Normalde kapatmış olmam gereken dükkanda karşılıklı Harry ile oturuyorduk. Ben eline buz tutarken o benim dışımda her yere bakıyordu.
Daha önce söylemem gerek şeyleri söylemek için suratına baktım. "Teşekkür ederim, ne kadar yapmana gerek olmasada teşekkür ederim."
Elini tutup sıktığımda koca bir gülümseme ile ona bakıyordum.
"Anlaması çok zor birisin, bazen fazla uzak davranıyorsun bazen gerçek kendini gösteriyorsun."
Gülümsememi yüzümden silmeden kafamı yere eğdim, bunu ilk defa duymuyordum. Herkes bunu söylüyordu.
"Tanıştığım herkes böyle söylüyor," benim üstünde olan gözlerine baktım. "Ama yapmam gerekende bu, kendimi ne zaman tam birine açsam sırtımdan bıçaklıyor. İnsanlara soğuk davranmaya çok alışmışım, bir arkadaşa nasıl davranılır bilemiyorum."
Sağlam olan elini kafama koydu ve saçlarımı okşadı, gülümseyen yüzüm solmuştu. Hatırlamak istemediğim şeyler bir bir aklıma geliyordu.
"Sana bunu dediğimde kötü bir niyetle demedim, böyle olmanı seviyorum. Okuyamadığım insanlar daha çok ilgimi çekiyor."
Ellerini kafamdan çektiğinde saatin gürültülü sesi duyuldu. Bu artık kalkıp gitmemiz gerektiğinin sesli bir habercisiydi.
Eşyalarımı alıp montumu giydim ve ışıkları kapattım, Harry kapının önünde dikilmiş beni bekliyordu.
Anahtarımı aldım ve kapıya yönelip açtım, Harry yanımdan geçip dışarı çıktığında çabucak kitledim ve anahtarı çantama attım. Kar lapa lapa yapıyordu ve her taraf beyazlara bürünmüştü.
Londra saat geç olduğu için çok sakindi. Eve doğru yürümeye başladık, Harry bazen duraklıyor kar tanelerini yemeye çalışıyordu ve bende onu taklit ediyordum.
Evime yakın bir mesafedeyken Harry elimi tuttu ve kendi eliyle sardı, ardından montunun tüylü cebine soktu.
"Ellerin üşümüş gibi görünüyordu."
Haklıydı montumun cepleri olmadığı için ellerim buz kesmişti, ama şu an Harry'nin ellerim dahil her tarafım alev gibi yanıyordu. Dünyaca ünlü star Harry Styles'la birlikte sevgili gibi yolda yürüyordum.
"Evet üşümüşlerdi" gibi saçma sapan bir cümleyi mırıldandım. Panik halindeyken beynim gerçekten asla çalışmıyordu.
Kapımın önüne geldiğimizde iyi geceler dilemek için ona döndüm ve yavaşça elimi çekmeye çalıştım, ama Harry onun yerine eli elime kenetliyken beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Harry'nin sarılmalarına alışamamıştım. Bana sarılmayı bıraktı ve elini elimden çekti, neden aska bırakmasın diye yalvarmak istiyorum ona. Dudaklarını yaladı ve boynundaki kalın yünlü atkıyı çıkarıp benim boynuma sardı.
"Kapımın önündeyim sence buna şimdi ihtiyacım mı var Styles?"
Gülümseyip atlıyı koca elleriyle daha çok sıktı. "Ben burada yokken seni koruması için bunu bırakıyorum sana, soğuktan koruyacağına emin olabilirsin."
Gülerek söylediği şeye kaşlarımı çattım, intihar falan etmeye mi gidiyordu ben burada yokken ne demek.
"Burada yokken?" Dedim ve tek kaşım havada ona baktım."1 haftalığına şehir dışına çıkıyorum önemli bir fotoğraf çekimim var. 1 hafta bensiz dayanmak zorundasın biliyorum çok zor olacak ama."
Harry Styles'ın her gün beni kapımdan evime kadar bırakmadığı 1 hafta, sanırım üstesinden gelebilirim.
"Aman tanrım, ben yaşayamam sensiz. Kim saçma sapan espriler yapıp midemi bulandıracak şimdi benim." Sahte göz yaşlarımı sildim, o ise esprilerine kötü dediğim için savunmaya hazırlanıyordu.
"Sus Harry, hayranların bile esprilerinin berbat ötesi olduğunu biliyordur."
"1 hafta sonra sakın bana özledim deme çünkü inanmam."
Lapa lapa yapan karın altına çocuklar gibi atışıyorduk, atılmada denemezdi birbirimizle eğleniyorduk.
"İyi geceler Harry, çabuk dön."
Koca gamzelerini ortaya çıkararak gülümsedi ve karda hızlıca yürüyerek ana yola gitti. Arkasından bir süre bakıp kapıyı açtık ve daireme girdim.
-
Harry gideli neredeyse 4 gün olmuştu ve o 4 gün bana asla yazmamıştı. Mesajlarım iletiliyordu ama geri dönen kimse yoktu. Cevap geldi mi diye telefonuma baktım ama beklediğim şeyi göremeyince kapatıp cebimde koydum.Mesaj gelmeyeceğini bildiğim halde beklemek saçaydı, ne zannetmiştim beni önemsediğini falan? Müşterilere yaklaşırken kafede bir anda duyulan Harry'nin sesiyle afalladım. Lanet olsun kim hazırlıyor bu müzik listesini!
YOU ARE READING
adore you - HS
Historical FictionStyles, ağlamaktan gözleri şişmiş olan Stella'ya baktı. Ağlarken ne kadar güzel göründüğünü bir kere daha anlamıştı. O bal rengi gözleri ağlamaktan kızarmıştı, Harry'e bakıyordu. Seslice burnunu çekti dudaklarını yaladı. "Ne bakıyorsun öyle, hiç ağl...