"Anlayamadım? Düğün mü?" Keiji, neden kalbinin acıdığını anlamadı. Koutarou gülümseyerek başıyla onayladı ve pembe gömleğini düzeltti. Atölyeden çıkan iki bedene döndüğünde, Keiji de o tarafa döndü.
"Yine gelin, oğlum ve ben sizi ağırlamaktan onur duyuyoruz." Annesiyle sarılıp vedalaştıktan sonra kendisine dönen kadının elini; annesinin dediklerine katıldığını belirterek dudaklarına götürdü. "Bon après-midi madame."
Kadın gülümseyerek ayrıldı. Şimdi Paris'in görkemli terzi dükkanında, eskiden beri birbirini tanıyan üçlü; yalnız kalmıştı."Kadına ne dedin Akaashi?" Keiji oflayarak, 'iyi günler hanımefendi' dediğini söyledi. Çizimlerini topluyordu şimdi, ondan uzaklaşmalıydı. Annesi Koutarou'yu yeniden gördüğü için çok mutluydu, ikisinin arkadaşlığı neden bozulmuştu bilmiyordu bile. Özlemle sarıldı ikinci oğlu saydığı çocuğa, ne kadar da büyümüştü.
{retour en arrière}
"Akaashi..." Bokuto, yolun ortasında ne kadar ağlasa da geri dönen hiçbir şey yoktu. Ne Keiji dönüyordu ona ne de bir cevap veriyordu. O, Koutarou'yu yarı yolda bırakmıştı; asla affetmeyecekti. Telefonunu çıkarıp ezbere bildiği numarayı engelledi. Siniri geçmiyordu, hattı kapattıracaktı. Ayağa kalkıp ellerini ve dizlerini silkeledi. Telefonundan çıkardığı hattı bir daha hiç kullanmamak üzere, eskiden hep girdiği evin önündeki çöp kutusuna attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚏𝚘𝚛𝚎𝚑𝚎𝚊𝚍 𝚔𝚒𝚜𝚜𝚎𝚜 π 𝚋𝚘𝚔𝚞𝚊𝚔𝚊
Hayran KurguAkaashi Keiji, Paris'in en başarılı terzilerinden birinin mimar oğluydu. "Uzun zamandır, çok uzun zamandır, bu anı bekliyormuşum." *2020