Adsız Bölüm 8

3 0 0
                                    

8

Leylek acıyla gagasını birbirine çarpıyordu: "Tak tak tak tak."

Zehra, bir haftadır leylekleri bekliyordu, deli danalar gibi. Bu garip ama güzel köy evinde.

Leyla, dün gece bir rüya görmüştü. Onu hatırladı.

Teyzesinin evinin yukarısında iki atlı eski bir ev vardı. Orası satılıktı. Orası satılmış. 30 yaşında

bir genç adam satın almış orayı. Annesiyle gelip yerleşmiş. Anne kocadan kalma emekli maaşıyla

yaşıyor, kocadan kalma iki dükkanın kirasını alıyorlar. Genç adam maden mühendisiydi. İşten

ayrılmış. Çiftçilik yaparak geçinecekmiş. Zehra'yla tanışıyor, dost oluyorlar, sonra

nişanlamıyorlar. Sonra adam trafik kazası geçiriyor, hastanede ölü gibi uzanıyor, ellerini

ayaklarını hareket ettiremiyor. Teyze şöyle diyor: "Felç oldu. İşi bitik. Bu adamdan güneş gitti. Git

yüzüğü annesine ver."

Zehra donmuş gibi, şok içinde. Elindeki yüzüğe bakıyor: "Yok canım, düzelir. Ben ona bakarım.

Onu seviyorum!"

"Kız kafayı mı yedin, ondan ne köy olur ne kasaba, yemeğini annesi yediriyor. Bebek gibi.

Kaynanamı 12 sene baktım, felçliydi, onu kaldırmak, giydirmek, yıkamak ne kadar zor bilmezsin.

Git o yüzüğü annesine ver. Bu işi bitir!"

"Evli olsaydık. Evlilik iyi günde, kötü günde değil midir?"

"Orası öyle de...sen sakat kalsan o sana bakar mı, bakmaz, gider alır başka bir karı. Bu işler

böyle kızım. Saflık yapma! Adama bakarsa anası bakar, ne derler, ağlarsa anam ağlar, gerisi

yalan ağlar."

"Bu rüyanın anlamı nedir?" diye düşündü, "Evlensem ve kocam sakat kalsa? Bu işi yürütebilir

miyim? Ya ben sakat kalırsam bana bakar mı?"

Leylek acıyla gagasını birbirine çarpıyordu: "Tak tak tak tak!"

Zehra, bir haftadır leylekleri bekliyordu, deli danalar gibi. Bu basit; ama güzel köy evinde.

Leylek, incir ağacının üstüne düşmüştü. Dallar yay gibi gerilmiş. İri yapraklar hava yastığı görevi

yapmıştı. Dallar onu yay gibi ağacın diğer dallarına savurmuştu. Pin pon topu gibi bir oraya bir

buraya gitti ve orta yerde, boşluktan aşağı kaydı dallara ve yapraklara çarpa çarpa ve uzun

otların arasına düştü.

Leyla koşup baktı, ay ışığı vardı. Leyleği gördü, müthiş sevindi. Onu havada görmemişti, tam

karşısındaydı, herhalde bu çok iyi bir şeydi. Leylek korktu, gagasını birbirine çarpıp; "tak tak"

sesi yapıyor, "bana yaklaşma" diyordu, Leyla, teyzesine haber verdi.

Sofra bezi atıp leyleği yakalayıp kümesin yanındaki boş köpek kulübesine koydular.

ZEHRA'NIN EVLİLİK HAYALİ ve LEYLEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin