chapitre 3

1.2K 191 130
                                    

Keiji, neredeyse unutmak üzere olduğu sesi duyduğunda zor da olsa başını kaldırdı. O, lisedeki gibi, 7 yıl önceki gibi gözükmüyordu artık. Siyah beyaz hafif dalgalı uzun saçları inikti, vücudu daha yapılı hale gelmişti. Sarı çekik gözleri, hala eskisi gibi parlıyordu. İçeri düşen gün ışığından olsa gerek, Bokuto Koutarou güneş gibi ışık saçıyordu.

"Japonca'yı unutmadığına sevindim Akaashi. Fransızca bilmiyorum ve İngilizcem hala kötü hah..." Keiji şaşkındı ama bu cevap vermesine engel olamazdı. "7 yıldır arayıp sormayan Bokuto-san, nasıl oldu da buraya yolunuz düştü?" Bokuto ensesindeki saçlarıyla oynayarak içeri yürüdü. Beklediği bir tık daha sıcak bir karşılama iken aldığı cevap bundan çok uzaktı. Keiji'nin karşısındaki, pahalı olduğu her halinden belli olan, deri koltuğa oturdu. Gelişine bu tepkiyi veren Akaashi, şimdi diyeceğine nasıl tepki verecekti kim bilir?

"Ben, takım elbise diktirmek istiyorum. Ama annenin değil, senin yapmanı istiyorum." Gergince söylediği cümlenin ardından Keiji kahkaha atmaya başladı. "Bilmiyorsundur, ben mimarım." Koutarou başını kaldırıp yanıtladı. "Ama arkadaşım, geçenlerde yaptığımız bir kutlamada, senin diktiğin mükemmel elbiseyi giyiyordu. Seni çok beğendiğini, bu yüzden hep size geleceğini söyleyip durdu." Keiji, 'yine mi şu kız ya' diye geçirdi içinden. Sürekli gelip rahatsız edici davranırdı, bıkmıştı bu durumdan. Göz devirip her zamanki ifadesiyle bakışlarını Koutarou'ya çevirdi, onu başından savıp yeniden onsuz devam edebileceğine inanmak istiyordu, 7 yıldır olduğu gibi.
"Nasıl bir takım olacak, davet ya da cenaze gibi mekan belirtirseniz yardımcı olabilirim."
Aldığı cevapla başının döndüğünü hissetti. Kasanın köşesine tutunup yeniden çizimlerine döndü.

"Bu takım, düğün için olacak."

𝚏𝚘𝚛𝚎𝚑𝚎𝚊𝚍 𝚔𝚒𝚜𝚜𝚎𝚜 π 𝚋𝚘𝚔𝚞𝚊𝚔𝚊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin