2 "Sana neden zarar vereyim?"

172 23 35
                                    

Kapıya iyice yaklaştı güneş çocuk, kulağını yasladı ilk önce kapıya. Dinledi, ama içeriden hiç ses gelmedi. Bu seferde kapıyı tıktıkladı güneş çocuk. Yine bir ses yok.

Tam arkasını dönmüş gidecekken bir hıçkırık sesi geldi yaşlı kulübeden. Hoseok hızlı bir şekilde arkasını dönüp konuştu

"Hey! kim var orada!'
ses çıkmadı küçük kulübeden, bir kez daha seslendi güneş çocuk;
"Benden korkma, sana zarar vermem!"
yine bir ses yoktu. Hoseok daha fazla dayanamadı, ve içeri girmeye karar verdi.
kulübenin kapısını açıcakken içeriden bir ses işitti prens;
"l-lütfen bana za-zarar vermeyin-"

"Hayır sana zarar vermem! Ben Kral Jung'un oğlu Jung Hoseok"
"Bana zarar- vermeyin l-lütfen"
Ağlıyarak dediği cümlelerde hep hıçkırıyor ve o cümlesinin tamamlıyamıyordu.

"Tamam sana zarar vermeyeceğim. Sadece aç kapıyı ve sana yardım edeyim... Lütfen"
Yoongi düşündü, eğer o kapıyı açarsa onu öldürebilir veya alıp boynundan asabilirdi. Ama yoongi duyduğu sesle ayaklandı '... lütfen' peki kapıyı açıcaktı ama umarım ölmezdim.

Hoseok bir kez daha tıkladı kapıyı, arkadan bir ses konuştu;
"Kapıyı açıcam ama lütfen bana zarar vereyin-"
"Tamam sana zarar vermeyeceğim"

Kapıyı açtı cılız çocuk, günlerdir yediği tek şey elma olabilirdi. Çünkü burda yenilecek başka bir meyve veya bir yemek yoktu.

Hoseok karşısında gördüğü beden ile hayret etti. Ne yalan söylesin, saçı sakalı birbirine girmiş yaşlı, şişman ve uzun boylu bir oduncu adam bekliyordu.

Hoseok, karşındaki bedenin ne kadar beyaz tenli olduğuna şaşırdı. Kendisinin o kadar beyaz bir teni yoktu. Karşısındaki çocuk çok korkmuşa benziyordu.

Hoseok içinden "afet" diye geçirmeden duramadı.

"Senin ne işin var burada?"
Ağlamaya başladı ay çocuk, nasıl diyebilirdi ki? Ailesi tarafından tecavüz edilip, aç susuz bırakıldığını? Yoongi tek çözüm ormana kaçamak olduğunu karar vermişti. Baktı karşındaki kendisinden uzun boylu adama.

İnanılmaz derecede düz bir burun, arkasından onunla beraber sürüklenen pelerini ve güneş sarısı tac'ı ile,, çok güzel duruyordu.

"Şey, ben.."
Konuşamadı Yoongi. Ailesnin ona daha çok zarar vermesinden korkuyordu.
"Anlatabilirsin her şeyi, merak etme kimseye söylemem."

Yoongi kararı verdi. Anlatılacaktı ona her şeyi.

"Ailemden kaçtım Prens Jung."
Şaşırdı hoseok 2. Defa. Bir suç işlediğini sanıyordu oysaki.

"Ailen sana ne yaptı küçüğüm?"
Bir elini Yoongi nin boynuna koydu Hoseok. Ne yapıyordu o şuan! Eğer biraz daha geç kalırsa babası askerleri ormana yollardı ve o askerler küçüğüne zarar verirdi.

"Çok kötü şeyler yap-yaptı Prensim, duymak istemiyebilirsin"

Anladı Hoseok küçüğünün ne kadar zor zamanlar geçirdiğini. Diğer elinide küçüğünün boynuna attı ve başını, kendi göğüsüne yaşlanmasını sağladı.

"Ağla küçük. Dök gözyaşlarını. İçini rahatlat."
Ağlamaya başladı yoongi. Şuan neden bu kadar huzurlu hissediyordu? Neden istemsizce gözyaşları daha fazla dökülüyordu?

Yoongi resmen sarhoş olmuştu. HoSeok'un kendisine has olan orman kokusu, onu sarhoş etmişti. Ama neden gözleri kararıyordu? Ölüyormuydu şuan?

Hoseok birden kendi kucağına düşen küçüğü ile telaş yaptı. Gözleri kapanmıştı küçüğün. Hoseok onu vakit kaybetmeden atının arkasına bindirdi ve saraya doğru sürdü atını. Saraya geldiğinde tüm askerler ona baksada o tek bir şey dedi;

"Hemen hekim SeokJin i benim odama çağırın!"

Evet sadece bunu demişti. Hızlıca küçüğünü kucağına aldı ve odasına gitti. SeokJin çoktan gelmiş ve Hoseok'u bekliyordu.

"Bay Kim! Hemen onu muayene edin! Onun iyileşmesi lazım!"
"Prens Jung, ona ne olduğunu söyleyin bana."
"O bayıldı. Bilmiyorum neden bayıldığını"

SeokJin anladı, onun günlerdir aç ve susuz bırakıldığını. Ateşi yoktu yoonginin. Ve şunuda anladı;
Yoongi ve Hoseok'un ruh eşleri olduğunu

"Prens Jung, telaş etmeyin sadece aç ve susuz kalmış. Eh bu durumdan dolayı bayılmış. Biraz bir şeyler yemesi ve iyice dinlenmesi gerekiyor. Ayrıca ona vereceğim ağrı kesici ve tatlandırıcıyı (böyle bişi var mı bilmiyorum kkk)
Düzenli olarak kullanması gerekiyor"

"Teşekkürler, çıkabilirsin"
Hoseok sevindi, küçüğüne bir şey olamadığı için. Onun için kendi elleriyle bir yemek hazırladı Hoseok. Onu kendi yatağında bırakmıştı.

Tabikide Kral Jung oğluna neler olduğunu sormuştu. Hoseok herşeyi eksiksiz anlatmıştı.

İyiki Kral Jung çok anlayışlı bir kraldı. Eğer şuan başka bir Kral olsa onun kellesini çoktan almıştı.

Selam! Nasıldı bölüm? Umarım sevmişsinizdir.
Ben sope'un bir klip yayınlanmasını istiyorum. Nokta.

Sope ile kalın cicişler 💚🌻🍀🍀💚🌻

There is no İmpossible Love! - Yoonseok  ≈Tamamlandı≈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin