3. Bölüm: "Sen büyük bir kızsın."

12 5 0
                                    

"Al şunları pansuman yap kendine. Mal gibi ne 5'e 1 gidiyorsun aptal! Ben bile o kadar güçlü olmadım daha." Bu erkeklerin saçma cesaretlerini çözemiyorum.

O kendine pansuman yaparken bende kapıdan içeri giren Yılmaz abinin yanına gittim. Kızacaktı bana

Demirden...

Bu kızda değişik bir haller vardı. Bir kere çok güçlüydü ama yine de zorlandığını anladım. Geldiği andan bizim aptal Natalie'ye vurması beni çok mutlu etmişti. Kız hiçbir şey öğrenmiyordu. Ama Natalie'ye de üzülmedim değil. Kızın psikolojik sorunları vardı. O adamlarla nasıl başa çıktı bilmiyorum. Yılmaz ağabeyi tanıyorum. Babamın arkadaşıydı. Ama bu kızı tanımıyordum. Sadece birkaç gün önce yılmaz ağabey bana telefon açıp hala eğitmen olup olmadığımı ve bir kızı eğitmem gerektiğini söyledi.

Ve bugün burda. Kız kardeşimi rahat bırakmayan serseriler geldi. Bugün nasıl onlara gücü yetti anlayamadım. Ama şaşırdığımı çok belli etmemeye çalıştım.

Yılmaz ağabey ile önemli birşey konuşuyor gibiydiler. Dinlemeye çalışıtım.

"Ya öğrenirlerse senin burda olduğunu? Ne yapacağız o zaman? Neden ilk günden sorun çıkarıyorsun?"

Sesini biraz alçalttı. Bir kaç kelime diyebildim.

"Babanı .......... burada olduğunu öğr..........."
Birkaç kelime duyabildim. Fakat bu merakımı daha çok artırdı.
Neyse daha ilk günden taviz vermemeliyim. Sözümü geçirmeliydim.

Tutkudan...

Sesimi alçalttım. "Yılmaz abi çaktırma bizi dinliyor. Sonra konuşuruz. Bende eve geçeceğim." Yılmaz abim benim amcam gibiydi. Bana karşı çok iyi davranır fakat gerekli lafları etmekten hiç çekinmezdi. 

"Hocam ben gidiyorum. Bugün yeterli eğitimi yaptık herhalde yarın görüşürüz." Anlayışla kafasını salladı.

"Peki öğrencim." Peki öğrencimmiş vur bir tane yüzüne!

"Ya bi sus!" Demir hocam ona deyip demediğini anlamaya çalışıyordu.

"Sana demedim şeye dedim..."

"Kime?" Off. Yaptıklarını görüyor musun! Ona hesap vermek zorunda değilsin.

"Şey işte... üf ne tanıyacaksın boşver."

Dışarı çıktım. Dışarıda beni bekleyen adamların yanına gidip eve gitmeden önce bir borsch çorbası içmek istiyordum.

"Gökhan abi borsch çorbası yapan bir yer bulup sipariş eder misin?" Bide yalvarsaydın. Sen sus bu bir saygıdır.

"Tabiki Tutku hanım hemen hallediyorum."

1 hafta sonra

"Hocam çok yoruldum."  Eliyle kalkmamı işaret etti.

"Hadi kalk daha squatlar bitmedi."
"Hadi 15 tane başla, hadi ama kalk. Al pozisyonu."

Squat pozisyonunu aldım. Başlayacağım sırada durdurdu beni. Elini sırtıma koydu.

"Öğrencim, ne dedim ben sana sırtın düz olacak. Evet, evet, ha! böyle daha iyi. Ellerin düm düz olsun. Evet, evet, aferin. Kalçan biraz daha dışarı tamam oldu. Başla!"

Allahım yaptırdığı pozisyon çok zordu. 15 tane zar zoruna yaptım.
"Hocam inşallah bitmiştir!"

"Bitti öğrencim bitti hadi kalk. Gidiyoruz." Tutku buna güvenilmez hadi biz eve gidelim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şeytanın Fısıltıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin