Adsız Bölüm 5

1 0 0
                                    

5

Annesi ve babasıyla Atakum'da bodrum katta yaşıyordu, üç ablası evliydi,

devlet memuru baba onları büyütmek için yan işler de yapmıştı. Zehra, yıllar önce üniversite

sınavına girmiş, güç bela bir bölüm kazanmamış, biraz araştırınca o bölümü bitirenlerin işsiz

kaldıklarını öğrenmiş ve kaydını yaptırmayı gereksiz görmüştü. 20 yaşındaydı o zaman. Okul

macerası bitmişti. Zaten babasının maddi durumu onu okutacak düzeyde değildi. Onca yıl

geçmiş, Zehra'nın mahalleden bütün arkadaşları bir şekilde evlenip baba evini terk etmiş,

çocukları kocaman olmuştu. Belli işlerde kısa süreliğine çalışan Zehra bunalıma girmiş, kendi

ayakları üstünde durabilmek için tropikal ormanlardaki jaguarlar gibi bir mücadeleye girişmiş, iri

timsahlardan bile çekinmez olmuştu. Kavga dövüş, gözyaşı sevinç arasında sallanarak ve içindeki

yıpranmış küçük kız çocuğuyla bu günlere gelmişti. Birçok iş yapmıştı. Bu işler günleri

kurtarmasını sağlamış, hayatında köklü değişiklikler yapmasına müsaade etmemişti, çünkü azdı

kazancı.

En son çok iyi bir üniversite okumuş, İngilizcesi süper bir kızla tanışmıştı, kız benzinlikte

pompacıydı. Zehra, sahile inerken benzinliğin marketinden cips, çikolata, içecek benzeri şeyler

alırken onla tanışmıştı, aralarındaki muhabbet ilerleyince kız ona; "güzelsin, bir elaman lazım

bize, bu işi becerebilirsen gel konuş patronla" demişti. En son bir kafede garsondu, "1 ay kafamı

dinleyeyim, gelir görüşürüm" demişti.

Kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı, teyzesi 50 yaşındaydı ve köyde tek başına yaşıyordu. Kocası tır

şoförüydü ve genelde uzaklardaydı, üç çocuğunu evlendirmişti.

Zehra köye, teyzesinin yanına gitti bir süreliğine. Burada zaman akıp geçiyor ve Zehra kaygıyla

gelecekte ne olacağını düşünüyor, anı yaşıyor, akıp gidiyordu. Teyze bahçeden yeni topladığı yeşil

fasulyeleri kurarken oradan buradan sohbet ediyorlardı. Yaşlı kadından söz etti, evindeki işlere

yardım etmesi gerektiğini; ama çarşıya da gitmesi gerektiğini, yaşlı kadına söz verdiğini.

"Sen gidebilir misin? dedi,

Zehra tanırdı o yaşlı kadını ve çok severdi onu ve seve seve gidebileceğini söyledi.

Yaşlı kadının kocası yıllar önce ölmüştü ve çocukları şehirde yaşıyordu ve çocuklarının; "gel bizle

kal" demelerine karşı çıkıp bir kale gibi köy evinde tek başına ölene dek kalmaya karar vermişti.

Apartmanların arasında ölmekten beter olurdu. Bunu denemişti bir kere. Çünkü orada ruhaniyet

yoktu. Tabi burada, eski köy evinde eskisi kadar güçlü olmadığı için teknik destekler lazımdı.

Romatizması var, eğilip kalkamaz. Soba kazanını doldurup boşaltamaz, odun kıramaz, bunu

birileri yapmalı.

Zehra, yaşlı kadının işlerini yaparken onunla muhabbet ediyordu.

"Neden evlenmiyorsun?" dedi yaşlı kadın.

"Uygun biri çıkmadı." 

ZEHRA'NIN EVLİLİK HAYALİ ve LEYLEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin