"Namjoon,ölmemi felan istemiyorsan lütfen artık bırakalım şu kalemi"
2 saattir odamda yazı yazıyorduk, uzun yazarsak daha fazla puan alırız diye düşünmüştük ama sandığımız kadar kolay değildi
İkimizde farklı hikayeler yazıyorduk çünkü konu hakkında bayağı tartışmıştık. Ortak bir konu bulup bilgisayardan çıktı alabilirdik ama biz o kadar zekiydik ki kendimiz yazıyorduk
Bakışlarımı ona dikerek yavaşça süzmeye başladım. Şu aralar gariptir ki gözüm ondan ayrılmıyordu nebileyim yakışıklı geliyordu
Kendime gelmeliyim!
Kirpikleri özenle kıvrılmış, saçının bir tutamı eğildiği için düşmüştü, gözleri dikkatlice yazdıklarını takip ediyordu, ağzı ise hafif aralıktı dudaklarından, gamzeleri ise ben burdayım diyordu
Sanırım gerçekten yakışıklıydı
Kabullenmem gereken ilk şey buydu
Hikayeme odaklanarak şey kelimesinin yerine uygun bir kelime aramaya başladım.
Konuyu korku yapmıştım fakat doğru kelimeleri bulamıyordum. Empati yapmaya çalışıyordum fakat ben korktuğum zaman bağırmaktan başka hiç bir şey yapmıyordum
Namjoon ise bilim kurgu yazıyordu robotlar felan, sıkıcı geliyordu açıkçası bana
Konuşan robotmuşta felanda filan
"Namjoon" dedim ona dönerek
"Ortak bir konu bularak çıktı yaparız. Böyle gerçekten zorluyor."
"Önce senin yazdığını okuyabilir miyim? Sende benimkine bak. İkimizinkide güzel değilse öyle yapalım."
Kısaca baş sallayarak elimi onun önündeki kağıdı almak için uzattım. Fakat o da benimle aynı anda almaya çalıştığı için ellerimiz çarpışmıştı
Sanki onun elinden vücuduma kıvılcım geçmiş gibiydi, elektrik dalgalanması gibi
Garipti hemde çok garipti
Huzursuz hissediyordum fakat hoşuma gitmişti
Hızlıca kağıdını alarak okumaya başladım. Uzaylılar tarafından dünyaya gönderilen bir robotun bir kadına aşık olduğu bir hikayeydi
Dudaklarımın kurumuşluğuyla dilimle ıslattım. Ders çalıştığımız için saçımı toplamıştım fakat yaptığım topuz o kadar beceriksizcesiydiki düşecekmiş gibi hissediyordum. Daha fazla dayanamayacağıma düşünerek saçımı açtım ve yeniden güzel bir at kuyruğu yaptım.
Böyle daha iyiydi
"Aslında kurgun iyi gözüküyor Hana, benimki sana göre nasıl peki?"
"Açık konuşmak gerekirse sevmedim. Nebileyim daha çok bilim kurgudan fazla aşka giriyor benim için"
"Senin fikrin ama benim için öyle değil."
"Ortak bir konu daha iyi gibi"
"Haklısın Hana ama ne yazabiliriz?"
"Kendi hikâyemizi yazsak?"
"Nasıl yani?"
"İlginç tanışmamızı,yani senle beni"
~
İnternetten sipariş ettiğim elbiseyi deniyordum, instagramda dolaşırken birden karşıma çıkmıştı ve nedensizce almıştım. Normalde internetten alışveriş yapmayan biriydim daha doğrusu güvenmezdim. Gerçi böyle bir devirde kim nasıl güveniyordu ki?
Uçları dantelliydi ve mat bir siyah olması beni benden almıştı, göğüs dekoltesinin yanında kayık yaka olması da ayrı güzeldi
Kısacası düşmüştüm
Güzel bir poz çekerek Ho Min'e attım. Benim zıttım olarak kıyafet almayı severdi,tabi benim gibi cimri bir babaya sahip olmadığı için şanslı sayılırdı
H0_M1n: O H A
Tam anlamıyla oha
Çok yakışmış!
.Hana: Teşekkürler
MinAldım ama nerede
giyeceğim kim bilir?Belki 150000 yıl sonra
flnH0_M1n: O zaman
devreye hemen ben
giriyorum çünkü
2 hafta sonra sınıftan
biri parti veriyor.Hana: Woah!
Sanırım şanslıyım
Kimin partisi peki?
H0_M1n: Kim
Nam DiNamjoon'un kız
kardeşi anlarsın ya
😉😉.Hana: Ben sana Jimin ile
ikiniz için o emojiyi
atıyor muyum?Sinirlendirme beni!
H0_M1n: Peki peki
Neyse gider miyiz?
.Hana: Gideriz
Telefonu bir kenara atarak üzerimdeki kıyafeti indirdim. Sanırım gerçekten severek aldığım kıyafetler listesine girebilirdi
Sonrasındaysa yine ilacımı içmiş ve gözlerimi kapatmıştım. Yine yarın her zamanki gibi alarmdan önce kalkacak hiç uyumamış gibi etrafta gezecektim. Ben ve benim lanet alışkanlığımdı işte
Düşüncelerimi beynimden soyutlamış rüyalar alemine adım atmıştım. Kısa ve kabuslu geçmeyen rüyaları severdim. Gereksiz yere hoşuma gidiyordu
Bakalım bu sefer ne görücektim kim bilir?