x8x

542 54 254
                                    


Merhabaa!!!!! Yazarlığını yaptığım ilk bölüme hoşgeldiniiiizzzz. İlk kez yazdığım bir yazı okunacak bu yüzden gerginim. Henüz acemiyim ama umarım seversiniz. Bu bölümü kurgularken çok eğlendik. Dhhdhdhhdhdb jeongine bayılıyorum ya çok korkunç değil mi??? Bölüm sonunda böyle birini tanımadığınız için şükür edeceksiniz xhhdhdhdhd (belki tanıyosunuzdur yazık... )

Çok uzattım, sizi seviyoruzz!! Okurken ki tepkilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın. Ne demiş fırat abimiz okuyup vote verip yorum yapanlar CAAANNN okuyanlar cancık. Öpüldünüüzzzz💜💜💜💜💜

Selam bebeklerimmm bu sefer karşınıza Seungin bölümüyle geldik~

Umarım beğenirsiniz iyi okumalar💖

-Alya

•••••••••••••••••••••••••

-Seungin bölümü-

"İçecek bir şeyler alacağım, istiyor musunuz?"

Seungmin oturduğu yerden kalkıp aldığı siparişler ile mutfağın yolunu tuttu. Dört günün ardından Changbin daha fazla hastane ortamına dayanamayıp eve gitmek istediğini söylemişti. Doktorlar biraz daha kalmasını isteselerde bir şekilde ikna edip taburcu ettirmişlerdi.

Seungmin, iyileşene kadar onda kalabileceğini söylese de Changbin kendi evine gitmek istediğini söylemişti. Şimdi ise hem Bloods çetesi hem Seungmin hem de Jisung ve Felix, Changbin'in evindelerdi.

Changbin Seungmin'e sessizlikten sıkıldığını söyleyip birilerini çağırmasını istemişti ama kesinlikle bu kadarını kast etmemişti.

Jeongin beklediği anın gelmesiyle Seungmin'in peşine takıldı. Hastanede yaşanan olaydan sonra kirli oynamaya karar vermişti. Red edilmemişti ama karşılık da alamamıştı ve Jeongin bunun altında kalmazdı. Takındığı masum ifade ile
"Ben de sana yardım edeyim." dedi.

Seungmin mutfağa girip aklından bir anlığına bile çıkmayan bu düşünceler ile dolap kapağını açıp dalgın bakışlarını rafta duran bir kaç şişeyle buluşturdu. İçecekleri masaya, Jeongin'in az önce çıkarttığı bardakların yanına koydu.

Aklı hala changbindeydi. Onu koruyamamış olmanın vicdan azabını çekiyordu. Evet, Bloods seyesinde onu kurtarmışlardı ama aldığı darbeleri düşündükçe içi sızlıyordu. Bunu yapmalarına izin vermemeliydi. Bedeni mutfakta olsa da ruhu çok farklı bir yerdeydi. İki elini masaya dayayıp kafasını önüne eğdi.

Jeongin, Seungmin'in dalgınlığından faydalanıp masanın üzerine bıraktığı bardakları doldurdu. Hızlıca Seungmin'i kontrol edip cebinden çıkardığı şişeyi kadehe boşaltıp hızlıca cebine koydu kızıl saçlı olan. Kazandığı tilki lakabını hak ettiğini her haliyle kanıtlıyordu. elindeki bardağı seungmine uzattı yüzüne endişeli bir gülümseme yerleştirirken. Ona inanmamak elde değildi.

"Minnie çok gergin görünüyorsun. Changbin konusunda kendini sorumlu tutma lütfen. Elinden geleni yaptın sen. Önemli olan da bu, hmm? "

Seungmin aldığı şarap dolu kadehi tek seferde kafasına dikti. Dudaklarında kalan bu kırmızı sıvının onu rahatlatacağından emindi. Sandalyelerden birini çekip oturdu derin bir iç çekerek. Kafasını sallayıp onaylarcasına mırıldanabildi sadece.

Jeongin elindeki içeceklerin bulunduğu tepsiyi çocukların oturduğu geniş salona götürdü. Gümüş detaylarla bezenmiş mutfağa geri döndüğünde Seungmin'in yanındaki sandalyeye oturdu.
Yüzüne sinsi gülümsemesini yerleştirmişti bu kez. Oynamıyordu artık. İlacın ve alkolün etkisini kullanmaya hazırdı kızıl olan.

𝕻𝖆𝖈𝖊𝖒𝖆𝖐𝖊𝖗| 𝕮𝖍𝖆𝖓𝖌𝖏𝖎𝖓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin