×6×

494 63 95
                                    

Dün yediği dayaktan sonra hala kendine gelebilmiş değildi Changbin. Her yeri ağrıyordu ve dünden farksız soğuk zeminde bağlı bir şekilde yatıyordu. Bloods'un gelmesini beklemiyordu artık. Ölüp gideceği çok belliydi.

Villain odaya giriş yapıp Changbin'in yanına geldi ve ayağıyla dürtükledi yerde yatan bedeni.

"Kalk. Seninle bugün çok işimiz var." Birkaç adama işaret verip Changbin'i yerden kaldırmasını söyledi ve bir dolaba ilerledi. Demir dolabın sesi boş depoda yankı yaparken içerisinden büyük bir çanta çıkardı.

Sırıtarak küçük sehpaya ilerledi ve çantayı sehpanın üzerine koyup açtı. İçerisinde birbirinden korkunç bıçaklar vardı. Güldü Changbin. Bunun başına geleceğini çok iyi biliyordu.

"Çok sevinmişe benziyorsun." Eğilip ilk önce hangi bıçağı kullanacağına karar verdi Villain. Bir tanesini seçtiğinde parmağını üzerinde gezdirip sırıttı. "Güzel bir başlangıç olacak ha?"

Yarım saat boyunca kahkalarla Changbin'i vücudunda kesikler açtı. Zevk dolu gülüşleri bütün depoyu dolduruyordu. Sonunda eline geçirmişti ve kimse onu kurtarmaya gelmiyordu bile.

Changbin, o kadar halsizdi ki ağzını açıp bir şey diyemiyordu. Bütün vücudu kesiklerle dolmuş, tişörtü paramparça olmuştu. Bir süre sonra acıyı hissetmemeye başlamıştı. Villain'in üzerinde kaç tane bıçak kullandığını bir süre sonra saymayı bırakmıştı.

Villain işkencesine devam ederken Depoya bir adam hızla girip telaşlı bir şekilde konuştu. "Efendim, dışarıda çatışma başladı. Onu almaya geldiler."

[[[[[[[]]]]]]]

Güvenlik görevlisinden yeri öğrenmeyi başarabildiklerinde adamı bodrumda bırakıp bütün ekipmanları aldıktan sonra yola koyulmuşlardı.

Adamın tarif ettiği yer bayağı uzaktı. Muhtemelen ormanlık bir yerdeydi. Arabada giderken bir planlama yapmaya çalıştılar. Adamların kaç kişi olduklarını veya nasıl bir yer olduğunu bilmiyorlardı ama tahmin etmesi zor değildi onlar için.

Muhtemelen birçoğu deponun dışında boş boş geziniyor olurlardı sıkıntıdan. Changbin'i koydukları yerde ise kapıda bekleyen birkaç adam olmalıydı.

Lee Know gülerek konuştu. "Changbin cihaz yüzünden başımızın etini yiyecek." Hepsi isyankar sesler çıkardı. Bunun olmasını istemiyorlardı ama Changbin'in kızmaya hakkı olduğunun da farkındaydılar.

"Yaklaştık." Jack ön yolcu koltuğuna oturmuş navigasyondan yolu takip ediyordu. Aldığı bilgiyle yavaşladı Chris.

"Dikkatli olun. Sessiz olmaya özen gösterin ve kendinize iyi bir yer seçin." Chris temkinledi hepsini.

Arabayı gidecekleri yerin bir kilometre kadar uzağına park edip yürümeye başladılar. Yürüdükleri ormanlık bir alandı o yüzden fark edilmeyi göze alamazlardı.

Hedefe ulaştıklarında eski bir bina gördüler. Binanın karşısındaki ağaçlık alana geçip pusu kurdular. Jack, uzun çalılıkların arasına girip silahını hazırlarken, Chris büyük ve geniş bir ağacın arkasına geçmiş, Lee Know ve I.N ise farklı kayalıkların arkasına geçmişlerdi.

Hepsi hazırlıklarını yaptıktan sonra adamları izlemeye başladılar. Tahmini bir sayı düşünüyorlardı. Dışarıdaki adam sayısı çok fazlaydı.

"Şuan dışarıda on kişi var. Arka tarafta da bir o kadar olsa yirmi kişi. İçeride bir yirmi kişi daha olduğunu var sayarsak atlatmamız gereken kırk iki  kişi var." Kulaklıklarından duydukları liderlerinin dediklerini onayladı hepsi. Zor bir iş olacağı belliydi.

𝕻𝖆𝖈𝖊𝖒𝖆𝖐𝖊𝖗| 𝕮𝖍𝖆𝖓𝖌𝖏𝖎𝖓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin