- Şimdi ne yapıyoruz??
Yibo kafasını bilmiyorum dercesine sağa sola salladı.
Çok sinriliydi Yubin hakkında pek iyi şeyler düşünmüyordu. Eline geçtiği an neler yapabileceğini kendisi bile tahmin edemiyordu.
- Sadece gidip onu yakalayıp ağzını burnunu kırmayı düşünüyorum ben.
Zhan, Yibo'nun ellerini tutup kendisine çekti ve beline sarıldı. Yibo temasla gülümsemeye başladı.
Zhan onu sinrilendiğinde sakinleştire bilecek tek kişiydi.
- Benim bir fikrim var aslında!!
Jiyang sırıtıp Zhan'a göz kırptı.
Yibo, Jiyang'ın hareketiyle hızla suratını buruşturdu.
- Bana neden garip garip bakıyorsunuz ki?? Bu takımın beyni benim farkında değil misiniz hala??
Ne kadar kabul etmeseler de Jiyang biraz haklıydı.
- Şimdi ex enişte Yubin'i arayıp buraya çağırıyorsun.
Zhan kaşlarını çattı ve elini Yibo'nun belinden çekti.
- Jiyang.. Yibo katil mi olsun istiyorsun??
Yibo gözlerini kısıp Jiyang'a ters ters bakmaya başladı.
- Ben Yubini öldüreceğim, sonra da mapus damlarına düşeceğim. Kocam da sana kalacak. Planın bu mu Jiyang efendi?? Zaten gözüm seni hiç tutmuyor!!
- Vay be... Güzel senaryo. Dur daha fazla spoi vermeden iki dakika mısır patlatıp geleyim ben.
Jiyang ayağa kalkıp mutfağa ilerlemeye başladı.
- Ama Yiboş şunu hep unutyorsun sen... ZHAN SENİN ESKİ KOCAN!!
Yibo ayağa kalkıp hızla mutfağa koşan Jiyang'ı kovalamaya başladı.
////////////////////////////////////////////////////////////////
Yibo mutfakta Jiyang'ı biraz tartaklamış daha sonra da salona dönüp kocası'nın yanına oturup ellerini sıkıca tutmuştu.
Zhan gülümseyip ellerine bakmaya başladı.
- Yibo??
- Efendim Haoxuan?
- Jiyang nerede? Çocuğu öldürdün mü içerde??
- Maalesef hayır.. gerçekten mısır patlatıyor içeride...
- Bu çocuk yemin ederim normal değil...
HaoXuan dudağını ısırıp başını önüne eğdi.
Jiyang kısa süre sonra elinde kocaman bir kase patlamış mısırla içeri girdi.
- GELDİM!! Şimdi beni dinleyin tamam mı??
Zhan arkadaşına gülümseyip konuştu.
- Anlat JiJi seni dinliyoruz
Jiyang dudaklarını büküp HaoXuan'a baktı.
- Bak bana ne güzel JiJi diyor.. sen anca küfür et bana
HaoXuan, bacaklarını önündeki sehpaya uzatırken Jiyang'a göz devirmeyi ihmal etmemişti.
- Lütfen artık şu konuya döner misin??
- Tamam bee!! Şimdi Yubin'i dövmen bir işe yaramayacak Yibo. Daha sonra size zarar verip vermeyeceğini bilemeyiz. Bu yüzden sen arayıp Yubin'i buraya çağıracaksın ve Zhan ile tekrar barışmak istediğini söyleyeceksin, tabi o panik yapıp Zhan'ı sana kötülemeye başlayacak. Bu arada biz onun sesini kayıt altına alacağız. Yubin mutlaka bir yerde patlak verecek ve biz daha sonra elimizdeki kayıtla beraber savcılığa gidip onu dava edeceğiz. Bu yaptığı suç ve o da suçunun bedelini böyle ödeyecek. Size daha fazla zarar vermemesi için en iyisi bu.
Kasedeki mısır'dan bir avuç alırken konuşmaya devam etti.
- Biliyorsunuz ki şiddet asla bir şeyleri çözmez. Eee tamam mıyız??
Jiyang'ın planından dolayı gözlerinde memnuniyeti pırıltıları vardı..
HaoXuan ilk defa Jiyang'dan etkilendiğini hisseti. Ciddi olduğu zamanlarda oldukça havalı biriydi aslında...
- Bu arada senin fikrini de değerlendire bilriz Yibocum. Mapusa girersen bile Zhan'a ben bakarım. Hazır çocukta var hehe~
Haoxuan çenesini yan yatırıp az önce kafasından geçirdiği düşünceler için pişman oldu. Song Jiyang asla akılanmazdı...
- Bence senin fikrin doğrultusunda gidelim JiJi'm... Yibo tamam mı??
Zhan göz ucuyla Yibo'ya baktı.
- BoBo~
- İyi dediğiniz gibi yapalım.. ve şuna JiJi'm deme Zhan