Her Renkten

Kırmızı Kazak

Zamanın geride bıraktığı izler vardır herzaman… O izler zamansız gelir bulur seni, ummadığın anda çıkar karşına seni nereye götürür biliyormusun ? Geriye çok geriye geçen zamanın anılara dönüştüğü yere… Evet, evet anılar dünyasına götürür seni… Zamansız kırmızı bir kazak çıkar karşına, belki dolabının en derinliklerinden belki artık fazlalık etmesin diye atacaklarının arasından… Bir kırmızı kazak içinde neler barındırabilir ki ? Belki acının en derinine işlediği zamanı belki de mutluluğun verdiği sevinçle hıçkıra hıçkıra ağladığın bir zamanı… Yada belki terk edildiğin zamanı, belki de çocukluk yıllarında üstünde tam da o kırmızı kazak varken oynadığın bir saklambacı, sekseği, çocukluğun verdiği özgürlüğü, masumluğu, içtenliği… Çok şey var herkese göre değişebilen birçok şey… Mesela benim de vardı o kırmızı kazaktan belki o kırmızı kazaktan kaç kişi de vardı. Ama içinde neler sakladı bilinmez. Geçenlerde açtım dolabımı… Annem dedi ki ‘’ Fazlalık edenleri çıkart dolabın toplansın.’’ Bu arada ben bana göre dağınık değilim yaşam stilim bu. Ama anneler anlamıyor yaşam stilinden… Neyse, toplarken dolabımda ki fazlalıkları kırmızı kazağım geldi elime… Şöyle bir daldım ama farkında olmadan anılar dünyasından içeriye. Bir çok yeri gezdim dolaştım sanki o kazağın her dokunduğum ilmeğinden farklı anılara kapılar açılıyordu. Açılan bir kapının ardında bakkal Yaşar amcadan her gün bıkmadan aldığım patlayan şekerlerim çıktı önüme… Daha sonra bir kapı daha birde baktım o kapıları kapatıp hapsettiğim zehirli seksek… Ah zehirli seksek başkaydı mesela en çok da Emine ile zevki çıkardı o sekseğin, sürekli kavga eder iki dakika sonra bunun öncesinde hiçbir şey yaşanmamış gibi devam ederdik zehirli sekseği oynamaya… Kapılar ard arda birbirini kovalarken, annemin sesiyle irkilerek anılar dünyasından geri döndüm yine farkında olmadan… ‘’ Topladın mı fazlalıkları’’ diyordu annem. Cevap vermedim o an sadece düşünüyordum beni tekrar patlayan şekerlerime, oynadığım zehirli sekseğe çocukluğumdaki paylaşıma masumluğa saflığa mutluluğa götüren bir kırmızı kazak nasıl fazlalık olurdu ki bu koca dolapta… Nesneler,eşyalar hatta belki bir şarkı yada bir film; anılar dünyasının kilidi bence. Özlediğimiz o günlere erişmemiz için bir araç bizlere… Bir araç nasıl fazlalık olsun değil mi? Eğer sizde o dünyanın kapısından içeriye girmek istiyorsanız, kırmızı, yeşil, gri, belki de pembe hiç fark etmez o kazağınızı atmayın hayatınızdan çıkartmayın. Belki sizde bir sekseğe, bir balona, unutamadığınız bir arkadaşınıza yada patlayan şekere ulaşabilirsiniz.