14. BÖLÜM "Poponu Tokatlayacağım"

623 47 32
                                    

Ben geldim öhö öhöm yalnız iyice ilerledim dksnzsk çok sıkıldım valla bak bu bölümde ne oldu bilmiyorum biraz okur görürük dksksksls

Yoğunluk günler geçtikçe azalmıştı. Ve yarın dergiler çıkacaktı. Jongin bu bir hafta boyunca sıkı sıkıya çalışmış, çalıştırmıştı. Şirketin açılışından beri olan çalışanlar bile Jongin'deki bu harekete şaşırmıştı. Jongin, iş hayatında sakinliği seven bir insandı. Her şeyi sakinlikle halletmek isterdi. Ama davranışları "çabuk bitse de gitsek" gibiydi. Sabah gelip hararetle çalışır, güneş batmadan eve dönerdi.

Şimdi ise Kyungsoo ile oturmuş jelibon yiyorlardı.
"Bu adam kötü." dedi jelibonunu ısırarak Kyungsoo.
Filmi daha önce izleyen Jongin şaşırdı.
"Huh? Doğru. Nasıl bildin?"
"Sadece tahmin." dedi Kyungsoo omzunu silkerek.
"İyi bir gözlemcisin bence." Jongin bacaklarını bağdaş yapıp koltukta Kyungsoo'ya döndü.

"Hadi benim hakkımda düşündüklerini söyle."
Kyungsoo bacaklarını bağdaş yaparak kucağındaki jelibon kasesiyle ona döndü.
Ekşili solucanından bir tane aldı ve ısırdı.
"Yakışıklıdan daha çok sevimlisin bence."
Jongin dudak büzdü.
"Üzülmeli miyim emin değilim."
Kyungsoo sırıttı.
"Immm, iyi bir insansın. Bu kadar."
"Bu kadar mı? Başka bir şey yok mu?"

Kyungsoo omzunu silkti.
"Seni bazı sıfatların içine koyamam. Sen, sensin. Sen, senken kusursuzsun. Bu sıfatlar içinde değil. Özel birisin. Benim için de."
Son cümlesinde sesi bir desibel azalsa da Jongin duymuştu. Ağzı kulaklarındaydı.
Jongin'in sırıttığını gören Kyungsoo, yavaş yavaş kanın yanaklarına çıktığını hissedebiliyordu.

Jongin daha fazla kızarmasını önlemek amacıyla konuyu değiştirdi.
"Yarın geç gelebilirim."

Kyungsoo ağzını jelibon ile doldurmuştu.
Bu yüzden ağzından boğuk bir ses çıktı.
"Neden?"
Jongin gülerek parmağını dolu yanağına batırdı.
"Dergi işi bittiği için çocuklar barda bir eğlence planladılar ve beni de çağırdılar. Mecburen katılacağım. Sen de gelmek ister misin?"

Kyungsoo ağzındaki jelibonları yuttu.
"Ben gelmesem daha iyi."
Dudaklarında ekşi tozları yaladı. O sırada Jongin'in gözleri de dudaklarına takılmıştı.
"Yüksek seslerden hoşlanmıyorum."
Gözleri hala Kyungsoo'nun dudaklarında olan Jongin başını salladı. Kyungsoo, Jongin'in dudaklarına baktığını görünce kızarıklığı bir seviye atladı ve mora dönüştü. Aniden ayağa kalktı.
"Hadi uyuyalım." diyerek odasına ilerledi. Onun kendi odasına gittiğine gören Jongin, Kyungsoo'nun bileğinden yakaladı.

"Ne oldu?"
Jongin, Kyungsoo'yu çekiştirirken konuştu.
"Benim odama gidiyoruz."
Odaya girdiklerinde Jongin kapıyı kapattı.
Kyungsoo, ikinci kez bu odaya geliyordu.
Jongin, bir anda tişörtüne çıkarınca Kyungsoo'nun gözleri büyüdü. Kyungsoo'yu izleyen Jongin ise sırıttı.
Kyungsoo utanarak yatağa geçti ve Jongin'e sırtını döndü. Jongin de üzerinde kalan boksörüyle birlikte yatağa geçti.

Yatakta birkaç kez kıpırdandı. Ama rahat olamadı. En sonunda kollarını Kyungsoo'ya sardı. Kyungsoo, beline sarılan kolların, bedenini yapılı bir bedene çekmesiyle nefesi kesildi. Jongin başını Kyungsoo'nun boynuna gömerek boğuk bir kıkırdama bıraktı.
"Nefes al."
Kyungsoo titrek bir nefes çekince Jongin onun boynuna öpücük bıraktı ve gözlerini yumdu.
Kyungsoo ise midesinde uçuşan kelebeklerle başbaşa kalmıştı.

•○•○•○•

Jongin gidince Kyungsoo evin kirlendiğini düşünerek temizliğe başladı. Bütün odaları temizlemeyi bitirince saatin akşam altı olduğu gördü.

Terlediği için biraz duş almanın iyi geleceğini düşündü. Üzerine ılık su dökerken aynadan tüysüz vücuduna baktı. Bazen Jongin'in bacaklarındaki küçük tüylere özenmiyor değildi. Bunun Jongin'i seksi gösterdiğini itiraf etti. Kendi cılız bedenine karşı Jongin'in bedeni kaslı ve cezbediciydi. Bazen Jongin uyurken parmaklarının karın kaslarına gitmesini engelleyemiyordu.

GOLDEN PUPPYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin