa iyi davranırsan bir hafta boyunca ne dersen yapacağım."

Gözlerimi devirip kolundaki elini ittim. "Abartma. Ben zaten gayet nazik bir hanımefendiyim. Hem yeter bu kadar konuştuğumuz, içeri girelim."

"Aynen, çok naziksin(!)." Sesindeki alayı duymazdan gelerek kapıyı açıp içeri girdim. Sonunda sıcaklığa kavuştuğum için memnun olmuştum. Arkamdan gelip önüme geçti Jisung ve bir masaya doğru ilerleyince onu takip ettim. Masada oturan iki genci görünce gözlerim kocaman olmuştu.

Han Jisung, senin böyle yakışıklı arkadaşların var ve benim bundan haberim yok? Yetişin komşular, bir sincap tarafından ihanete uğradım!

Karşılıklı oturmuş sohbet eden gençlerin masasının yanında durup selam verdi Jisung. "Merhaba hyung."

Çocuklardan biri sarı saçlıydı ve Jisung daha çok onunla muhattap oluyordu. Diğeri ise sevimli bir tipti ve koyu kahverengi saçları vardı.

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bizim sincap bu sarı çocuğun karşısında eğilip bükülüyordu ve bu halini ilk defa gördüğüm için aşırı komiğime gitmişti.

Üçü aralarında kısaca selamlaştıktan sonra bana baktılar. Jisung'un dediği gibi gülümseyerek başımla selam verdim. "Merhaba, ben Lee Hyejin. Jisung'un arkadaşıyım." Sesimin de düzgün çıkmasıyla Jisung'a çaktırmadan göz ucuyla baktım. Memnun görünüyordu, bu beni rahatlattı.

"Hoşgeldin Hyejin. Oturun lütfen." dedi sarı saçlı olan gülümseyerek. Zaten yakışıklıydı, gamzesi olduğunu görünce gözüme daha iyi görünmüştü.

Jisung elini sırtıma koyarak sarı saçlının yanına oturmam için yönlendirince uyum sağladım ve az önce gamzelerini gösteren yakışıklının yanına oturdum. Montumu ve atkımı çıkarıp yanımdaki boş sandalyeye bıraktığımda Jisung da karşıma oturmuştu.