×4×

474 64 73
                                    

Selammm nasılsınız?

Sizden bir ricamız olacak👉🏻👈🏻 okurken yorum atarsanız çok seviniriz çünkü yorumlarınızı okumayı seviyoruz🤗

İyi okumalarrr💖

Sabah erken saatlerde Changbin, Jisung ve Felix buluşup şarkı üzerinde çalışmışlardı. Jisung ve Felix bir süre sonra işlerinin olduğunu söyleyip ayrılırlarken Changbin biraz daha kalacağını söylemiş, bir süre durduktan sonra toparlanıp çıkmıştı.

Jisung ve Felix'le önceden de konuşmuşlukları vardı ancak bu işin arkadaşlıkları için bir basamak olacağını biliyordu.

Marketten birkaç kutu bira almış, elindeki poşetle arabasına yürüyordu. Akşam Ssungmin'in barında tekrar bir sahnesi vardı. Oraya gitmeden önce azıcık keyiflenmenin iyi geleceğini düşünmüştü.

Sokağın bitiminden sola dönüp arabasının olduğu sokağa girdi. Bir an takip edildiğine dair içine bir şüphe düşünce arkasına dönmeye çalıştı ama arkasındaki cüsseli adam ondan önce davranıp ilaçlı bezi Changbin'in burnuna bastırdı.

Aldığı ilaç kokusuyla korkuyla gözleri kapanmaya başlarken ne olduğuna anlam verememişti. Adam düşmemesi için onu tutup omzuna aldı kolaylıkla. Changbin'in girdiği sokaktan tekrar geri çıkıp ilerideki siyah minibüsün içine girdi. Omzundaki adamı köşedeki koltuğa oturttu.

"Hemen geldin." Dedi Changbin'in karşısında oturan takım elbiseli adam. Gerçi minibüsün içerisindeki dört adamın dördü de takım elbiseliydi.

"Kolay oldu." Adam koltuğun altındaki gizli çekmeceden ip çıkarıp Changbin'in ellerini, bacaklarını bağlamaya başladı. En son ise ağzına bir bez.

••••••••••••••••••••••••••

Changbin yavaş yavaş kendine gelirken bulunduğu geniş depoya anlamsız bakışlar atmaya başladı. Neden ve nasıl burada olduğunu bilmiyordu. Kalkmaya yeltendiğinde yerine çakılması bir olunca bağlı olduğunu anlayıp endişelenmeye başladı. Zihnine en son yaşadıkları dolarken kaçırıldığını anlaması uzun sürmedi.

Korkuyla ne yapacağını düşünmeye başladı.
Bulunduğu yerde tekti ama dışarıdan gelen seslerden yalnız olmadığını anlayabilmişti. Aklına acil durum düğmesi geldiğinde eliyle basmaya çalıştı ama yapamayınca kucağına bıraktı ellerini.

Oturduğu sandalyede yapabildiği kadar yan dönüp sandalyenin demiriyle düğmeye basmaya çalıştı. Birkaç kere düğmeyi bastırıp çağrının gittiğine emin olduktan sonra rahatlamış şekilde önüne döndü.

Üzerinde uzun kollu olduğu için şanslıydı. Adamlar kolundaki cihazı görüp, söküp atabilirlerdi. İçi ürperdi bu düşünceyle ve eliyle yapabildiği kadar üzerindekinin kollarını çekiştirdi.

Başına bir iş gelmeden önce Bloods'un gelmesini diliyordu. Chan onlara çağrı yollayacağı zaman cihazda kırmızı ışık yanacağını söylemişti. Işık yandığı anda tehlikede olduğundan Bloods'un telefonlarına bildirim gidecekti ve böylece tehlikede olduğundan haberleri olacaktı.

Işığı kontrol etmek için kolunu sıyırmaya çalışıyordu ki kapının gürültülü açılma sesiyle kapattı hemen. Kendine yaklaşan adım seslerini işitiyordu. Kimin geldiğine bakma gereği duymamıştı çünkü az çok tahmin edebiliyordu. Başını önüne eğip sweetini incelemeye başladı.

Adam tam önünde durup eli kolu bağlı bir şekilde oturan zavallıyı izledi bir süre. Bu sefer emindi, ellerinden kimse alamayacaktı onu ve böylece layık olduğu yere, cehenneme yollayacaktı.

𝕻𝖆𝖈𝖊𝖒𝖆𝖐𝖊𝖗| 𝕮𝖍𝖆𝖓𝖌𝖏𝖎𝖓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin