Giriş.

20 9 3
                                    

Herkese merhaba.

Artık Aşk Teorisine bir giriş yapalım. Onları bir önceki bölümde az da olsa tanıdınız. Bu bölüm de olayı biraz daha anlayacaksınız ve bu bölümden sonra bölümlere başlayacağız ve en kısa zamanda bölümleri paylaşacağım. Sadece biraz zamana ihtiyacım var o kadar.

Unutmayın bu kitabın karakterleri onlar, kahramanları sizlersiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalar ^^







 Keyifli okumalar ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Her hikayenin güzel bir başlangıcı vardır. İlk kelime, ilk söz, ilk satır... Bir hikayenin başlangıcıdır aslında. Ve her hikaye de olduğu gibi dünyadaki insanlarında hikayeleri;hikaye başlangıcı vardır. Sizin, benim, bizim... Farklı koşullarda başlar hikayemiz. Ve benim hikayem, hikaye olmaktan çıkıp hayatın peşine takılmak oldu. Şimdi hayatım öyle bir noktaya geldi ki, sanki altın tepsiye ölüm nedenimi sunuyorlar bana.

Bir bulut düşünün. Maviliğin içinde dans ediyor... Bir bulut düşünün, şekil alıyor sonra bu şekil bozulup dağılıyor. Benim hikayem tam bu noktada bozuluyor. Dağılıyor.

Ben kim miyim?

Ben Hazal. Hani şu istediğini yapmak isteyip ama isteği olmayanlardan.

Yaşamın tek kuralı, okuyup geleceğe yönelmeye çalışanlardanım. Benim hikayem aslında bu üniversiteye gelerek başladı. Önce bilmediğim bir şehirde yaşamaya başladım, tanımadığım insanlarla aynı odada kaldım aynı masa da yemek yedim. Yeni arkadaşlar edindim. Ve ben...belki de ilk defa bu şehirde aşık oldum. Kalbim ilk kez bu kadar hızlı attı. Ellerim titredi, gözlerimin içi parladı. Çünkü ben aşıktım.

Hemde en yakın, beni kardeşi olarak gören arkadaşıma.

O zamanlarda bunu tam olarak anlayamasam da aslında o da başkasını seviyordu.


Bu mevsim belki de benim en çok üşüdüğüm, yalnız kalmak istediğim mevsimdi.
Yıldızların altında, sararmış yaprakların ortasında oturuyorum.
Gözyaşlarım benden habersizce yanaklarıma doğru süzülüyordu.
Ne deniyordu buna?
Yalnızlık mı, kimsesizlik mi?



En yakın arkadaşım karşımda durmuş dolmuş gözleriyle gözlerime bakıyor. Biz her şeyimizi birbirimize anlatır, sinemaya birlikte gider, korktuğumuz zaman yan yana uyurduk.

Şimdi karşıma geçmiş bana bir teklifte bulunuyordu.

“Benimle evlenir misin?” diyordu.
İşte ölüm nedenim altın tepsiyle sunuluyordu. Kuzenimi seven biriyle evlenecek miydim gerçekten? Teklifini kabul etmek ağlamaktan daha zordu. Beni sevmiyordu, benimle acılarını dindirmek için evlenmek istiyordu. Ben bunu bile bile kabul ettim.

Ayaz Kılıç... En yakın arkadaşım, sevdiğim adamla evlenecektim.

Soyismini alacaktım.

- - -

Resmi de buraya bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resmi de buraya bırakıyorum.

Umuyorum ki beğenmişsinizdir. Sizin beğenmeniz benim için çok daha önemli. Söylemek istediklerimi bölümün başında söyledim zaten. En kısa zamanda tekrar geleceğim.

Görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

Aşk Teorisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin