Chapter 38

131 40 39
                                    

"NAMJOON-AH!"

Kesinlikle ayıdan farksız bir şekilde bağıran ben değildim. Kaydırak diye binmiştik ama yukarı çıktıkça aslında bunun roket olduğunu fark etmiştim. Şimdi ise bağırtılarımı tutamıyordum.

Roket,nasıl tarif etsem size...kendi boyunuzda tüpe benzer bir aletin içine giriyorsunuz ve o tüpün altı açıldığı an;tabi bir anda açılıyor, siz ne zaman açılacak bilmiyorsunuz. Aşağıya doğru gidiyorsunuz.

Sıraya girmiştik ve şimdi sıra bize gelmişti,özellikle Namjoon ile aynı anda binmiştim ve korkudan geberecektim. Onun kolunu sıkıyor bir yandanda bağırıyordum. Ya tüp açılmazsa biz içinde kalırsak?

Sikeyim!

Düşüncesi bile beni korkutuyordu!

Usulca ellerimi tuttu,şu an öyle bir korkunun içersindeydim ki elimi tutmuş olma heyecanını bile düşünemiyordum. Hayatım söz konusuydu burada!

"Sakin ol Hana,eğlenmen gerek korkman değil."

Baş parmağıyla tutmuş olduğu elimi okşadı,diğer eliyle de kendisine bakmamı sağladı. Göz gözeydik...ellerini tutuyordum..

Derin bir nefes almamla birlikte aniden düşmemiz bir oldu. Düşerken Namjoon'un eli hala benim elimdeydi, benim aksime o kahkahalar atıyordu ama ben çığlık çığlıyaydım.

Uzun ışıklı bir kaydıraktan geçtik. Korkum az da olsa bunları gördükten sonra gitmişti. Buradan yüksekliği hesaplamak istemiyordum aksi halde daha fazla bağırabilirdim. Güzel sesimi lanet bir korku için kötü edemezdim.

Işıklıdan sonra dönen bir kaydırağa geçtik. Diğerlerinde en azından düz gidiyorduk ama bunda her yöne gidiyorduk,ya dengeyi sağlayamayıp kenardan düşersek?

Namjoon'a sıkıca sarıldım. Düşeceksek bile onun üzerine düşer kurtulurdum. Evet evet o kesin bizi kurtarırdı.

En sonunda ise kendimizi havuzda bulduk,kaydırağın sonu bizi havuza götürmesiyle bitmişti.Tanrı'ya şükürler olsun ki bitmişti,daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.

Korku seansı gibiydi,eğlenmekten ziyade ağzıma sıçmıştı.

Havuzun yüzeyine çıkarken Namjoon ile birleşik olan ellerimizi ayırmıştık. Havuza düşerken ona sarılı olduğum için bedenlerimiz birbirine yapışık bir biçimde düşmüştü. Pek utandığım denilemezdi sonuçta amacım bir şey olacaksa ona olsun bana olmasın yönünde olduğu için asla fesat düşünmemiştim.

Yüzüme gelen saçları arkaya doğru ittim. Havuz,kalabalıktı. Bizim gibi onlarda kaydıraktan geçmiş burada keyif çatıyorlardı. Hatta kenarda çilek yiyen vardı. Kesinlikle bu ülkede normal bir koreli yoktu.

"Çok iyiydi! Bir daha deneyelim mi?"

Ellerini omuzuma koyarak sorduğu soru ile anlına fiske attım. Burada götüm tutuşuyordu benim, korkuyorum dedikçe deniyelim diyordu. Ya sabır!

"Asla asla asla olmaz."

Gamzeleri gözükene kadar güldü, üzeri ıslak olduğu için daha bir çekiciydi. Yüzünde ki küçük su damlacıkları onu olduğundan daha da seksi gösteriyordu ve o zaten seksi gözüktüğü yetmiyormuş gibi çukur gibi gamzelerini gözler önüne seriyordu.

Benim için sorun değildi,hep gözüksün gamzeleri ama etraf çakal kaynıyordu. Benden güzel bir kadın gelirse Namjoon'da bakardı,e kadın da Namjoon'u beğenirse aramıza siyah bir kedi gibi girerdi o yüzden kendimi garantiye almam gerekiyor.

Ellerimi onun yanaklarına koydum. Amacım sadece etrafa bakmamasıydı ama o sanırım beni yanlış anlamıştı. Onu öpeceğimi düşünmüş olacak ki elini belime koydu,yakınlaştık. Sanki daha fazla yer varmış gibi beni kendine çekti.

"N-ne yapıyorsun?"

Bu kekeleyen şahıs ben olmamalıydım ama malesef ki bendim. Karşısında eriyordum,bitiyordum.

Kokusu burnumda buram buram yer edindi,ne yapmaya çalışıyordu bu?!

Yüzünü yaklaştırdı bana doğru, hareket edemiyordum. Sonunda beni öpecek miydi? Fake mi atıyordu? Öpüşmesini bilmiyordum ve milletin içinde kiss yapamayan kız diye rezil olacaktım!

Tanrım!

Hayatımda öpüşmek kelimesini kullanmadığım kadar kullanıyordum şu an. Öpeceksen öp artık!

İstemsizce dudağımı ısırdım, bakışları oraya kaydı. Yaklaştı,yaklaştı ve rotasını kulağıma doğru çevirdi.

Fısıldadı,"Nefes al."

İşte o an nefes alamadığımı yeni fark ettim. Etkisi beni öyle altına almıştı ki ne yaptığımı bile bilmiyordum.

Kulağımın yakınında kıkırdadı. Gülüşünde ki erkeksi ses tonunu iliklerime kadar duydum.

Sonra ise hiç bir şey olmamış gibi çekildi bende öyle bir şey gibi kaldım ortada. Beni egosunu tatmin etmek için kullanıyordu ve bende bundan memmundum. Bir daha yaklaşacak olursa ne olursa olsun onu öpecektim,egosunu tatmin etmesine izin vermeyecektim.

"Yarışmaya var mısın?" Daha bir kaç salise önce benimle yakınlaşmamış gibi yarışmamı yapmamızı istiyordu?

Haydar yok muydu ya? Bir tane çakayım şuna. Şöyle güzel bir çivili sopa ile.

Ne yaşıyordu bu? Gideyim de Hana'yı deli edeyim o da bana aşık olsun felan mı diyordu içinden? Basketbol için intikam mı almaya çalışıyordu?

"Namjoon farkında mısın bilmiyorum ama daha demin yakınlaştık ve sen hiç bu olmamış gibi yarışma mı yapalım diyorsun?"

Salağa yatar gibi omuz silkti "Bir konuda emin olmalıydım ve oldum da" Ardından da dil çıkardı gülerek "Buradan diğer tarafa kadar ilk yüzen kazanır."

Ve beni beklemeden yüzmeye başladı,belki konuyu dağıttığını düşünüyordu ama bunun hesabını ona soracaktım.

Birde emin olması gereken bir konusu varmış beyefendinin! Onun da ne olduğunu öğrenecektim ama şimdi kazanmam gereken bir yarış vardı.

Kız artık o kadar çok meraklı ki kiss şaapmaya ille de öpecek fesat işte anam ama siz öyle olmayın. Günah günah nshwjdhwjd

*Bu bir kamuspotudur

Ay hadi neyse bir sonra ki bölümde görüşürük <3

Sizleri seviyorum♡

Tall✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin