》PANİK

514 18 12
                                        

Başımı çatlatacak kadar ağrıtan ağrıya rağmen vücudum artık üşümüyordu. Tenimde hissettiğim sıcaklık akın akın vücuduma yayılıyor, titreyen dişlerim artık hareket etmeyi bile bırakmışlardı. Dakikalar önce ırmaktaki soğuk su hakim olduğum bedenimi terk ediyordu.

Ellerimi hareket ettirip boynuma götürürken, bir yandan da kısık gözlerimi daha çok açmaya çalışıyordum. Etrafı net görmeye çabalayan gözlerim, yerdeki yol olmuş akan kanı gördüğünde daha çok irileşti. Yanımdaki uğultulu seslere daha çok kulak kabartmaya çalıştım. Bir yandan da yanımda, beni sarmalayan sıcaklığın kime ait olduğunu anlamak için irileşen gözlerimi ona yönelttim.

Simsiyah dağınık saçlarıyla gecenin karanlığına rağmen farkedilen bu kahverengi gözleri daha önce hiç görmemiştim. Sıcacık kollarıyla beni sarmalarken boynumda bir şeyin sarılı olduğunu hissettim. Tanımadığım bir mağaranın içinde, tanımadığım kişilerle kapana kısılmıştım ve ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Daha dikkatli olman gerekirdi. Konseyin bir açık aradığını biliyorsun. " diyerek sinirle konuşan kişi, beni sarmalayan sıcacık ellerin sahibiydi.

"Kendime hakim olamadım. "

"Biz olmasaydık ne olacaktı? Ya kız ölseydi? "

"Yaşıyor ama sonuç olarak değil mi Marcos?"

"Arkanı toplamaktan bıktım. Sürekli istediğin gibi davranamazsın, kuralları biliyorsun."

"Sen ne zamandır kuralları önemsiyorsun?"

Adının Marcos olduğunu öğrendiğim kişi sinirli bakışlarını karşısındakine dikerken merakla karşıya baktım.

Uzun boylu ve kıvırcık saçları gördüğümde beni ısıran kişinin o olduğunu anlamam ile olduğum yerde hareket etmeye çalıştım. Vücuduma yayılan panik dalgası, kalbimin daha çok hızlı atmasına neden oluyordu.

"Sakin ol. Seni daha sakin bir yere götüreceğiz. "

Marcos'un beni sakinleştirmek için yaptığı konuşma işe yaramazken, arkadaşlarımın da nerede olduğu sorusu aklımda takılı kalmıştı.

"Neredeyim ben? Siz kimsiniz? "

Marcos'un kucağından ani hareketle kalkmaya çalışmam ile boynuma giren sancı daha çok acı çekmeme neden oldu. Bir yandan da zihnimi açık tutmaya çalışıyordum.

"Kan kokusu iliklerime kadar işliyor. Ben daha fazla duramayacağım burada. "

"Ortalık sakinleştiğinde çıkacağız sabret. "

Kıvırcık saçlı çocuk, Marcos'a cevap vermeye bile tenezzül etmedi ve onu umursamadan mağaradan çıktı.

"Ty! "

Marcos'un sesi mağarada güçlü bir yankı uyandırdı. Sıcacık elleri yatışmam için tekrar beni sarmaladı ve kaybolan bilincimle zaten olan karanlığa bir yenisi daha eklendi.

...

Göz kapaklarım binbir zorlukla açılırken, vücudumun sımsıcak ve kalın bir yorgan içinde olduğunu farkettim. Etrafı net görebilmek için parmaklarımla ovuşturduğum gözlerim sanki uzun süredir yorgunmuşçasına ağrıyordu. Ellerim tekrar yanıma düşmeden önce yataktan doğrulmayı akıl edebilmiştim. Etrafı daha net görmeye başladığımda ise tanımadığım bir odada tek başımaydım. Ortalık sabah olduğu için aydınlıktı ve güneşin ışınları doğrudan üzerime hücum ediyordu.

Yorganı üzerimden attığım gibi yataktan inmek için ayaklarımı sarkıttım. Başım feci halde dönse de bana yabancı gelen bir odada tek başıma kalakalmak beni daha çok tedirgin edebilirdi.

KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin