Özel Bölüm 1

379 27 7
                                    

Ben geldim. Beni özledin mi? Saçma soruydu kabul ediyorum. Tanımadığın insanı özler misin? Neyse gece gece iyi gider.

Okuyun gari. Bakalım beğenecek misin?


Kyungsoo hayatlarından çıkalı 9 ay olmuştu. Jongin her gece ağlıyor, en sonunda içerek sızıyordu. Chanyeol tamamen içine kapanmıştı. Sabahları günaydınlaşıp akşamları iyi geceler ile konuşmasını sonlandırıyordu. Bir de arada babasına ve babasının ona "Günün nasıl geçti?" diye sorduğu rutinleşmiş bir soru vardı.

Ama en büyük sorumluluğu o üstlenmişti. Okulda aldığı dersten sonra uyumaktan başka bir şey yapmayan Sehun'a ders çalıştırıyor, ders yoksa evi temizliyor ve akşamları babası için appasından öğrendiği yemeklerden yapıyordu. Gece yarısına kadar uyumuyor, ders çalışıyordu. Saat 3'ü gösterince çatı katına çıkıp sarhoş babasını odasına götürüp yatırıyor, daha sonra çatı katındaki boş şişeleri çöpe atıyordu.

Sehun ise sürekli uyuyordu. Önceden günde 4 saat uyurken şimdi günün çoğunu uyumakla geçiriyordu. Çünkü rüyasında omması ile birlikteydi. Omması onunla sohbet ediyor, oyun oynuyordu. Bu yüzden gözlerini hiç açmak istemiyordu. Ev, rüyaları gibi sıcak değildi.

Jongdae ise onların evinde kalmıyordu. Yixing ve Junmyeon ona bir süre bakma görevini üstlenmişti. Çünkü Sehun onu babasını öldürmek ile suçlamış, evde istemediği bas bas bağırmıştı. Onun koruyucuğunu üstlenen Xiumin ise Sehun ile kavga etmişti.

Jongdae şimdiden 10 yaşlarındaki çocukların aklına sahipti. Yürümeyi henüz 1 aylıkken öğrenmiş, konuşmayı 3. ayında sökmüştü. Xiumin ona yazı yazmayı ve Çince'yi öğretmişti. Henüz akademik eğitim verilmiyordu. Çünkü Jongdae'nin ilgisi müzik üzerineydi. Ses üzerine çalışmalar yapılıyordu.

Bir gün Jongin evden erken dönmüştü. Chanyeol okuldaydı ve Sehun da muhtemelen uyuyordu. Bir şeyler yemek için mutfağa gideceği zaman aldığı kokuyla duraksadı. Bu kokuyu en son 9 ay önce almıştı. Kaşlarını çatarak hızla kokunun geldiği yere ilerledi. Koku kilitli olan odadan geliyordu. Hızla kapıyı açtı.

Gördüğü şeyle içinde bir şeylerin parçalandığını hissetti. Sehun delice Kyungsoo'nun parfümünü sıkıyor, hıçkırarak ağlıyordu.
"Omma! Lütfen gel. Seni çok özledik. Lütfen rüyalarıma gel omma!"

Jongin hızla Sehun'a sarıldı. Sehun appasına sarılarak ağlamaya başladı. Jongin hem ağlıyor hem de ağlayan Sehun'u yatıştırmaya çalışıyordu. Ancak bir anda Sehun'un sesinin azalmasıyla endişelenerek kendinden uzaklaştırdı.

"Sehun, Sehun?"
Sehun'u sarsmasına rağmen hiçbir tepki vermiyordu. Hızla onu kucaklayarak evden çıkıp arabasına koştu. Bu son olan onun bam teline dokunmuştu.

...

"Ben yapamam."
Hyuna güvensizce konuştu. Ancak Jongin kararlıydı.
"6 yıldır benimle çalışıyorsun. Sen yapamayacaksın da kim yapacak?"

Hyuna delirmişçesine Jongin'e baktı.
"Tanrım! Şirketi batıracağım."
Jongin derin bir nefes aldı.
"Hayır batırmayacaksın. Sen beni temsil edeceksin. Sana uzaktan yardım edeceğim. Sana yardım edecek çok kişi var." dedi gözleri Dawn'ı işaret ederek.

"Şimdi imzala. Sadece temsil edeceksin. Önemli sözleşmeleri ben imzalayacağım. Şirket batarsa da benim yüzümden."

"Gitmek zorunda mısın?" diye sordu üzgünce. Jongin başını salladı.
"Ben, çocuklar... çok yıprandık. İyileşmeye ihtiyacımız var." Hyuna onu anlamışçasına başını salladı.

Titreyen eliyle kalemi aldı. Eli yavaşça kağıdın üstüne gitti. Hızla imzayı atarak kalemi fırlatıp eliyle yüzünü kapadı.
"Aish! Ağlayacağım.
Jongin küçük bir tebessüm etti.
"Teşekkürler."

...

"Appa Çin'de ne yapacağız?"
Chanyeol'ün sorusuyla ona baktı.
"Biraz dinleneceğiz. Bunu hak etmedik mi?" Chanyeol başını salladı.

Hepsi uçağa bindi. Jongin Sehun ve Chanyeol bir koltukta otururken karşı koltuklarında Suho Yixing Xiumin ve Jongdae oturuyordu.

Jongdae gerçek ailesinin yanında oturamadığı için üzgün hissediyordu. O da babasının koluna sarılmak istiyordu. Ama babası yerine ona el uzatan bir Xiumin'i vardı. Hatta Sehun'un delici bakışları ile o ele daha fazla sarıldı. Jongdae'nin ürktüğünü hisseden Xiumin gözlerini direkt Sehun'a çevirdi.

"Chen'e öyle bakma."

Sehun göz devirip bakışlarını çekerken Jongdae gülümseyerek Xiumin'e daha da sarıldı. Sehun ile hiç anlaşamamışlardı. Sürekli onu kötülüyordu. Gözleri babasına kaydı. Yakışıklı olduğu kadar soğuk bir adamdı. Onunla iki kere tek konuşmuştu. Onda da babası ona cevap vermemiş, direkt gözlerinin içine bakmıştı.

İlk konuşmasında çok yakışıklı olduğunu söylemişti. İkincisinde ise ona appa diye seslenmişti. İzlendiğini hisseden Jongin gözlerini ona dikince hızla kızararak başını çevirdi. Bir süre kendisine bakan babası da Yixing ve Suho ile sohbet etmeye başlamıştı.

Gözleri bu sefer Chanyeol'e kaydı. Chanyeol ise kendisini izliyordu. Jongdae'ye küçük bir tebessüm edince Jongdae de utangaçça gülümsedi. İçlerinden en samimi olan oydu. Az konuşsa bile Jongdae'ye hep gülümseyerek cevap veriyordu.

...

Sonunda Çin'e varmışlardı. Bavullarını alarak arabaya yürümeye başladılar.
"Evimiz sizin eve o kadar uzak değil. Chanyeol ile Sehun'a evde Çince öğrettikten sonra okula göndeririz."

Sürücü bavulları alarak arabaya yerleştirirken hepsi tek tek koltuklara yerleşti.
"Olur. Bu arada Jongdae artık bizde kalacak."
Yixing başını sallarken Junmyeon şaşkınca ona baktı.
"Bir anda neden bu kararı verdin?"

"Aramızdaki bazı şeyleri düzeltmenin zamanı geldi diye düşündüm."
Jongdae bir yanı mutluyken diğer yanı Xiumin'den ayrıldığı için üzülüyordu. Sehun sinirle babasına baktıktan sonra somurtarak arkasına yaslandı. Chanyeol ise nötrdü. Sadece günlerinin nasıl geçeceğini merak ediyordu.

...

Jongdae Xiumin'e sımsıkı sarıldıktan sonra ayrıldı.
"Görüşürüz Minseok."
"Görüşürüz Chen."
Jongdae Xiumin'e Korece ismiyle seslenirken Xiumin Jongdae'ye Çince ismiyle çağırıyordu.

Xiumin gözden kaybolunca ilerdeki ailesine baktı. Jongin, Chanyeol ve Sehun onu bekliyordu. Onları daha fazla bekletmemek için koştu. Ancak koşarken yere düştü.

"İyi misin?"

Uzaktan gelen Chanyeol'ün sesiyle hızla ayağa kalktı. Kimse onun yanına gelmemişti. Bu canını dizlerindeki acıdan daha fazla yakmıştı. Yine de onu soran Chanyeol'ü daha fazla endişelendirmemek adına hızla ayağa kalktı.

"Ben iyiyim." dedi ellerini sallayarak. Onlar arkalarını dönüp ilerlerken Jongdae ise aksayan ayağıyla arkalarından ilerledi.

GOLDEN PUPPYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin