Chapter 43

110 32 18
                                    

Güzel,eğlenceli bir geceden sonra Namjoon beni şu an eve bırakmak üzereydi.

Elimizde ki kolalarla birlikte benim evime doğru ilerliyorduk. Sokakta kimse yoktu neredeyse,sadece ben ve o.

Beklemediğim bir anda elimi tuttu, tuttuğu o salisede nefesim kesildi sanki. Zaman işte benim için o an durdu. İkimizde konuşmadık, ben hala benim elimi tutmuş olma noktasındaydım.

Onun eli arasında benim elim vardı,öyle yakışıyordu ki psikopat gibi elimize bakarak gülesim vardı.

Ellerimizi havaya kaldırdı. "Bu tuttuğum eli asla ama asla bırakmak istemiyorum sayın violet."

"Beni tutan bu elin asla ama asla bırakılmasını istemiyorum bende sayın Namjoonie."

Birbirimize bakarak kıkırdadık. Aşkın bu kadar güzel bir duygu olduğunu bilmiyordum,özellikle de içinde Namjoon barındıran bir aşk.

Kalbimin hızını arttırabiliyordu, o kelebekleri çok güzel bir hisle uyandırabiliyordu...bu kesinlikle harikaydı. Öyle güzel bir duyguydu ki içim yumuş yumuş oluyordu.

İlerlediğimiz yolda aptal bir aşık gibi sadece elimize baktım. İnanamıyordum hala. O kadar çok birbirini seven insanların birbirine kavuşamadığı hikayeler görmüştüm ki sevgilim olmasına şaşırıyordum. Ben onu hakedebilecek ne yapmıştım?

Ben ne yapmıştım da onun gibi mükemmel birini sevgilim olarak kazanabilmiştim?

"Ne düşünüyorsun sevgilim?"

O bana az önce sevgilim mi dedi? Aşkından ağlamak istiyorum Namjoon, sen beni seviyorsun diye sevinçten ağlamak istiyorum.

"Hiç...sadece bilmiyorum."

Kafamı göğsüne çekerek ona sarılmamı sağladı. "Aklında ki düşünce iyi mi kötü mü bilmiyorum ama ben hep yanındayım sevgilim. Lütfen kendini düşünerek yorma."

Saçımın üzerine öpücük kondurdu, kokumu içine çekti. Feelsten binlerce kez öldüm ama yine de hala onunla temas kurmayı bırakmadım.

Ona karşı içimde bir temas bağımlılığı vardı,bilmiyorum belki de ilk kez sevgilim olduğu için adlandıramadığım bir hareketti.

Sonuç ne olursa olsun seviyordum işte.

Ve en önemli nokta ise; onun da beni seviyor oluşuydu.

~

"Teşekkür ederim Namjoon-ah beni eve bıraktığın için."

"E artık ödülümü de beni öperek verebilirsin."

"Ailem görebilir burada seni, ve sen hala öpmekten bahsediyorsun! Git çabuk."

"Ya! O öpücüğü almadan gitmeyeceğim."

Derin bir nefes alarak hızlıca dudaklarımı onun yanağından öpmek için büzdüm. Acele ediyordum çünkü her an beni bir aile üyelerimden biri beni görebilirdi. Ki bu benim için ölüm fermanımı imzalamamla eş değerdi.

Tam öpeceğim sıra da yaslandığım kapı açıldı ve ben domino taşı gibi yere düştüm. Benim düşmemle afallayan Namjoon ise son anda düşmekten kurtulmuştu.

An itibariyle çanağım kırıldı arkadaşlar.

Göz göre göre götüm kırıldı burada benim!

Elimle kalçamı tutarak ayağa kalktım. Sinirli hissediyordum ta ki kapıyı açanın annem olduğunu görene kadar. Tüm sinirim gitmiş şebek şebek anneme bakmaya başladım.

Korktuğum başıma gelmişti ve biz resmi olarak ayvayı yemiştik. Bu sefer sıçmamıştık Cafer'e gerek yok ama böyle bir cenaze törenine helvacı iyi olurdu.

Ben yüzde bir milyon ölmüştüm,benimle birlikte Namjoon'da.

Gözleriyle bize alev çıkartıyordu kadın. Bazen annemin insan olup olmadığını sorgulamıyor değildim. Tanrı aşkına bir insan nasıl gözlerinden alev çıkartır gibi bakabilirdi ki?!

"Siz ikiniz çabuk içeri!"

Usulca içeri girdik, yapacak bir şey yoktu artık

Namjoon ile birbirimize yandık bakışları atıyorduk. Hayatımda ilk defa sevgilim oluyordu ve onda da anneme yakalanıyordum. Ne harika ama! Millet her yerden sevgili yapar,3 5 kişiyi aynı anda idare eder yakalanmaz, ben ilk defa sevgili yaparım en olmadık kişiye yakalanırım. Gerçekten harika!

Annesinden azar işiten çocuklar gibi başımız önde salonda onu bekliyorduk. Ne diyeceğimi dahi bilmiyordum, sahiden bana sövse yeriydi.

"Siz ne zamandır sevgilisiniz?"

"Yeni."

"Yeni."

Gülümsedi, "Bundan ailelerin haberi var mı?"

"Senden başka bilen yok anne."

"Güzel,bu harika."

"Bize kızmayacak mısın anne?"

Kesin bir şeyler oldu, benim bilmediğim bir olay olmuştu. Ya da annemin içine başka biri mi girmişti acaba?

"Neden kızayım Hana?"

"Nebileyim hani biz öyle bekliyorduk."

"Bu konuyu uzatmayacağım ama bir daha yakalarsam babana söylerim,emin ol."

Kollarımı anneme sararak garip garip sesler çıkardım sevinçten. En azından annem bize kızmamıştı.

"Saat geç oldu, artık gitmelisin Namjoon. Ailen senin için endişelenebilir."

Annemin söyledikleriyle saate daha yeni bakmayı akıl edebilmiştim. Saat neredeyse 12'ye geliyordu. Ben hayatımda ilk kez bu kadar geç gelmiştim eve.

Annem, Namjoon'u geçirdikten sonra tekrar benim yanıma geldi.

"En azından bizi haber etmeliydin kızım, seni merak ettim."

"Özür dilerim anne."

"Bu ilk defa olduğu için şimdilik sorun değil. Bir daha olursa emin ol ceza vermekten çekinmem. Kömürlüğün hala pis olduğunu da hatırlatayım bu arada."

Annemin en iyi cezalarından biri; temizlik. Ölürsem, bu temizlik yüzünden ölecektim.

"Mesajı aldım güzeller güzeli annem."

"Hadi artık odana geç,yarın okulun var. Geç kalmamalısın."

"Ah doğru."

Koşarak odama doğru ilerledim. Annemin bu ilişkiyi onaylıyor oluşu beni ciddi anlamda sevindirmişti. Ben daha çok bize bağırır diye bekliyordum. Ki bunun içinde babam da vardı ancak öyle olmadı.

Sanırım bu konuda şanslıydım.

Ben sevgili yapsam anam öğrense benim ağzıma sıçar sjwhdjehs

Modern çağ da karanlık çağ yaşıyorum resmen help sos

O değildi bu cezayı annemde bana yapar skwhdjwhdhd ondan örnek aldım. Mesela okula gitmediğimde ya da kötü bir şey yaparsam işin ucunu temizliğe bağlar ve temiz olan bir yeri bile temizlettirir. Benim gibi ananız olmadığına şükredin jshwsjhed

Bir sonra ki bölümde görüşürük <3

Sizleri seviyorum♡

Tall✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin