Tavsiye Edilen bölüm Şarkısı : Sevda - Başımın Belası Gönlüm
Azir Lisenin üçüncü kat merdiven aralığındaki camın önünde durmuş, aşağıdaki çim sahada futbol oynayan erkekleri izliyordu.
"Selam." dedi bir ses hemen yanında dikilen bedeni ile.
Azir ona dönmeden ve gözlerini futbol oynayanlardan ayırmadan, soğuk bir sesle "Selam" dedi.
"Niye tüm öğle aralarında yalnız takılıyorsun?" dedi Zeynep ona bakarak.
"Ben yalnızlığı seviyorum. Ayrıca dedikodu yapmayı sevmem. Kızların tamamı dedikodu yapıyor. Erlkeklerin muhabbeti zaten oldukça bayat." dedi Azir kafasını Zeynep'e çevirip.
"Dedikodu sevmediğini biliyorum. Ama gerçekten Emre'nin dediği ibi yabani misin? Yani, dedikodu bir nevi arkadaş edinmenin görünmez yollarından biri." dedi omuz silkerek Zeynep.
"Yabani?" dedi Azir gülümseyerek. "Sence yabani miyim?" dedi Azir pencereden uzaklaşıp merdivenlere yönelirken. Cevap beklemiyor muydu yoksa verilen cevap umrunda mı değildi? Kim bilir Azirdi bu... Belli belirsiz bir tavırla merdivenden çıkmaya başladı.
Bir iç çekti Zeynep. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu.
"Sınıfa." dedi kısaca Azir.
"Bence yabani değilsin Azir." dedi aniden Zeynep.
"Sen niye Emre'nin dizinin dibinde değilsin?" diye sordu arkasını dönmeden hafif bir sırıtışla Azir.
"Ne alakası var? Dip dibe olacak değiliz ya!" diye itiraz etti bir kaç adımda Azir'in yanına gelip beraber çıkarken merdivenlerden.
"Peki, ilerde olunca beni de yalnızlığımı da unutursun." dedi gülümseyerek Azir.
"Unutmam. Sadece, Emre ile aranızda ne geçti? Yani eski arkadaşmışsınız. Ama şimdi bir birinizle dalaşıyor gibisiniz?"
"Gibisi fazla değil mi sence de? Ve eski arkadaş idik. Artık ne arkadaşız ne düşman. En azından benim düşüncem bu." dedi Azir. Söyleyeceği her kelimenin Emre'nin kulağına kaçacağını biliyordu zira.
"Ne oldu da arkadaş olmayı bıraktınız?" dedi Zeynep çok önemli bir sırrı öğrenmek ister gibi, koridorun başına geldiklerinde.
Öğle tatili bitmek üzereydi. Merdivenlerden gelen uğultulara bakılırsa herkes ikişer , üçer gruplarla sınıflara dönmeye başlamıştı.
Bu eski erkek lisesi, bir ruhban okulu gibiydi. Katı bir huzursuzluğa sahip taş duvarları, soğuk samimiyetlerle inşa edilmiş öğrenci - öğretmen ve arkadaş ilişkileri ve anlamsız kuralları ile.
"Ne olduğunu sevgiline sormalısın. Bana değil. O gerekli açıklamayı yapacaktır."
"Sevgilim bu günlerde bana hiçbir açıklamayı yapmıyor Azir. Bir başka kız var. Biliyorum. Emre'nin kuzenleri de görmüş kızı. Kızı belki sen tanıyorsundur. Sonuçta eskiden arkadaştınız Emre'yle."
"Biz seninle aynı sıraya oturmuş olmasaydık. Hatta sen benimle tanışmaya karar vermemiş olsaydın. Ben senin Emre'nin sevgilisi olduğunu bile bilmezdim. Emre ile ben arkadaş olamyı Lise'ye geçmeden önce bıraktık. Eğer şüphen varsa sevgisinden bence bitirmelisin. Katlanmamalısın." dedi Azir, Zeynep'in sınıfının kapısının önüne gelip durduklarında.
Azir'in gözü koridorun diğer ucundan gelen sınıf arkadaşı kızların bakış ve dudak hareketlerindeydi.
"Emre ile aranızda ne var bilmiyorum. Bunu Emre'ye de sormayacağım. Seni Emre ile tanımadım Azir. İkinizin arasında denge kurmak istiyorum. Bunu istiyorum çünkü bu okulda ilk tanışıp kendimi yanında rahat hissettiğim kişisin. Aslında sen beni tanımıyorsun ama ben seni Duygu'lardan duymuştum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİL BAŞTAN | "Ben derin sularda kaldım, o karaya çıktı."
Literatura FemininaBu hikaye iki kişinin gerçek yaşanmışlığından kurgunlanmıştır. Kitabın kapak kurgusundan tutun da, adına, bölümlerde verilen müziklere, satır aralarına gizlenmiş cümlelere kadar her bir kurguda, gerçeğe milim yakınlıkta atıflar bulunur. Bazen elimd...