63. Bölüm

2.3K 161 61
                                    

Hatalar varsa kusura bakmayın. Keyifli okumalar.


(Derin'den)


2 saat önce Buse ile telefonda konuşurken onlara misafir geleceğini öğrenmiştim. Şirketimizdeki misafirlerimizi uğurladıktan sonra arabaya atladığım gibi yanına gittim. Yemeklik sebzeleri doğramasına yardım ettim. Daha sonra bana kek hazırlama görevini verdi.

Şakacı ifadesiyle "Güzel çırp," dediğinde gülmeden edemedim.

"Tamam, güzel çırpıyorum."

"Mevsim ile mesajlaşıyoruz. Bir şey demek ister misin?"

"Selam söyle," dedim direkt. Sağ elinde telefon vardı. Boşta kalan elini tezgahın kenarına koydu. Bugün saçlarını dağınık topuz yapmayı tercih etmiş. Gözünün önüne düşen saçı kulağını arkasına aldı. Ekrana bakmayı sürdürürken dudakları tebessümle kıvrıldı. Plansızca başını kaldırdığında göz göze geldik. Dudaklarındaki tebessüm büyüdü.

"Ne oldu?" diye sordu.

"Bir şey olmadı. Her haliyle güzel olan sevgilime bakıyorum."

"Utandırma şimdi," dedi. Yanakları kızardı. Ocakta pişmeye devam eden yemeğin yanına yaklaştı. Tencerenin kapağını kaldırıp yemeği karıştırdı.

"Mis gibi koktu," dedim.

"Evet. Acıkmaya başlıyorum," dedi. Tencerenin kapağını kapatıp yanıma geldi. Yanağımdan öptü.

Öptüğü yeri baş parmağıyla okşarken, gözlerime baktı. "Gözlerin kızarmış."

"Az uyudum ya, ondandır."

"Uykunu iyi al lütfen. Bu arada unutmadan söyleyeyim, Hale'nin ailesi akşam evde olmayacakmış. O da bizi davet etti. Gitmek ister misin?"

"Olur yavrum," dedim.

"Tamam o zaman," deyip duvar saatine baktı.

"Akşama epey az kaldı. İstersen burada kal. Birlikte gidelim."

"Kalamam kömür gözlüm. Sana yardım edeyim diye geldim, birazdan şirkete dönerim. Birkaç işim var onları bitireyim. Yarına birikmiş kalmasın."

"Tamam sen bilirsin."

Elimin altındaki tel çırpıcı dikkatimi çekti. Doğru ya, ben kek harcı hazırlıyordum.

"Fırın ısındı mı?" dediğimde öylece kaldı. Anlaşılan onun da aklından uçup gitmiş.

"Aa evet ısındı. Öyle bir an kafam gitti. Senin yüzünden kafa kalmadı," derken işaret parmağını kalbimin olduğu yere koydu.

"Cilveleşmeyi sonraya saklayalım. Sen bana bir kek kalıbı ver."

"Hay hay," dedi. Kalıbı bana vermeden önce yağladı. Ben harcı dökerken fırının kapağını açtı. Keki fırına verdikten sonra yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

Yemeğin tadına baktı. "Tamam, pişmiş bu... Ellerimiz kirlendi."

"Evet. Yıkayacağım şimdi."

Birlikte lavaboya gittik. Ben önce davranarak ellerimi yıkadım. Kenara çekilerek ona yer açtım.

Kollarımı karnına doladım. Saçlarının kokusu burnuma dolarken gözlerim kapandı. Boynuna yaklaştım. Ellerim ve bacaklarım titremeye başladı.

Kokladığım yere dudaklarımı bastırdım. Yüzümün kızardığına eminim. Kolumun üzerindeki ellerini iyice tenime bastırdı. Başını sola doğru eğerek bana daha fazla yer açtı. Uzun öpücükler bırakıyordum. Saçlarını sağ omzuna alıp diğer tarafı öpmeye başladım. Elini enseme attı. Sağ elim usulca karnından aşağı doğru yol aldı. Eli bu defa boynumdaydı. Nefes alışlarımız hızlandı. Teninin sıcaklığı ve parmaklarıma gelen ıslaklık beni daha çok harekete geçirmeye yetti. Başını bana doğru çevirmek istediğini anlayınca gözlerimi açtım. Dudaklarımızı birbirine mühürledi. Bedenini tamamen bana çevirdi. Pantolonumun düğmesini açtı. Fermuarı aşağı indirdi ve ona yaptığımı yapmaya başladı. Beni etkisi altına almıştı. Nefeslerimiz birbirimizin dudaklarına çarparken ara ara onu öpmeyi sürdürdüm.

KALICI (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin