Biraz sonra yurttaydım. Odaya girdim, herkeste bir merak ifadesi var. Ooo hoş geldin kankalar falan ama, herkes aslında o günün açıklamasını bekliyor. Ne yaptın evde falan gibi sorular. Takıldım, dinlendim falan dedim. Artık olacaksa olsun hesabında. Olayın şokunu atlatmaya falan çalıştım dedim. Sonra Oğuz atladı hemen, "Noldu kanka bi anlatsana ya" gibisinden piç bir sırıtma ile.
Bende başladım, "Gece takırtılar duydum, uyandım gittim banyoya bu şizofren çizmiş bi yuvarlak içerde okuyor. Bağırdım falan hareket yok, gittim yanına bi vurdu bu bayılttı beni. Sonrası hastane" dedim. "Vay anasını ya, kim beklerdi ki." "Yuh, demek ki o incirli şeyleri de o koymuş." "Aa harbiden" falan bi posta geçiştirdim. Akşama kadar boş boş takıldım, akşam olunca Kafri'yi çağırmak için banyoya gittim. Çıkardım muskayı çağırdım, geldi. Dedim ki, "Benim acilen bu ifrit nedir öğrenmem lazım. Birde bu kağıttaki şey, işe yarar mı?" Kağıda baktı, evet doğrudur dedi ve anlattı. Bilinenin aksine ifrit şeytanın çocuğu değil, cinlerin en üst kademelisidir. Fiziksel olarak insan dünyasında ki nesneleri hareket ettirebilir ve normal bir cin sadece bir insanın içine girebilirken ifrit aynı anda hem anne hemde babanızın içine girerek onlar aracılığıyla sizi öldürebilir. Şimdiye kadar ifrit musallat olup da kurtulan insan sayısı çok azdır. Ama ifrit hem musallat olduğu kişiyi, hemde ona kendisini musallat eden kişiyi öldürür.Banyodan çıktım. İçim biraz rahattı, çünkü Halil bana ifrit musallat ettirmeye cesaret edemezdi. Kendide giderdi bunu yaparsa. Yoksa bu tehditi savururken ifritten kurtulmanın yolunu biliyormuydu? Bu çocuğun neler yapabileceğini kestiremiyordum artık. Kuyruk acısıyla bir çılgınlık yapabilirdi. Ben eşeği sağlam kazığa bağlayarak o kağıtta yazanları ezberledim ve yattım. Sabah uyandım, kahvaltı falan yaptık. Sonra fakülteye geçtik. Çıkışta internet kafeye gidip cs attık sınıftan çocuklarla. Sonra yurda döndüm, akşam yemeğini yedik ve odaya geçtik. Telefonla uğraşırken Ömer geldi, "Gel sana gitar öğreteyim" dedi. Şaşırmıştım, ama kafa dağıtıcak bir şeyler lazımdı ve kabul ettim. Dinlenme odasına geçtik, caddelerde rüzgârı yavaş yavaş çalmaya başlamıştım. Ama Ömer'de bir değişiklik vardı. Bu kadar yakın değildik. Ben bunları düşünürken kapı açıldı ve yurttan gözümün aşina olduğu birisi kapıdan içeri Ömer'e doğru baktı. İkisi aynı anda sırıttı. Bir şeyler döndüğünü fark etmiştim. Onların Burhan amca olayında ki gibi başka bir şey olabilecekleri aklıma geldi ama muskaları takmıştım, nasıl olabilir derken farkettim ki sabahtan beri sadece bir muskayı takıyordum. Bilin bakalım, kayıp olan muska hangisi...
Elimi muskaya götürdüğümü görünce okkalı bir kahkaha attı Ömer ve diğer çocuk. İfrit muskam yoktu. Ne yapacağımı bilmiyordum, o an birden Ömer'e yumruk atmaya çalıştım ama bu kadar hızlı bir şekilde tepki vermesinin imkanı olmadığı halde tuttu ve büktü. Ardından bir kafa hareketiyle rahat 3-4 metre ileride ki duvara çarptım. Kalbim çok hızlı atıyordu, üzerime doğru geliyorlardı. Aklımdan şehadet getirmek geçti ama, sonra tek çarem aklıma geldi. Cin muskasını çıkardım ve o kağıttakileri ezberden okumaya başladım. Yüz ifadeleri değişti, ciddileştiler ve Ömer elini havada boğazımı tutup sıkma hareketi yaptığı anda boğazım sıkıldı, nefes alamıyordum. Gözlerim kaymaya, bilincim kapanmaya yakın Kafri'yi çağırdım, geldi ve direkt Ömer'in eline doğru bir hamleyle onun beni bırakmasını sağladı. Ona saldırıyorlardı ki o yazanları tamamen bitirdim ve onlar, bağırarak yere düştü. Yerde kıvranıyorlardı. Ve ifritlerin ilk saldırısından kurtulmuştum, ama muska olmadığından ve o ifritin ne zaman geleceğini bilmediğimden uyuyamadım. Ömerler hiçbir şey hatırlamıyorlardı. Allahtan kimse de gormemişti.Telefondan hocaya ulaşmaya çalıştım. Ulaştım. "Hocam muskam gitti, ifrit saldırdı, kurtuldum bu seferlik zor da olsa. Ama bana muska lazım. Nasıl yapacağım, öğretin bana." Adam, "O muska çok zordur, ancak benim tarafımdan yapılabilir. Hem malzemeleri de bulamazsın." dedi. "İyi hocam napayim, öleyim mi?" dedim, adam s.ktir çekti. Cin muskasını çıkardım, Kafri'yi çağırdım. Önce bir teşekkür ettim. Sonra, "İdoda ki olayı zaten biliyorsun, benim bu kağıdı veren adama ulaşmam lazım Kafri, bulabilir misin?" dedim. "Zaten yalova da kaç hüddam var ki? bulurum, tamam." dedi ve gitti. Tamam adamı arıyordum ama, bu kadar güçlü bir şeye karşı ne yapacaktım, adam ne önerebilirdi bilmiyorum. Hem bu ifrit bana nasıl musallat olmuştu? Halil mi göndermişti, yoksa perdeden dolayı mıydı bilmiyordum kafayı yemek üzereydim. Ya bu ifrit bu sefer Halil'in önceden bana onun hüddamı olan Haldo'yu gönderdiği şekilde başka bir görüntüde gelirse ne olacak, birde bu en mertebelisiydi; illa fiziksel hasar vermesine gerek yok, hüddam alınırken ki o korkutucu şeylerin kimbilir kaç katını yapacaktı. Muskam olmadığı için herkese ifrit gözüyle bakmam gerekiyordu. Bir paranoyak olmadığım kalmıştı, o da olmuştu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinli Hikaye
HorreurBu hikayede yaşananların çoğu gerçektir birkaç mecazı anlam eki alsa bile en orjinal hali ile sizlerle..