3

18 4 5
                                    

Hafta sonu olduğu için normalde Öğlen 1de yataktan çıkan ben şimdi Harry Styles konseri için hazırlanıyordum. İnternetten araştırdığıma konser yerini ve saatini bulmuştum ve öğleden sonra 2 olduğu yazıyordu.

Saat 1i göstermeye başladığında üstüme kareli eteğimi, siyah boğazlı kazağımı geçirdim. Bu kombine bayılıyordum.

Kırmızı ben burdayım diyen bir ruj sürdüm ve abartmaya gerek duymayıp uzun kirpiklerimin üstünden rimelle geçtim.

Bir konser için ne çok abartılıydım ne de çok şık. Konser yeri biraz uzakta olduğu için 1 saat önceden çıkıp işimi garantiye almak istiyordum. Siyah kabanımı ve uzun botlarımı giydiğimde kapıyı açtım ve çıkıp arkamdan kilitledim.

Binadan çıktığımda ana caddeye doğru biraz yürüdüm ve gördüğüm ilk taksiyi çevirip bindim. Gideceğim adresi söyledim ve kulaklığımı taktım, arka arlaya çalan aynı şarkıyı dinlemek beni eğlendiriyordu. Harry Styles gerçekten yetenekliydi, Adore You bunun bir kanıtı olmalıydı. Kulağıma sanki ilahi bir ses fısıldıyor gibiydi, abarttığım düşünülebilirdi ama bu kaçınılmaz bir gerçek.

Taksi yavaşladığında ücreti uzattım ve kenara çektiğinde teşekkür ederek indim. Giriş yeri o kadar kalabalıktı ki ezilme tehlikesi atlatarak bir görevliye ulaştım, bunu yapmak oldukça zordu çünkü yüzlerce kız Harry Styles diye çığlık atıyordu.

"Ben Stella, Harry Styles'ın konuğuyum. Kendisi ben davet etti."

"Bir dakkika izin verir misiniz hanımefendi, sormam gerekli."

Adam polis telsizi gibi bir şey çıkarıp adımı söylediğinde gelen ses onu onaylamıştı. Kırmızı şeyi kenara doğru çekerek girmem için yol açtı. Botlarımı bağırta bağırta içeri girdim, ne yapacağımı kestiremiyordum ben mi Harry'i bulmalıydım yoksa onun mu beni bulmasını beklemekiydim?

Gördüğüm ilk kişiye kendimi açıkladığımda bana Harry'nin kıyafet odasını göstermişti. "Orada bulabilirsin." Ve ardından bağırarak konsere kalan vakti söylemişti. Yarım saat kalmıştı ve burada herkes heyecan içerisinde bir oraya bir buraya koşturuyordu.

Bir akılsızlık ederek kostüm odasına saldığımda, sırtı dönük aynaya bakan adam bana döndü. Üstü çıplaktı, mürekkepli vücuduna hayran bir şekilde baktım, tanrım Stella bir de adamın üstüne atla istersen. Hemen arkamı döndüm, suratımın kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim.

"Tanrım! Özür dilerim Harry öyle odaya dalmak istememiştim."

Küçük bir kahkaha sesini duyduğumda ellerimi yüzüme kapadım. "Geldiğine çok sevindim, ve önünü dönebilirsin giyindim çünkü."

Pembe bir takım elbise giymişti ve tanrı şahidim olsun mükemmel görünüyordu.

Tam ağzımı açıp saçmalayacakken kurtarıcım olarak belirlediğim kişi odaya daldı ve konsere kalan vakti söyleyip Harry'le beni odadan çıkardı.

Sahnenin arka kısmına geldiğimiz de  gelen çığlıkları çok net bir şekilde duyabiliyorduk. "Konser bitince yoğurt yemeye gidelim mi?"

Kaşlarımı çatarak ona baktım ve elimle az çok görünen topluluğu işaret ettim. "Senin için ölen kızlar var sen bana yoğurt yiyelim mi diye soruyorsun."

Konser için geri sayım başladığında Harry eline mikrofonunu aldı ve bana gülümsedi, şu an hayranı olan biri olsaydım karşısında eriyeceğime yemin edebilirdim.

"Bu arada çok güzel olmuşsun."

Bana cevap hakkı vermeden sahneye çıktığında gelen çığlıklar daha çok artmıştı. Kenardan bulduğum bir sandalyeyi çektim ve oturdum, 3 şarkısını dinlemiştim ve konseri en sevdiğim şarkısıyla açmıştı, o söylerken ben de Kiwi'ye eşlik ediyordum.

10a yakın şarkı söylediğinde sahne kapanmak üzereyken şişesinden bir yudum aldı ve havaya doğru püskürttü, çok konsere gitmiştim ve sahnede onun kadar öz güvenli olanını görmemiştim.

Işıklar karardığında yanıma koşarak gelmişti bile, terlediği için saçları dağılmış ve anlına yapışmıştı. Arkadan gelen insanlar onu tebrik ederken o sadece konuğuna yani bana bakıyordu.

"Nasıl buldun."

Heyecanla sormuştu, hayran kaldığımı söylemektense bayıldığımı söyledim. Gülümseyerek ben ne olduğunu anlamadan bana sarıldığında kollarım iki yanda kalmıştı, tanrım tanışalı 3 gün olmuştu ve ben iki kelime ettiğim bu adam karşı bir şeyler mi hissetmeye başlamıştım. İçimde kıpraşan bir şeylere kulak asmadan bende ona sarıldım, benden ayrıldı ve  emeği geçen herkese teşekkür etti.

O an anladım ki Harry Styles sadece yeni tanıştığı insanlara karlı değil herkese karşı bu kadar nazikti.

Beni kolumdan tutup geldiğimiz yoldan sürüklemeye başladığında onu takip ediyordum. Kıyafet odasının önüne geldiğimizde durdu. "Bana 5 dakikka ver hemen geliyorum."

Beklerken yandan geçen insanları izliyordum, çalışanların nerdeyse hepsi kadındı. Kapı açıldığında ona baktım, sahnedeki değilde benim tanıştım Harry geri dönmüş gibiydi. İkisi aynı kişi olsa bile arkadaşa ihtiyacı olan Harry benim tanıştığım kişiydi.

"Arka kapıdan çıkacağız beni takip et."

Bir kaç koridor geçtiğimizde bir kapıdan geçtik ve temiz havaya ulaştık. Gökyüzü kararmıştı ve Londra yine o mükemmel havasına dönmüştü.

"Şimdi yoğurtçuya gidiyoruz ve tesadüfen olmayan bir sohbet ediyoruz."

Bunu derken dükkanın önüne gelip kapatmamamı söylediği ana gönderme yaptığını fark etmiştim.

"Pekala Styles."

Arabasının anahtarını çıkardı ve ara sokağa park ettiği arabasını çalıştırdı.

Kapımı açmak için benim tarafıma gelecekken onu durdurdum. "Ellerim var gibi duruyor."

Kapıyı açıp yan koltuğuna oturduğumda, nasıl şu anı yaşadığımı düşünmeye başladım. Yerimde olmayı hak eden binlerce hayran olduğunun farkındaydım.

adore you - HSWhere stories live. Discover now