Harry yoğurtçuya gitmektense beni kendi özel yeri olarak adlandırdığı bir yere götürüyordu.
"Beni kaçırmadığına emin midin?"
Bu dediğimde kahkaha attığında her şey ağır çekim gibiydi, derin gamzeleri kıvırcık saçlarının arasından görünüyordu.
"Emin ol seni kaçırmıyorum Stella."
Radyoya uzandığımda onay vermesi için ona bir bakış attım, bir şey demediğinde radyoyu açtım ve kanal aramaya başladım. Bi kanalda durduğumda tanımadığım bir adamın şarkısını dinlemeye başlamıştık.
O şarkıya eşlik ederken ben yolu izliyordum ve arada bakışlarının bana kaydığını hissedebiliyordum.
Araba sonunda durduğunda önüme baktım, uçsuz bucaksız deniz ayaklarımızın altında gibiydi. Kayalıkların dibinde durmuştuk ve çarpan dalgaların sesini duyabiliyordum. Hava karardığı için ayın ışığı denizin üstünde şahane bir görüntü oluşturmuştu.
"Özel yerime hoş geldin Stella Pierc."
Arabadan inip kapımı açtığında soğuk havanın beni dondurmasına izin vererek arabadan indim.
Arabanın kaputuna oturup karşımızdaki görüntüyü izlemeye başlamıştık.
"Kendini anlatsana bana, mesela Stella neyi sever, ne yapmaktan hoşlanır."
Bana yönelttiği soruyla dudaklarımı birbirine araladım. Bu daha önce düşünmediğim bir şeydi.
"O zaman bir izdivaç programındaymış gibi kendimi sana anlatacağım. Sıkıcı hayatımı öğrenmeye hazır mısın Styles?"
Kafamı ona çevirdim ve yeşil gözlerinin içine baktım, ışıl ışıl bir şekilde beni izliyorlardı.
"21 yaşındayım, 3 sene önce buraya taşındım ve ailemle tüm bağlarımı koparttım. Zor olsada bir iş buldum ve kendi ayaklarımın üstünde durmayı öğrendim. Ardından çok istediğim Gastronomi bölümünü kazandım ve sabahları okula gidip geceleri tanıştığımız yoğurtçuda çalışıyorum."
Beni ilgiyle dinliyordu, çok bir şey anlatmamıştım ama dikkatini çekmiş gibi görünüyordum.
"Ailenle ne olduğunu sormak istiyorum ama cevap vermek istesen anlatırdın."
Dudağımı ısırdım ve başımı salladım. Kafamı denize doğru çevirdim, elimin üstünde hissetiğim sıcaklık ile irkilerek ona baktım.
"Daha yeni tanıştığımızı biliyorum Stella, ama arkadaş olabiliriz. Beni gördüğünde çığlık atıp ağlamayan tek kadın sensin tabi bir diğeride annem."
Elimi sıktığında kaşlarım havada onu izliyordum. Arkadaş olmak mı?
"Yapma Harry, 3 gün sonra senin için sadece yoğurtçuda tesadüfen tanıştığın bir kız olacağım."
İkimizde arabanın üstünde birbirimize oldukça yakın bir şekildeydik ve oturur pozisyona geçtiğimizde omuzlarımız birbirine değiyordu.
"Daha önce kimseyi buraya getirmedim Stella," ikimizde birbirimize bakıyorduk. Bunları derken tuhaf bir şekilde gülümsüyordu. "Sana kendimi nasıl açıklarım bilmiyorum," yakın olmamızdan dolayı içimde tuhaf kıpırtılar oluşuyordu, heyecanlanıyor muydum ben?
Lafının geri kalanını duyamıyordum, beynim ve gözlerim tam olarak Harry Styles'ın güzelliğine odaklanmış gibiydi. Kıvırcık saçları ve mükemmel yeşil gözler, güldüğünde çıkan iki koca gamze ve ilahi gibi bir ses. Her genç kızın hayali.
Gözlerimin önünde sallanan ele baktım ve transtan çıktım. "Sen beni dinliyor musun?"
"Sadece dalmışım.
"Benim için sadece yoğurtçuda tanıştığım güzel bir kız olarak kalmayacağını söylüyordum."
Kafamı salladım, "Beni sadece bedava yoğurt yemek için kullanmadığını nerden bileceğim?"
"Ne?"
Ters bir cevap vereceğimi düşünmüş olmalı ki böyle bir tepki verdi. Haklıydı, ben de kendime küfürler ediyordum içimden.
Birlikte gülmeye başladığımızda elleri ile suratını kapadı. "Tanrım gerçekten mükemmel anlaşacağımıza o kadar eminimki."
Arkadaş olarak mükemmel anlaşabileceğimize çok eminsin Harry, peki benim kalbimdeki hızlanmayla ben bunu nasıl başaracağım?
YOU ARE READING
adore you - HS
Historical FictionStyles, ağlamaktan gözleri şişmiş olan Stella'ya baktı. Ağlarken ne kadar güzel göründüğünü bir kere daha anlamıştı. O bal rengi gözleri ağlamaktan kızarmıştı, Harry'e bakıyordu. Seslice burnunu çekti dudaklarını yaladı. "Ne bakıyorsun öyle, hiç ağl...